El ele yürümeye devam ettik. Bir sahil kafesine geldiğimizde durdum. "Sana o meşhur tatlıyı yedirdiğim yer burası işte."
"Oha, dedi şaşkınca. "E burası fazla güzel."
"Ne sandın? Ben seni çirkin bir yere getirir miyim?"
"Haklısın güzelim. Çok iyi bir zevkin var." Denize en yakın yere oturduğumda Derin karşıma oturdu.
"Seni buraya getirdiğimde ay çok güzeldi. O kadar güzeldi ki... Seninle yarışmıştı."
"Fazla iyisin bu konuda." Kafamı ne söylediğini anlayamadığım için sevgilime çevirdim gözlerimin içine bakıyordu.
"Ne konuda?" dedim yavaşça. Derin elime uzandı ve dudaklarına doğru götürdü. Bir öpücük bıraktı ardından avucuma kafasını yasladı.
"İltifat etmek, bana kendimi iyi hissettirmek, beni mutluk falan falan... Bir sürü güzel şey."
"Ben sana bunları içimden geldiği için söylüyorum inan bana. daha fazlası yok. Sadece içimden geliyor seni sevmek. Sana karşı fazla hassas olduğumu biliyorsun Derin. Ben seni mutlu etmek için varım. Senin mutlu olman için uğraşacağım hep."
"Bana istediğim her şeyi yapacağını mı söylüyorsun?"
"Sen iste yeter güzelim. İste yeter." Çok güzel bakışları vardı Derin'in bana karşı. O eski hissizlik yok olup gitmişti. Artık kendimi ona daha da yakın hissediyordum.
"Çikolatalı bir şeyler istiyorum." dedi arkasına yaslanarak.
"Ben varım sarmadı mı yoksa?"
"Sen fazlasıyla sarıyorsun hanımefendi. Fakat midem de bir şeyler istiyor bunu inkar edemeyiz."
"Bu gidişle doyuramayacağız seni." Güldüm, Derin ise utanarak kafasını eğdi. Yanımıza gelen çocuğa sipariş verdim. Ardından çalan telefonuma bakmak için çantamı karıştırdım. O sırada Derin telefonumu uzattı.
"Eşyalarımın sende olmasına bayılıyorum." dedim kafamı sallayarak. Çok hoşuma giden bir şeydi. Cüzdanımın onda kalması ya da araba anahtarlarımın onun ceketinin cebinde olması. Evimizin anahtarının onun üzerinde Thor Çekici olan anahtarlığında takılı olması da buna dahildi.
Arayan ablamdı. Geldiğimizden beri onunla görüşmemiştim. Telefonu daha fazla çaldırmadan açmak istedim. Fakat ben açana dek arama bitmişti. Çağrıya geri dönüp telefonu omuzum ve kulağım arasına sıkıştırdım. Çantamdan sigaramı çıkartıyordum.
"Türkü."
"Abla? Nasılsın?"
"İyiyim kardeşim. Gelip bana haber vermediğini öğrendiğimde daha da iyi oldum."
"Abla özür dilerim. Birkaç gün önce geldik. Biliyorsun uzun bir Fransa tatili yaptık."
"İyi yapmışsınız. Akşam yemeğine bana gelin. sana brownie yaptım." Ablamı memnun bir mırıldanmayla onaylarken önüme gelen tatlı tabağına baktım. Karamel soslu brownie evet...
"Gelelim ablacım. Ah dur Derin'e sorayım."
Derin kafasını kaldırdı. Telefonu omuzuma doğru ters bir şekilde bastırdım. "Ablam akşam yemeğine davet ediyor gidelim mi?"
"Tabii ki çok memnun olurum." Kibarca beni onayladı. telefonu yine kulağıma çevirdim."
"Abla çok şey yapmana gerek yok. Biz erken geliriz yardım ederiz zaten sana. İstediğin bir şey var mı?"
"İçecek güzel bir şeyler alabilirsiniz. Çok güzel bir meze tarifi öğrendim. Akşam da benle kalırsınız."
"Ooo olur ablacığım. Peki ne istediğini mesaj at sen. Başka bir şey istersen de mesaj atarsın."
"Tamam bekliyorum o zaman. Görüşürüz." Ona karşılık verip telefonu kapattım. Derin mutlu bir şekilde tatlısını yiyordu. Sıcak brownieyi çatallarken Derin kafasını kaldırdı.
"Ablanla dava evvel tanışmış olmama rağmen şu an daha gergin hissettim."
"Gergin hissetmen gereken bir şey yok ki güzelim. Ablam sonuçta. Kadınla kanım bir bana ısındığın gibi ona da çabucak ısınırsın. Hem biz çok benziyoruz."
"Senin kadar güzel yani."
"Benden güzel. Benim birkaç sene sonraki halim işte." Gülümsedi. Uzun uzun konuşarak tatlılarımızı yedik ve bir saat kadar oturduk kafede. denizi izleyen Derin'i izlemek beni fazlasıyla tatmin ediyordu.
"Gidelim mi artık. Önce eve geçelim gitarımı falan bırakırım. Üzerimizi değiştiririz. Gece ablamda kalırız ertesi gün için kıyafet alalım. Bir de markete uğramalıyız. Akşam ablam rakı masası kuracak sanırım."
"Rakı? İddialısınız abla kardeş."
"Ne sandın kızım bizde böyle." Beraber kalktık. Hesabı ödedik. Durağa doğru yürürken Derin aklına yeni bir şey gelmiş gibi beni kendine çevirdi aniden yürüyüş hızımızı yavaşlattık.
"Sen saz da çalıyordun akşam bize çalarsın."
"Çalayım aşkım. Ama saz değil bağlama o. Kara düzen bağlama." Kafasını sallayıp gözlerini devirerek beni onayladı. Fazla tatlıydı. Gerçekten fazla tatlı...
#KalbiDengem

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türkü
ChickLit"Beni göremiyorsun Derin..." "Ama seni duyabiliyorum Türkü." Onu göremiyor olabilirdim, dünyadaki renkleri göremiyor olabilirdim. Ama o sesinin rengini hayal edebiliyordum. Onu sevebilirdim, ama o beni sevebilir miydi bilmiyordum... #KalbiDengem