Yirmi

24.1K 1.9K 1.3K
                                    

Ouroboros yılanı mitolojide ve simyada birçok şekilde yer almıştır ama ortak görüş olarak kendini yiyen yılan kısır döngüyü sembolize eder. Kısır döngünün basit bir şekilde anlatımı da şöyledir;Elinizde bir taş var. Üzerinde "Kısır döngü nedir bilir misin? Arkaya bak." yazıyor. Taşın arka tarafını çevirip baktığınızda da aynı cümlelerle karşılaşıyorsunuz. Taşı çevire çevire aynı sonuca varıyorsunuz.

Kayra da kendi kısır döngüsünü bulmuştu. Ne yapacağını düşünmekten kafayı yiyordu. Kafayı yediği için ne yapacağını düşünüyordu. Günlerdir yaptığı şey buydu. Asla sonuca varmayan bu döngü onu 2015 yılında hapsolmaya itiyordu.

Pamir'le konuştuktan sonra genç çocuk hiçbir cevap vermeyip odasından çıkmıştı. Bir süre sonra da evdeki herkesin ayrıldığını fark etmişti. Günlerdir odasından çıkmıyordu. Pamir'den hiçbir geri dönüş alamamıştı. Kayra ona inanmadığını kabul etmişti. Boşuna zaman kaybediyorlardı. Öyle ki bugün büyük gündü. Bu akşam mahzenden kaçacakları tarihti. Ancak hiçbir değişiklik yoktu. Her şey 5 yıl önce nasılsa şimdi de öyleydi. Kayra'nın elinden yine hiçbir şey gelmiyordu. Pamir'e ulaşmanın bir yolunu bulmalıydı. Odasından çıkıp mutfağa girdiğinde annesi bir şeyle uğraşıyordu. Kayra onu görmezden gelip dolaptan su şişesi çıkardı.

"Kayra nasıl oldun? Hala solgun gözüküyorsun."

Annesine hasta olduğunu söylediği için liseye gitmekten kurtulmuştu. Tekrar cehenneme geri dönemezdi. Annesi ilk kabul etmese de oğlunun nasıl göründüğünü fark edince izin vermişti. Zaten okulların kapanmasına az süre kaldığı için konu çok da uzamamıştı.

"İyiyim. Sen napıyorsun?"

Annesi plastik kutuyu karton çantaya yerleştirip Kayra'ya döndü.

"Akşam babanların işverenlerinin yaptığı büyük davet var. Herkes bu akşam orada olacak. Baban Pınar hanımın oğlu hasta olduğu için gelemeyeceğini söyleyince çok üzüldüm. Evlerine gidip nasıl olduklarına bakacağım. Yazık kadının eşi de yok oğluna tek başına bakıyormuş."

Annesi hala konuşmaya devam ederken Kayra ilk söylediği şeyleri düşünüyordu. Bu akşam davet varsa tüm doktorlar ve mahzendeki çalışanlar orada olacaktı. Demek bu sayede kaçabilmişlerdi. Pamir'in annesinin de hastalığı bahane etmesinin sebebi buydu. Plan hala geçerliydi. Bu akşam kaçacaklardı ve bu akşam biri hayatını kaybedecekti.

"Ben de gelmek istiyorum."

Annesinin konuşmasını böldüğünde kadın şaşırmıştı.

"Neden?"

"Pamir arkadaşım çünkü. Nasıl olduğunu merak ettim."

"Arkadaşın mı?"dedi annesi şüpheyle.

"Anne hadi gidelim."

Daha sonra annesinin şaşkınlığından yararlanıp birlikte evden çıkmışlardı. Annesi arabayı çalıştırdığında yarım saat sonra bir evin önünde durmuşlardı. Kayra evin bulunduğu semti incelerken kendi evlerinden çok da uzakta olmadığını fark etti. Sadece trafik olduğu için yol uzun sürmüştü. Bu kadar yakın olmalarına rağmen Pamir'i bir kez olsun görmemişti. Hiç mi evden çıkmıyordu?

"Pamir hangi okula gidiyormuş?"

Annesi arabayı park ederken Kayra'ya cevap verdi.

"Evde eğitim görüyor. Pınar Hanım insanların arasında iyi hissetmediğini söyledi. Kayra biliyor musun? Çocuğu ilk kez bizim evimizde görünce sebebini anladım. Normal değil o çocuk."

"Onu hakkında böyle konuşma anne!"

Kayra'nın yükselen sesiyle kadın yerinde sıçradığında oğlunun neden bu çocuğu o kadar sahiplendiğini anlayamıyordu. Kayra genelde arkadaşlarından başka kimseyle ilgilenmezdi. Kayra arabadan sinirle inip evin kapısına ilerledi. Kendi annesi bile Pamir hakkında böyle düşünürken diğer insanlar kim bilir ne kadar kötü davranmışlardı Pamir'e. Annesi nihayet arabadan inip Kayra'nın yanına geldiğinde kapıyı çaldılar. Kayra annesine bir kez olsun dönüp bakmadı. Hala sinirliydi. Birkaç saniye sonra kapı açılmıştı.

COINCIDENCE ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin