Programa göre bugün sabaha herhangi bir eğitim yoktu. O yüzden sabah rutini haline gelen toplu bakımdan sonra üniformaları giyip okula gittik.
Bugün farklı bir ders görücektik. Sınıfa giren öğretmen 40'lı yaşlarında şık ve bir o kadar da zarif görünen -fazlasıyla- masum yüzlü bir kadındı. Hepimize "Günaydın!" dedikten sonra kendini tanıtmaya başladı. "Ben Jessica Martin, Loris Yardımlaşma Faaliyetleri dersinize ben gireceğim.." Bu nasıl ders böyle?
"Geçmişte yapılmış ve günümüzde hala devam eden yardımların olduğu büyük bir kitabımızın içine her seferinde yenisi eklemek için bu ders kuruldu. Umarım sizlerle de çok güzel yardımlar yapıp hep mutlu eder hem de mutlu ederiz." Verdiğim görevleri dörderli gruplara ayıracağım. İlk göreve hazır mıyıız?" dedi.
Hayııır diye bağırmak istiyordum içten içe ama çoğu kişi gibi bende kafa sallamakla yetindim. "Tüh ya grupları kendi seçiyor!" dedi Luna. "Neyse ne kadar aralarına kaynarsak o kadar iyi.." dedi Jennifer.
Bizden aynı gruba denk gelebilmiş sadece Luna ve ben vardık. Şans ilk kez yüzüme gülmüştü.. Erkeklerse tamamen dağılmıştı. Daniel hariç hepsinin grubunda full erkek vardı. İç sesim "Yazıık!" diyerek kahkaha atıyordu adeta. Daniel hariç hepsinin yüzü düşmüştü çünkü. Jane'nin gözlerini dikip şaşkın ve sinirli halde baktığı yöne doğru döndüm. Bir kız sürekli Daniel'in omzuna dokunuyor ve sohbet etmeye çalışıyordu. Daniel'de tam aksine kurtulmak için efor sarf ediyordu. Olay garipti ama Jane neden bu haldeydi. Kolunu dürtüp ne olduğunu sorduğumda yüksek sesle, "Hiiç kendini birilerine beğendirmek için yapmadığı şey kalmayan insanlara alerjim var sanırım.. Bir gerilme geldi sadece, başka bir şey yok!" dedi.
Luna'da ona sarılıp tam bir oyuncu tavrıyla ve sessizce, "Ah kader ortağım! Biz buna kısaca ateş bacayı sarmış diyoruz.." dediğinde Jennifer ve ben aynı anda gülmeye başladık. Jane ise daha da sinir olmuştu. Zil çalar çalmaz sınıftan çıkıp gitti. Nasıl olsa sahilde buluşup hain avlama gibi güzel bir planımız olduğu için o da gelecekti ve görevin daha süresi vardı.Bizde yavaş yavaş yurda yürümeye başladık. Yurda gidip üzerimizi değiştirdik. Jane sahile gidene kadar hiç konuşmamıştı. Ama ciddi değildik ki, neden bu kadar kırılmıştı?
Edward ve Jennifer anlaştığımız gibi arkadan geliceklerdi. Sahile çok yaklaşmıştık ki arkamızdan Edward'ın "İşte yakalandın, dur orada!" sesi duyuldu ve arkamızi dönünce kapşonlu bir kızın
-kız olduğu gözüken bir kaç kızıl saç tutamından belliydi- sağa doğru koşup dükkanların arasında gözlerden kayboldu..Thomas'ın ilk kez o an uzunca küfrettiğini duydum. Jennifer'da ne kadar sinirlense de tatmin etmek için, "Bundan sonra gerçekten takip edildiğimizi ve bizi takip edenin bir kız olduğunu biliyoruz.. Müdüre Maria'ya durumu anlatabiliriz. Gerisinde yapmamız gereken tek şey daha dikkatli olmak!" dedi. Chris, "Kesinlikle öyle. Hadi gidelim.." dedi.
Müdüreye giderken aklımda iki soru vardı; "Bu kız bahsedilen ajan olabilir miydi yoksa sadece bizden şüphelenen öylesine aptal bir maceracı mıydı!?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LORİS'İN KURTARICILARI | TAMAMLANDI
Fantasy"Onların kaderleri aslında başından beri ortak yazılmıştı.." "Geçmişten gelen aşkın nefrete, nefretin ise intikama dönmesine sebep olan bir takım olaylar sebebiyle oluşan savaş hem Loris'i, hem de Loris'lileri diken üstünde tutuyordu. Birbirinden öz...