Müdüre Maria'nın odasının önünde Daniel hepimizi durdurup, "Bizim şuan o çatlak müdüreye bile güvenmek için bir sebebimiz yok, sizi bilmem ama bir sürelik de olsa kendi kendimize bu işi halletsek daha iyi olur gibi?" dedi.
Düşününce hiç de saçma gelmiyordu ama bizimle ilgili tüm gerçeklerin toplandığı tek isim Müdüre Maria'ydı. Yardım almak tehlikeli olabilirdi belki ama güvenli de olabilirdi. Kim bilir?
Edward kısık bir ses tonuyla yaklaşıp, "Haklı, biraz daha kendimiz idare etmeye çalışalım.. Sonra bakarız duruma göre, hı!?" Yine derin bir sessizliğe gömülmüştük. Bunun anlamı "Onaylandı!" demekti.
Hafta sonu sabah sadece eğitimlerimiz olacağı için çoğu saat boş olacaktık. "Yarın akşam biraz eğlensek mi?" diye bir fikir sundum. Herkes sanki bu anı bekliyormuş gibi "Evet!" dedi. Luna, "Sarsırlmaya hazır ol Loriiss! " dedi.
Gerçekten heyecanlı olacaktı.. Yarın bol bol eğlenecektik ama ondan önce sabah eğitimi vardı. O yüzden hemen odalara geçip dinlenmeye çekildik.
Sabah yine Mr.Simon ve Mrs.Nandia ile olan güç kullanımı eğitimindeydik. Bu sefer açık alana çağırılmıştık. Nandia, "Bugün uçacağız gençler!" dedi sevinçle. "Bol aksiyonlu eğitimlerimizden birinden selamlaar. Az sonra metrelerce yüksekten yere nasıl düşülür sizlere bunu göstericem!"
Bu dediğimden sonra herkes kahkaha atmaya başladı. "Thomas çok güzel gülmüyor mu ya? N-Ne!? İç sesim hemen kendine gel!" diye kendi kendime söylenmeye başladım.
Nasıl da unuttum.. Bayan Nandia iç sesleri duyabiliyordu ve şuan bana doğru bakıp muzip bir ifadeyle gülümsüyordu.. Yine rezil oldum!
O esnada Bay Simon, "Yine yapmanız gereken hissetmek ve kendinizi yer kabuğundan ayırıp havada yavaşça süzülmek.." Bunu dedikten sonra eşi Nandia ile yükselip havada kısa bir dans gösterisi yaptılar..
"Ne kadar havalı ama ya!" dedi Jane. "Kesinlikle.." dedi büyük bir hayranlıkla Jennifer. "Hep birlikte yapmaya ne dersiniz.. El ele verip havada süzülelim. Hadii!" dediğimde kızlarla gözlerimizi kapatıp içimizdeki gücü uyandırdık ve el ele verdik.
Dakikalar sonra yavaşça yükseldiğimizi hissettiğimizde yavaşça gözlerimizi açtık. Erkekler de aynı şekilde yükselmişti.. "Yaa bu çok eğlenceli!" diye haykırıyordum. Taklalar atıp küçük dans figürleri yapıyorduk. Bir kaç dakika sonra yavaşça aşağıya indik.
Simon ve Nandia bizi tebrik edip bugünlük çalışmanın yeteceğini söyledikten sonra bizi serbest bıraktı. Bu güç kullanma işi gerçekten de yoruyordu insanı. Hepimiz odalara çekilip öğlen 2 ya da 3'e kadar uyumuştuk nerdeyse.
Kalkınca ortak bölümde toplanıp yemek yedik ve hazırlanmak için odalara geri döndük. Banyo, cilt bakımı falan derken sıra saç-makyaj-elbise ve takı kombinasyonuna gelmişti.
Saç ve makyaj da uzman olan Luna ve Jennifer olduğu için tercihler onlardaydı. Jane kıyafetleri ve bende onlara uygun takıları seçecektim.
Hazırlanma sonunda Luna; Zümrüt yeşili üstü dar altı daha bol askılı bir mini elbise ile siyah bağcıklı topuklularını giymiş, saçları çiçek sarmaşığı ile dağınık halde örülü ve gayet doğal bir makyajla hem tatlı hem de çok zarifti.
Jane; Bordo, askılı ve dar mini bir elbise giyip altına ince topuk stilettolarını eklemişti. Saçlarını maşa yapıp önünden aldığı iki tutamını hoş bir tokayla arkadan birleştirmişti. Belirgin ama göze batmayan makyajı güzelliğini ikiye katlıyordu.
Jennifer; Gece mavisi askılı önü kısa arkası uzun elbise, ayakkabı olarak da aynı tonlarda önü açık bir topuklu giymişti. Bronz teniyle tezat canlı renklerle yapılan makyajı yüzüne uzunca bakma isteği uyandırıyordu.
Bense askılı ama siyah renkte bir elbise giymiştim ve Luna'nın elbisesi gibi üstü dar altı ise bol gelen bir modele sahipti. Alışık olmadığım siyah mat ince topukluları giyerek boyumu 5 cm daha yükseltmiştim. Beyaz tenime uygulanan belirgin bir makyajla oldukça farklı görünüyordum. Ne renk olduğunu anlayamadığım renkli gözlerim çok güzel bir biçimde ön plana çıkarılmıştı. Saçlarım ensemde dağınık bir topuz halinde ve önden iki tutam bırakılmıştı.
Herkes birbirini delice süzerken, "Hadi hazırsak çıkalım.." dedim ve kapıyı işaret ettim. Herkes tek tek çıkarken odayı son kez kontrol edip kapıyı kilitledim. Merdivenlerden inince erkekler zaten çoktan inmiş bizi bekliyorlardı.
Daniel ve Chris siyah gömlek giyerken Thomas ve Edward siyah t-shirt giymişti. Hepsinin te ortak noktası siyah kotları ve olağanüstü yakışıklı olmalarıydı. Thomas'ın benimkilerle aynı renge sahip dağınık kumral saçları oldukça hoş gözüküyordu. Bal rengi gözleri adeta parlıyordu. Ama en kıskanılası olanlar uzun kirpikleriydi. Beyaz tenine de siyah oldukça güzel uymuştu.
Düşüncelerimi yarıda kesen ses Chris'in oldu.. Kolunu Luna'ya doğru uzatmış, "Bu gece bize eşlik etmenizden memnuniyet duyarız hanımlar.." diyordu. Luna ise büyük bir keyifle, "Elbette!" diyerek koluna girdi. Herkes ardından kavalyesiyle eşleşti. Ben ve Thomas, Jane'le Daniel vee Jennifer ile de Edward..
"Eğlence başlasııın!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LORİS'İN KURTARICILARI | TAMAMLANDI
Fantasía"Onların kaderleri aslında başından beri ortak yazılmıştı.." "Geçmişten gelen aşkın nefrete, nefretin ise intikama dönmesine sebep olan bir takım olaylar sebebiyle oluşan savaş hem Loris'i, hem de Loris'lileri diken üstünde tutuyordu. Birbirinden öz...