Yirmi bir

22.2K 2K 624
                                    

İnsanlar plan yapmaya alışkındır. Plan yapar hayal kurarlar. Her şeyin düşündükleri gibi olmasını beklerler. Önceden her şeyi belirler zamanın öyle akıp gitmesini beklerler. Ancak belki de çoğunun inanmadığı kader günün birinde onlara çarpık bir gülüş atar. Kayra kadere inanırdı. Hiçbir şeyin tesadüfen olduğunu düşünmez eğer bir olay yaşanıyorsa yaşanması gerektiği için olduğunu düşünürdü. Haklı olduğunu bir kez daha anlamıştı. Bu gece mahzende olanlar yaşanması gerekiyordu ve yaşanmıştı. Bazı değişikliklerin hiçbir önemi yoktu.

Saat kaça geliyordu bilmiyordu ama çoktan gece yarısını geçtiği belliydi. Gece yarısı bütün kapılar büyük bir gürültüyle kapanmış onları küçük bir farenin kapana kısılması gibi buraya hapsetmişlerdi. Kayra diğerleriyle birlikte değildi. O kadınla konuştuktan sonra onu bir çöp gibi odadan çıkarıp karanlık bir odaya atmışlardı. En son odadan çıkarken Işık'a bakmak istese de genç kız onunla ilgilenmiyordu. Kayra soğuk zeminde iyice küçülüp bacaklarını kendine çekti. Korkuyordu. Belki de hayatında hiç korkmadığı kadar korkuyordu. Neden yanında kimse yoktu? Neden yalnızdı? Arkadaşları yoktu,ailesi yoktu. 5 yıl sonra sahip olduğu kimse yoktu. 5 yıl sonra sahip olduğu ama önemini fark etmediği şeyler yoktu. Aklına gelen görüntülerle boğazından bir hıçkırık yükseldi.

"Anne!"

Sesindeki çaresizlik tüm odaya yayıldı. Dilinden dökülen tek kelime buydu. Annesini istiyordu. Yok saydığı tüm acısını görmezden geldiği annesini yanında istiyordu.

"Anne eve gelmediğim için özür dilerim."

Gözyaşları birer birer döküldüğünde kendini durdurmadı. Tüm her şeyin birikmişliği vardı üzerinde. Karanlık odada kendi vücudunu bile göremezken ellerini saçlarına getirdi. Parmaklarının arasında saçları çektiğinde canı yansa da önemsemedi. Kalbi bu kadar ağrıyorken saç diplerini görmezden geldi.

"İncinmeme izin vermem,demiştin Pamir. Neden sonra her şeyi anlatmama izin vermedin?"

Pamir'le son kez onun arabasında konuşmuşlardı. Ona söylediği son söz sonra her şeyi anlatacağım olmuştu. Neden o an anlatmamıştı ki? Neden her şeyi kendi halletmeye çalışmıştı? Boğazından çıkan sesler kulağına o kadar çaresiz geliyordu ki nefes bile alamamaya başladı. Sonraya bıraktığı her şey zihnine düşerken deli gibi pişmandı. Arkadaşlarına her şeyi anlatmadığı için,annesini yalnız bıraktığı için en çok da Pamir'e yalan söylediği için.

Ne kadar ağladı bilmiyordu. Gözyaşları yanaklarında kurumuş rahatsız edici bir his bırakıyordu. Odanın kapısı işte o an açıldı. Kayra kapıyı açanın kim olduğunu göremiyordu. Odanın açıldığı koridor bile zifiri karanlık olduğu için odanın aydınlanmasını sağlamamıştı. Kapıyı açan kişi aynı sakinlikle kapıyı kapatıp odanın içine ilerledi. Odada Kayra'nın varlığından başka hiçbir şey olmadığı için tok adım sesleri odada yankılandı. Kayra odanın neresinde olduğunu bile bilmediği kişiye bakmaya çalışırken oda aydınlandığında elini gözüne siper etti. Gözleri karanlığa alıştığı için nereden geldiği belli olmayan yoğun ışık yüzünden acımıştı. Elini yavaşça çektiğinde vücudu sarı bir ışıkla parlayan kıza baktı. Genç kız ona ilk defa böyle gülümserken bakarken Kayra ayağa kalktı. Kalkmak için uğraşması gerekmişti. Takati yoktu.

"Geldim."dedi Işık.

"Işık,ben ne-"

Ne diyeceğini bilmeden başladığı cümleyi bitiremeden Işık onu susturmuştu.

"İlk beni dinle. Anlatmama izin ver."

Kayra genç kızı gözleriyle onaylayıp devam etmesine izin verdi.

COINCIDENCE ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin