Otuz

22.5K 1.6K 658
                                    

Kayra bacaklarının arasına yerleştiği bedenin boynuna kollarını sarmış burnunu saçlarına daldırmıştı. Bacakları Pamir'in belini sarmıştı. Pamir'in kolları da onun belini sararken o da yüzünü Kayra'nın boynuna gömmüştü. İkisi de sanki konuşsalar her şey bozulacakmış gibi uzun süredir sessizce bu şekilde oturuyordu. Kayra kokusunu doya doya aldığı saçlardan ayrılmak istemiyordu ama konuşmaları ve halletmeleri gereken sorunlar vardı. Bu yüzden başını yavaşça kaldırdı. Onun hareket ettiğini anlayan Pamir de başını kaldırmıştı. Yüz yüze geldiklerinde konuşmaya ilk Kayra başladı.

''Şimdi ne olacak?'' Sorduğu sorunun cevabını ikisinin de bilmediği açıkça ortadaydı.

''Bir süre gözlerden uzak duracağız.'' Parmakları Kayra'nın yüzünde dolaştığında Kayra gözlerini kapattı. Dokunuşları uyuşmasını sağlasa da hala mantıklı düşünebiliyordu.

''Işık yaptığı planda sizin normal bir hayat yaşamanızı istiyordu. Bu yüzden kabul ettim. Çünkü ben de bunu istiyordum ama şimdi bakıyorum da değişen hiçbir şey yok. Yine kaçacaksınız. Yine saklanıp diken üstünde yaşayacaksınız.''

''Işık yaptığı plandan bizi haberdar etmemekle en büyük hayatı yaptı. Hepimizin hayatları değişirken bir de kendini hain sıfatına yakıştırdı.''

''Öyle olmadığını artık biliyorsun.''dedi Kayra. Işık'ın artık tamamen temize çıkmasını istiyordu.

''Biliyorum. Kayra biz normal değiliz ki normal bir hayatımız olsun. Bununla doğdum,''dedi parmağıyla gözünü göstererek. ''Bununla öleceğim. Senin normal dediğin hayatı ben hiç yaşamadım. Geçen 5 yılda Işık yokken de biz hep bu adamlarla uğraştık.''

''Hiç bitmeyecek mi?''dedi Kayra çaresizce.

''Bitse de bitmese de onlar yanımdayken mutluyum. Işık'ın kaçırdığı nokta bu. Biz yıllar önce bunu kabullendik. Günün sonunda yine onlarla berabersem her şey benim için zaten normaldir.''

Kayra onun söylediklerini dinledikçe yaşadığı şeyler aklına geliyordu. O gün her şeyi Pamir'e anlatsaydı yine bu cümleleri duyacaktı. Işık planını onlara anlatsaydı belki hiç bunları yaşamayacaklardı. Kayra onun kucağından kalkıp bacaklarını yataktan sarkıtıp düzgünce oturdu. Şimdi açacağı konudan ne kadar kaçmaya çalışsa da odadan çıktıkları anda yüzüne çarpacaktı. Pamir de yatağın ucuna gelip yanına oturdu.

''Geçmişe gittiğim zaman sizi gördüm. Seni ve onu,''dedi bakışlarını kaçırarak. O gün gözünün önüne gelmişti. Pamir'in Sezgin'in kapısını açışı onu kurtardıktan sonra alınlarını birleştirmeleri. O an hissettiği kalbinin acısı. Kayra onların yaşadığı şeyleri görmezden gelemezdi. Uzun geçmişleri yaşadıkları onca şey vardı. Kayra kendini ondan eksik görmekten duramıyordu. Şu an Pamir yanında olsa bile sanki Sezgin'i gördüğü anda her şey tekrar bitecekmiş gibi hissediyordu. Pamir uzanıp bacağının üzerinde duran elini kavradığında bile ona bakamadı.

''Sana bazı şeyleri anlatabilmem için zaman olmadı.''dedi Pamir. Kayra onu suçlamıyordu. Belki bazı şeyleri bilse daha farklı davranırdı. Ya da davranmazdı. Kendi içinde bile ikilemlere düşüyorsa Pamir'in de bu ikilemde olması normal değil miydi? Bu yüzden Pamir'in konuşmasına izin vermeden konuşmaya başladı.

''Seni hiçbir şeye zorlamam. Yani sadece bilmeni istedim. Şey yaparsan da sana kızmam. Sonuçta,''

''Kayra.''dedi Pamir onun konuşmasını keserek. İyi ki kesmişti. Kayra daha fazla saçmalamak istemiyordu.

''Sezgin'le diğerleriyle olduğu gibi çocukluğumuzdan beri beraberiz. Senin benim hayatımda olduğun yıllarda Sezgin'le adı bile olmayan ilişkimiz çoktan bitmişti. Zaten ikimiz de çok küçüktük. İlgimi çekiyordu. Ona diğerlerinden farklı yaklaştım ama dediğim gibi basitti. Annem o zaman öldüğünde herkesle arama mesafe koyduğumu hatırlıyorum. Sezgin'le olan duygularımız da böyle unutulup gitti. Sonra sizinle tanıştım. Arkadaş grubunuza dahil olmaya çalıştım. Tek amacım sendin ama benden o kadar uzak duruyordun ki içten içe kafayı yiyordum. İlk sana hissettiğim şeyin hırs olduğunu sandım.''

COINCIDENCE ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin