Gittiğimiz yer çoğunlukla genç kesimden oluşan, oldukça geniş bir piste sahip duvar kenarına L şeklinde dizilmiş sıralı koltuk ve aralarında yuvarlak masalar bulunan, yüksek ses sistemli ve gayet iyi bir dj'e sahipti. Işıklandırılmasının gözü rahatsız etmemesi de gayet hoştu. Piste yakın bir masaya içecek sipariş ettik. Sanırım herkes biraz kafayı dağıtmakta netti. Her şey gayet iyiyi gidiyordu ama pist fazlasıyla boştu.
•Luna'nın ağzından;
"Hadi kalkın da pisti biraz sarsalım!" dedim Arka planda çalan müzik haliyle Loris sanatçılarına ait olduğu için ritme göre rastgele dans ediyorduk. Slow müzik çalmaya başlayınca Hera ile Jane ve Thomas ile Daniel pistten indi. Edward o kadar içmişti ki hala daha hareketli dansa devam ederken Jennifer'da onu pistten indirmeye uğraşıyordu.Ben de tam gidecektim ki Chris birden elimden tutup kendine doğru çekti. O an kalbimin hızla çarptığını hissetim. "Ben bu tür danslarda pek iyi değilimdir.." diyip hafif gerilediğimde ise kendine daha çok yaklaştırıp, "Sen kendini bana bırak.." dedi. Evet çok klişeydi ama çok hoştu da.. Önüme gelen bir saç tutamını geriye attı ve dansa başladık. "Rahat ol şuan gayet iyi gidiyorsun ve şunu söylemeliyim ki.. Efsane güzel görünüyorsun!" dedi. Utancımdan kızardığıma emindim. Gözlerindeki yeşillikte öyle bir buğu vardı ki onlara bakmaktan zar zor cevap verebildim. "Teşekkür ederim ve sende cidden çok hoş görünüyorsun." dedim.
Buğday teni, yeşil gözleri, kahverengi saçları ve o aşık olunası gülüşüyle saatlerce izlenebilecek kadar mükemmeldi, hoş kelimesi biraz hafif kaçmıştı..
•Jennifer'ın ağzından;
"Bu gerizekalıyı neden ben taşımak zorunda kaldım ki?" Edward aniden bana dönüp, "Benim gibi bir şaheseri taşımak mı zor geliyor, başka yerden söyleme gülerler." diye dalga geçti. Tam bir gerizekalıydı ama böyle de çok tatlı göründüğü apaçık bir gerçekti.Yurda sessizce girip ortak bölüme kadar getirdim. Sonrasında kendiliğinden atladı zaten koltuğa. Yanına oturup sürahiden bir bardak su doldurdum. İçince önce bir kaç saniye öyle durdu ve sonra dönüp "Ah sen de olmasan.. Kurtarıcı meleğim!" diye tekrardan dalga geçince sinirlenip ayağa kalktım. Bileğimden tutup aynı hızla geri otutturdu. Kıvırcık saç tutamlarımdan biriyle oynamaya başlayıp, "Bu arada söylemeden geçemicem, sinirlenince de ayrı bir güzel oluyorsun Kurtarıcı Meleğim.." dedi vee birden öptü. Omuzlarından itip biraz geriledim, o da bende anın şokuyla öylece kalakalmıştık.. "Umarım sabah bu anı hatırlamazsın!" diyerek gülümsedim.
•Daniel'in ağzından;
Adının Veronica olduğunu öğrendiğim, seksi olduğu kadar da yılışık olan ödev arkadaşım tarafından zorla dansa kaldırılmıştım. Bayılma numarası yapıp kurtulmak gibi planlar kuruyordum ki Jane'nin sinirlerle mekandan çıktığını gördüm.Veronica'nın kollarından kurtulup hızla peşinden çıktım. Arkasından geldiğimi görünce iyice hızlandı. Sahilde anca yakalayabilmiştim. Zorla kumlarda oturmaya ikna edip ne olduğunu anlatmasını istedim. Jane, "Ya sen var ya tam bir aptalsın, görmüyor musun kız sürtüğün teki! Ne diye yaklaşmasına izin veriyorsan!?" dediğinde dudaklarına iyice yaklaşıp elimle çenesini kaldırdım ve "Kısaca kıskandım de, sen de kurtul bende kurtulayım güzelim!" diye karşı bir atak yaptım. Jane kesik kesik aldığı nefeslerini toparlayıp, "Haha! Hayal gücüne bak.." dedi ve beni sertçe itleyip ayağa kalktı.
Bir kaç adım ilerledikten sonra kolunu tutup durdurdum. Az önceki gibi nefesini duyabilecek kadar yakın duruyorduk ve konuşmaya başladım; "Veronica istediği kadar yılışsın, ben ona karşı düz duvardan duvardan farksızım.. Bu aralar zaten fazlasıyla başımı döndüren biri var, hem bir nefes kadar yakınımda hemde bir o kadar de uzakta biri!" dedim ve yurda doğru yürümeye başladım.
•Thomas'ın ağzından; Hera'yı Loris'e gelmeden önce de tanıyordum ve o zaman da şuanki gibi delice aşıktım ona.. Herkes gittikten sonra bizde sıkılıp sahile gittik. Şuan ilk aşkımla başbaşaydım. Hafif sarhoştu ve o kadar güzel görünüyordu ki zaman tam bu anda dursun istedim. O büyük bir hayranlıkla yıldızları bende onu seyrettim dakikalar boyu.
En sonunda Hera'ya olan hislerimi itiraf etme cesareti buldum kendimde ve ona, "Hera, sana itiraf etmek istediğim bir şey var. Yani demek istediğim şey.." O kadar zorlanmıştım ki birden bire tek nefeste söyleyiverdim.
"Hera ben senden çok hoşlanıyorum, hatta daha da fazlası.. Loris'e gelirken aklımdaki tek şey yine bir gün seninle olmak ve sana bunları söylemekti ama işte kader beni senden ayıramadı bile! Daha önce söylemediğim için çok özür dilerim ama buna cesaretim yoktu. Aslında şu anda da yok yani sanırım.. Ben gitsem iyi olur!" dediğimde elimden tutup kaldırdı ve denize doğru koşmaya başladı. Su dizimize kadar gelince durdu ve birden beni de çekerek suya kendini bıraktı.
Suyun altından çıkınca boynuma ellerini dolayıp, "Bir an neredeyse inanıcaktım ya! Hadi bırak şakayı eğlencenin tadını çıkar.." dedi ve tekrardan suya atladı. Sonra öylece yüzdük sadece.. Utanmasam ağlayacaktım!
"Bu ne tuhaf geceydi böyle!?"
![](https://img.wattpad.com/cover/215495558-288-k896920.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LORİS'İN KURTARICILARI | TAMAMLANDI
Fantasía"Onların kaderleri aslında başından beri ortak yazılmıştı.." "Geçmişten gelen aşkın nefrete, nefretin ise intikama dönmesine sebep olan bir takım olaylar sebebiyle oluşan savaş hem Loris'i, hem de Loris'lileri diken üstünde tutuyordu. Birbirinden öz...