Burak elindeki şişeyi sallayarak yerine geçtiğinde Derin'in de oturmasına yardım ettim. Hemen yanına da ben oturdum. Yavaşça elini kavradım. Elini Burak'ın yüzüne uzatmak için havaya kaldırdı onu yönlendirdim. Sadece otuz saniye sürmüştü Burak'ın çenesine ve yüzüne dokunması. Burak ve Jale ise şaşkınca ona bakmıştı bu süre zarfında.
"Kusura bakma. Tanımam lazımdı seni." Dedi Derin. Burak güldü.
"Sorun yok abi ya. Yanındaki arkadaş kendisi bas gitaristimiz oluyor. Ben davuldayım. Bir de DJ var o yok ama."
"Var ama yok?"
"Gruptan ayrıldı hayatım." Diye açıkladım durumu. Jale Derin'in elini kavradı ve yüzüne yaklaştırdı. Çenesini Derin'in avcuna dayadığında Derin kıkırdadı.
"Tamam bir şey söyleme. Kadın, sizden küçük, feminen, bence sarışın, ah piercing mi bu ya çok güzel. Piercing çok severim ama cesaret edemem. Bahse girerim dövmen de vardır. Bacağında ve göğsünde."
"Görmediğine dair bi uzman belgesi alabilir miyim?" Dedi Jale şaşkınca.
"Tabii cüzdanımda var." Dedi Derin gülerek.
"Jale, 19 yaşındayım ve evet sarışın tuttu. Ama göğsümde yok henüz dövme yaptıracağım."
"Bende de dövme var." Dedi Derin kıkırdayarak. Dudaklarım şaşkınlıkla aralandı.
"N-nerende?"
"Kasıklarımda." Dedi ve ekledi "On yedimde yaptırdım."
"Derin, kardeşim gibidir." Dedi Burak dikkatimi dağıtmıştı. Derin kafasını sesin geldiği yöne doğru çevirdi. Gerçekten gelişmiş bir yön duygusu vardı. "Liseden beri arkadaşız. İlk bi ay yavşadım. Baktım kız ilgilenmiyor dedim kesinlikle arkadaş olmalıyız."
"Seni gözüm pek tutmadı." Dedi Derin birden. Burak'ın aniden düşen suratını keyifle izledim. Bir süre öylece Derin'e baktı.
"Derin çok kötüsün." Diye mırıldandım. Kıkırdadı.
"Şakaydı Türkü iyi arkadaş seçer." Övünçle kafamı kaldırdım Jale milkshake'ini masaya bıraktı.
"Aman! Hemen de kalktı bir yerleri." Dedi bana bakarak. Gözlerimi devirip sevgilime döndüm.
"Ya Derin, Burak seni ilk gördüğünde bu kız sana bakmaz demişti."
"Teknik olarak hâlâ bakmıyor." Dedi Burak çayını küstah bir gülüşle içerken. Parmakları arasında çakmağı döndürüyordu.
"Ben onu burayla görüyorum." Derin elini göğsüne bastırarak konuştu. Orta parmağımı Burak'a doğru uzattım.
"Ya ama bak. İlk söylediğinde dedim ki kör mü bu kız sana bakacak. Bu arada çok üzgünüm alışkanlıktı o bende hiç tahmin edememiştim."
"Sorun değil, insanlar çok kaba. Her gün illa bi hakaret yer benim gibiler. Mesela en basit örneği Türkü bana çarptı ve 'Yuh Kör müsün!' Dedi. Sonra çok pişman oldu söylediğinden ve peşime takıldı."
"Bak ben bunu bilmiyordum ha." Dedi Burak. "Valla bilemem yenge hanım. Bu kız sandığın kadar masum falan değil. Tamam gideri falan var ama. Az yani."
Masanın altından Burak'ın bacağına attığım sert tekme komple masayı da etkilemişti ve masa da sallanmıştı. Derin elini elimin üzerine koydu. Kısa bir yoklamayla.
"Ne oldu?" Diye sordu.
"Yok bir şey Burak ayı biraz hareket ediyor işte kendi kendine mal."
"Çok kabasın çok." Burak çayını bitirmiş arkasına yaslanmıştı. Derin hafifçe kafasını çevirdi.
"Habire kavga mı ediyorlar?" Diye sordu Jale'ye. Jale gülümsedi.
"Hem de her saniye."
"Yalan, valla yalan ben çok uyumlu bir insanımdır!" İnkâr ettim. Derin elini boynuma doğru çıkarttı.
"Tabii ki aşkım, tüm suç Burak'ta zaten." Kafamı uslu bir şekilde salladım. Göremeyeceğini hatırlayınca onaylayan kısa bir ses çıkarttım. Burak ağız hareketleriyle bana küfür ediyordu.
Ama ben ona boş boş bakıyordum. Derin az önce bana 'Aşkım.' demişti...
#Kalbidengem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türkü
ChickLit"Beni göremiyorsun Derin..." "Ama seni duyabiliyorum Türkü." Onu göremiyor olabilirdim, dünyadaki renkleri göremiyor olabilirdim. Ama o sesinin rengini hayal edebiliyordum. Onu sevebilirdim, ama o beni sevebilir miydi bilmiyordum... #KalbiDengem