On iki

34.8K 2.5K 1.7K
                                        

*Multimedya Işıl


Biyolojik sınıflandırmada insan hayvanlar aleminde kabul edilen bir türdür. Yani insan bir çeşit hayvandır. Bazı filozoflara "İnsan nasıl hayvandır?"sorusu sorulduğunda Platon şöyle cevap verir;İnsan,toplumsal hayvandır. İnsan insana muhtaçtır. Yaratılış gereği bir toplumda yaşamaya alışmıştır. Toplumda yaşamaya o kadar alışmıştır ki toplumdan sıyrılmayı asla istemez. Ona göre farklı olmak kötü bir şeydir. Ekstra bir şey gördüğünde dışlar ve onu asla kabul etmez. Maalesef bu durumdan en çok etkilenen cinsel yönelimi onların değişiyle normal olmayan kişilerdir. Neye göre,kime göre normal? Onların durumunu ilk başta normal olarak gören kimdi?

Bu farklılıklar çoğu zaman Kayra'nın toplumdan uzaklaşmasını sağlıyordu. Kendini diğerlerinden soyutluyor ve onu asla kabullenmeyeceklerini düşünüyordu. Peki onları kabul etmeleri ne kadar önemliydi?

"Bire bir aynısınız. Saçlarınızın kesimi bile aynı. Kendini ondan farklı göstermek istemez misin? Eminim herkes sizi tek kişi olarak görüyordur."

Karşısındaki kız onu sabah uyandırdığında birlikte kahvaltıya inmişlerdi. Işıl'ın söylediğine göre diğerleri erkenden yapıp odalarına çekilmişti. Işıl kahvaltı için onu beklemiş. Öyle söylemişti. Kayra'nın yalnız yemesini istememişti. Şimdi de kahvaltılıklar masada dururken kahvelerini içiyorlardı. İkisinin de masayı toplamak gibi düşünceleri yoktu.

"Farklılıkların kötü olduğunu düşünmüyor musun?"

"Ama nasıl farklılık? Mesela kendimi de tek ve özel hissetmek isterim. Her gün benden bir tane daha olduğunu görsem kötü hissederim."

Söyledikleri kesinlikle doğruydu. Kayra asla ikizi olsun istemezdi. Cemre ve Emre'nin bu konuda yaşadıklarını görmüştü. Biri kız biri erkek olmasına rağmen durum böyledi. Işıl ve Işık ise aralarındaki birkaç santim boy farkı dışında resmen birer yansımalardı.

"Her gün kendimden bir tane daha olduğunu gördükçe kötü hissetmiyorum. Çünkü Işık'la tek benzer yönümüz görünüşlerimiz. Bizi tanısan ne kadar zıt olduğumuzu fark edersin."dedi Işıl gülümseyerek. Kahvesinden bir yudum daha aldığında yine yüzünü buruşturdu. Kayra neden bunu yaptığını sorduğunda kahve sevmediğini söylemişti.

"Sevmiyorsan içme."

"Olmaz. Sana eşlik ediyorum işte."

"Çay falan da içebilirsin. Biliyorsun değil mi?"

Kız omuzlarını silktiğinde Kayra daha fazla irdelememeye karar verdi. Mutfak penceresinden baktığında kimseyi göremedi. Diğerleri ne yapıyor merak ediyordu. Sabah kalktığında Pamir çoktan odadan çıkmıştı.

"Işık'la aynıyız. Birbirimizden habersiz saçlarımızı bile kestirmeyiz. Hep aynı kilodayız. Neden biliyor musun?"

Kayra bilmiyorum dercesine başını salladı.

"Mahzende bize isimle seslenmezlerdi. Işık 1 numaraydı. Bense 2 numara. Doktorları kandırmayı severdik. Işık'ı ben sanmalarını sağlardık. Böylece ona verdikleri ilaçlar benim olduğu için ona etki etmezdi. Işık da doktorlara elektrik verirdi. Eskiden kalma alışkanlık yani. Hala etkisinden çıkamadık sanırım."

Kayra bunun sebebinin böyle bir şey çıkacağını asla düşünemezdi. O mahzen dedikleri yerde çok şey yaşamışlardı. Bunları duydukça babasından daha fazla nefret ediyordu. Yaptığı kötülüklerden Kayra da etkileniyordu. Resmen peşinde adamlar vardı.

COINCIDENCE ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin