Herkese ve her şeye kırgınım biraz, veda etmenin eşiğindeyim.
"Sevdiğim kadın, uyan artık. Bahşet bana o güzelim mavilerini." Ellerimi Derin'in saçlarında gezdirerek kulağına doğru fısıldamaya devam ettim.
"Kadınım." Dedim ince titrek bir nefes vererek boynuna doğru eğildim. İnce boynundan minik bir öpücük aldım yavaş yavaş hareketlenmeye başladı. Elimi çıplak göğsüne sürtüp dudaklarımı gerdanına bastırdığımda dudağının sağı kıvrıldı.
"Kalk hadi." Dedim saçlarından bir öpücük daha alırken. Gözlerini açıp bana baktı. Ellerini yanaklarıma koydu.
"Siktir." Dedi uykulu sesiyle. Gözlerini tüm yüzümde gezdirdi. "Sen çok güzelsin." Utanarak başımı onun koynuna soktum. Benden biraz uzaklaşıp ellerini saçlarıma doğru götürdü. Yeniden yüzüme bakıyordu. Kıkırdadım. Bana yaklaşıp dudaklarıma uzun uzadıya bir öpücük bıraktı en narinlerinden.
"Seni uyurken izledim." Dedim gülerek.
"Neden?" Sorusunu duyunca kaşlarımı hafifçe çattım.
"Seni uyurken izlemek bana huzur veriyor." Diye mırıldandım. O uyurken dinlediğim şarkının bir mısrasıydı sadece ve cidden doğruydu. Hayatım boyunca Derin'in koynumda uyumasını beklemiştim aradığım huzuru bulmak için.
"Déjá vu." Dedi tuhaf bir aksanla sağ kaşına bir öpücük bıraktım.
"Hâlâ Fransa'dayız kadınım." Ben doğrulunca zorla onu da doğrulttum. Beraber yatakta oturur pozisyona geldik. Ellerimi geriye doğru koyup kafamı arkaya attım.
Çıplak bedenime kuru dudaklarını değdirdi. Az önce öptüğüm dudakları yeterince ıslanmamıştı belli ki. Bana bakarak dudaklarını yaladı.
Yataktan kalkıp onu da çekeledim. Mızıklanarak ayağa kalktı. Arkasından sarılıp banyoya yönlendirdim.
"Uyumadan duş aldık zaten." Dedi gözlerini devirerek. Kadınım, benim kadınım gözlerini devirmişti.
Bu minik refleks bile dünyanın en güzel şeyi gibi gelmişti bana.
"Şimdi dur bakalım." Dedim o elini yüzünü yıkamış havluya uzanmışken. Havluyu elinden alıp yüzündeki su damlacıklarını sildim. Bir anda lavabonun yanındaki aynada kendisini gördü. Bedenini tamamen boy aynasına çevirmişti. Beni bırakıp kendisini incelemeye başladığında duraksadım.
Kıkırdadım şimdi buna ne deniyordu. Ya da ben ne diyecektim? Bu sefer bir şey dememeyi seçtim. Elimde olmayan imkânları var yaratmak gibi bir gücüm yoktu maalesef ama olsaydı şu an karşımda aynaya kendisini ilk defa görüyormuş gibi bakan bu kadının aklından neler geçtiğini öğrenmek isterdim.
Hoş Derin kendini çok uzun süre sonra ilk defa görüyordu... Küvetin yanına oturdum ve hayatıma yepyeni bir kapı açan kız arkadaşıma baktım.
"Eee neler değişmiş bakalım?" Kıkırdadığımda gözlerini birkaç saniyeliğine bana çevirdi ardından yine aynasına döndü.
"Çok şey değişmiş Türkü, ben en son sivilceleri olan ergenliğinin sonunda bir kadındım, seneler önce." Arkasına geçip saçlarını sağ omuzunda topladım. Açıkta kalan tarafa doğru nefesimi üfledim.
"Sen, benim gördüğüm en güzel kadınsın. Ve bunu tamamen içtenlikle söylüyorum."
"Hayır değilim."
"Evet öylesin."
"Hayır Türkü. Değilim... Sadece sen bana âşık olduğun için öyle hissediyorsun."
"Ahaa çok doğru bir noktaya parmak bastın, evet ben sana aşığım. Beni görmeden evvel de sana aynı gözlerle bakıyordum seni yine aynı seviyordum. Şimdi de öyle, bende değişen hiçbir şey yok. Eğer güzelim gözlerin beni görmeseydi de değişen bir şey olmayacaktı. Güven bana güzelim. Sana sanki asırlardır bağlıyım ve artık korkma hiçbir şeyden."
"Beni anlayamazsın, neler hissettiğimi bilemezsin. O kadar sıkıntı yaşadım ki şu son senelerde. O kadar çok ölmek, kurtulmak istedim ki. Bir ergenin ailevi sorunları gibi değil bu olay, kimseyi bırakmak istemedim ama herkesin benden kurtulmasını istedim hep. Ben kimseyi terk etmeyeyim ama herkes gitsin ki yalnız başıma kafayı yiyebileyim. Seninle ne ara bu kadar samimi olduk da ben sana ne zaman kaptırdım gönlümü bilmiyorum. Bildiğim tek şey yolumuzda kocaman bir çukur vardı ve biz seninle onu aştık... Ama sadece şimdilik... Yeni çukurlarımız olacak yeni engellerimiz."
"Ve yeni kanatlarımız olacak uçacağız o üzerinden zıplayamadığımız çukurların."
Ellerimi beline sarıp omuzuna bir öpücük bıraktım. Kendisini incelemeyi bırakmış gözlerini kapatmıştı. Eğilip onu kucakladığımda tiz çığlığı kulaklarımı doldurdu. Odaya kahvaltı söylemek için saat çoktan geçmişti.
"Gidelim artık giyin hadi."
"Nereye gidiyoruz?"
"Sana ne ki bundan?"
"Ne?"
Gülerek onu yatağa doğru fırlattım. Şaşkınca bana bakıyordu. Dolaba yerleştirdiğim kıyafetlerimizden çıkarttım. Seneleri bir günde iyileştiremezdim elbet.
Ama kadınımın hızlı bir başlangıca ihtiyacı vardı. Ve bu benim görevimdi.
#KalbiDengem
Ne vakit bir yaşamak düşünsem,
Sus deyip adınla başlıyorum,
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin,
Hayır başka türlü olmayacak,
Ben sana mecburum, bilemezsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türkü
ChickLit"Beni göremiyorsun Derin..." "Ama seni duyabiliyorum Türkü." Onu göremiyor olabilirdim, dünyadaki renkleri göremiyor olabilirdim. Ama o sesinin rengini hayal edebiliyordum. Onu sevebilirdim, ama o beni sevebilir miydi bilmiyordum... #KalbiDengem