On yedi

26.4K 2.1K 1.3K
                                    

İnsan gizemlerle doludur. Bir insanı her şeyiyle tanımak oldukça zordur. Öyle ki kişi kendisini bile yeterince iyi tanıyamaz. Bu konuda ünlü bir düşünür şöyle diyor; Kendi içindeki bilinmeyeni bilmeden, başka hiç kimseyi tanıyamazsın. O insanın esrarını çözmek için tek yol, kendi esrarını çözmektir.

Kayra hayatında hiç ben bu insanı artık her şeyiyle tanıyorum dememişti. Çünkü insanlar her zaman ona farklı yönlerini göstermiş Kayra'nın asla yapmaz dediği şeyleri yapmışlardı. Belki de bu yüzdendi ki karşısındaki kızın bu yaptığına hiç şaşırmamıştı. Onu ne kadar tanıyordu ki bana ihanet etmez diyebilirdi?

"Hassiktir."

"N'oldu Işık? Kimse yok burada. O patronun bu odada olması lazımdı."

Işık hala etrafı incelerken Kayra ne yapacaklarını düşünüyordu. Adamın odası burasıydı. Peki kendisi neredeydi? Bir şeyler yanlış gidiyordu. Işık cebinden telefonunu çıkardığında Kayra kıza baktı. Işık beklediğini bulamadığını açıkça belli ediyordu.

"Alo! Oda bomboş. Burada olman gerekiyordu."

Kimle konuşuyordu bu kız? Kayra ne olduğunu anlayamaz bir şekilde kıza bakmaya devam etti. Işık'ı ilk defa bu kadar ne yapacağını bilmez bir şekilde görüyordu.

"Beni öylece bırakamazsın. Getirdim onu. Seni göreceğimi söylemiştin. Bana söz vermiştin."dedi sonlara doğru sesi kısılırken. Genç kızın gözleri dolduğunda Kayra ona yaklaştı. Bazı şeyleri o an için görmezden geliyordu. Mesela onu getirdim cümlesini duymamış gibi yapmıştı.

Kıza yaklaşıp elini omzuna koydu. Işık onu fark etmemiş gibi telefondaki kişiyi dinliyordu. Gözyaşları akmaya başladığında Kayra ne yapacağını bilemedi.

"Getirdim onu,getirdim. İstediğini yaptım. Seni görmeme izin ver."

Daha fazla kendini taşıyamayan kız dizleri üzerine düştü.

"Lütfen göreyim seni."

Kapanan telefonu duvara fırlattığında Işık'ın bakışları Kayra'ya döndü. Sanki onu yeni fark etmiş gibiydi. Genç kız ayağa kalktığında Kayra bir adım geriledi. Işık'ın gözlerinde hiç görmediği kadar büyük öfke onu korkutuyordu.

"Işık konuştuğun kimdi? Pamir'in yerini bilen biri mi?"

Işık onu duymaz bir şekilde üstüne gelirken etrafına baktı. Masanın üzerindeki zayıf lamba titreyip söndüğünde buradan kaçması gerektiğini biliyordu.

"Bunların hepsi senin suçun!"dedi Işık bağırarak.

"Neden bahsettiğini anlamıyorum. Buraya Pamir'i bulmak için gelmişken senin yaptığın bu şey de ne?"

"Pamir'i bulmakmış,"dedi gülerek.

"burada bulunması gereken tek kişi sensin. Hala ne olduğunu anlamayacak kadar aptal mısın? Pamir'in kaybolduğu falan yok. Bunların hepsi benim oyunum."

"Ne? Neden bahsediyorsun? Pamir nerede?"

"Yatağında mışıl mışıl uyuyordur büyük ihtimal ve şimdi uyuma sırası sende."

Işık elini uzatıp Kayra'ya dokunduğunda kaçamamıştı bile. Bütün kasları kasılırken nefes alamadı. Bilinci kapanırken duyduğu son şey Işık'ın sesi oldu.

"Üzgünüm ama onu yanımda istiyorum."


"Uyandır."

"Fazla voltaj vermedim. Şimdiye uyanması lazımdı. Aşırı güçsüz vücudu bunu bile kaldıramıyor. Onu niye bu kadar istiyor?"

COINCIDENCE ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin