Yirmi beş

20.2K 1.8K 799
                                    

Hayatının video oyunları gibi olmasını istiyordu. Yapacağı hamleleri önceden belirlemeyi,hata yapsa bile yeniden başlamayı hatta ölse bile kalan canlarıyla devam etmeyi. Hayatı bir video oyunu olsaydı şu an tek yapacağı durdurma tuşuna basmaktı. Nefes almaya ihtiyacı vardı. Ya da biri Kayra'nın yerine devam edemez miydi? Zaten kendi hayatına etrafındaki insanlar daha çok hakimdi. Yaptığı şeylerin sonucunu düşünmüyor,bir aptal gibi davranıyordu. Bu yüzden Pamir olup olmadığı emin olmadığı bir adamı öpmüş getirilerini düşünmemişti.

''Sen bunu nasıl bilebilirsin?''dedi Pamir. Nihayet şoktan sıyrılmış gibiydi.

''Çok açık veriyorsunuz.''dedi ama yalan söylüyordu. O ve diğerleri asla açık vermiyordu. Kayra olanları bilmese onların gayet normal gençler olduğunu düşünürdü. Tıpkı diğer insanlar gibi. Ancak biliyordu ve şu an elindeki kozları oynuyordu. Her şeyi bildiğini öğrenmelerini sağlayacak biraz da olsa dikkatleri üstüne çekecekti. Pamir asla onu görmezden gelemezdi.

''Yalan söylüyorsun.'

Hala ona inanmıyordu. Kayra inanmasını sağlayabilirdi.

''Sen bir şekil değiştirensin. Ömer görünmez olabiliyor,Mert hızlı koşuyor normal bir canlının asla yapamayacağı şekilde.''

Pamir'in yüz ifadesi gittikçe değişirken Kayra bu durumdan zevk alıyordu. Onunla konuşmayı,yüz ifadelerini bile özlemişti. Kayra konuşmaya devam edip etmemesi gerektiğini bilmiyordu. Pamir'in ne yapacağını bilmiyordu.

''Kimsin sen? Daha geleli bir hafta olan biri asla bunları öğrenemez. Adın Kayra değil mi? Soyadını söyle!''dedi sesini yükselterek. Öfkeyle Kayra'nın kolunu kavradığında bu sefer şaşıran kişi Kayra'ydı. Aslında şaşırmaması lazımdı. Sonuçta karşısında onu seven insan yoktu. Tabii ki arkadaşlarını korumak için ona zarar vermeyi rahatlıkla göze alan biri vardı. Boka batmıştı. Soyadını söylediği an onun kimin oğlu olduğunu anlayacak ve bir nevi casus olduğunu falan düşünecekti.

''Söylesene lan! Kimsin?'' Pamir sinirle yüzüne bağırdığında yerinde sıçradı. Gözlerinin anında dolması onu çok zayıf gösteriyordu ama ne yapabilirdi? Yüzüne sürekli sevgiyle bakan adamın şimdi gösterdiği bu öfke onu zayıf kılıyordu.

''Seni nasıl konuşturacağımı çok iyi biliyorum.'' Son duyduğu sözler bunlardı. Kafasının arkasında hissettiği ağrıyla bayılmasını bir olmuştu.



Sanırım kaçırılmaya alışmaya başlamıştı ama ilk defa sevdiği biri tarafından kaçırılıyordu. Yani bu manevi olarak diğerlerinden daha çok acı vermişti. Gerçi ensesinde hissettiği sızı hala aynıydı. Gözlerini bu sefer bir depo veya boş bir odada açmamıştı. Bir koltuğun üzerinde uzanıyordu. Bilinci yerine geldiği ilk an gözlerini açmamış etrafındaki konuşmaları dinleyip kimlerin burada olduğunu anlamaya çalışmıştı.

''Emre'nin yanındaki çocuk değil mi bu?''dedi Ela.

''Aynen o. Peki bunca şeyi nereden biliyor?''dedi Mert.

''Bilmiyorum. Ne yapacağıma karar veremediğim içim buraya getirdim.''

''Çocuk bir şekilde uydurdu tuttu falan diyelim. Sen neden çocuğun karşısında dönüştün ki? Gördüğü için hiçbir şekilde itiraz edemeyiz.''dedi Işıl. Kayra hepsinin burada olduğunu düşünüyordu.

''Şaşırdım ve kontrol edemedim. Artık gücümü nadir kullandığım için zorlanıyorum zaten.''

''Niye bu kadar şaşırmış olabilirsin ki?''dedi Mert.

COINCIDENCE ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin