•Hera'dan devam..
Gece yorgunluktan hepimiz direkt yatağa atlayıvermiştik. İyi ki ertesi günde tatildi!Sabahın ilk ışıklarıyla iğrenç bir baş ağrısıyla uyandım. Anlaşılan kızlar da aynı durumdaydı. Luna, "Başımın üstünden tır geçmiş sanki.. Oof!" Kızlar da uyuşuk bir ses tonuyla, "Aynen!" diye yanıt verdi.
Zor olsa da sonunda kalkıp rutin işlerimizi halledip, gündelik kıyafetler giydik. Yemekhaneye gidip kahvaltı sonrası iyice ayılmak için kahve içmeye başladık. Luna ile olduğum ödev grubundaki iki çocuk yanımıza gelerek ilk önce selam verip sonra bugün çalışmaya başlamak istediklerini söylediler. Aslında ne kadar erken biterse o kadar iyi olurdu bizim için de. Kabul edip onlarla yan masaya geçip kaba taslak bir plan kurmaya başladık.
Adlarının Adrian ve Mike olduğunu öğrendiğimiz bu çocuklar iyi hoştu ama biraz fazla mı sırnaşıktı ne!? Karşıdan seyreyen çene kaslarıyla sinirle bakan Thomas ve Chris'in geldiğini gördüm o an.
•Chris'in ağzından;
Luna ve Hera'nın yanında ödev arkadaşlarının gevşek gevşek oturduğunu görünce istemsizce gerildim ve hızla gidip yanlarına oturdum. Thomas'da benimleydi. Thomas zaten Hera'ya aşıktı. O yüzden neden geldiğini sormadım bile..Elimi Luna'nın yanındaki at suratlıya uzatıp, "Ben Chris, Luna'nın erkek arkadaşı. Sevgilimin çalışacağı insanları tanıyım dedim de.. Yanlış anlama!" dedim. Luna yarı sinirli yarı şaşkın halde bana bakıyordu o esnada. Ayağıma öyle bir vurdu ki resmen çığlık atacaktım. Evet, yalan söylemiştim ama öyle olsa da fena olmazdı yani..
Kolumu omzuna atıp gitmeleri için göz işareti yaptığımda çocuklardan biri Luna'ya dönüp "Daha sonra detaylı konuşuruz canım." dedi ve gitti. Luna'ya dönüp, "Canım derken.. Piçe bak ya sevgilisiyim diyorum yanımda sana canım diyor! Şaka gibi.."
Hera kısa bir kahkaha atıp, "Neden böyle bir şey yaptın ki?" dedi. Thomas elini masaya vurup, "Sence gerizekalı!? Çocuklar içinize düşecekti neredeyse. Uyarı olsun diye geldik o da uyarı amaçlı böyle bir şey dedi!" diye bir savunma yaptı. Luna, "Ya siz aptal mısınız acaba!? Ben sevgilisiyim gibi saçma bir yalanla korumuş mu oldunuz bizi gerçekten.." dedi ve Hera'yı da alıp yemekhaneden çıkıp gitti.
•Jane'nin ağzından;
Kızlar ödev için çalışmaya gidince bizde Jennifer'la yurdun ortak bölümüne gidip öylece uzanmaya başladık. Birden odaya Daniel ve Edward girince aklıma dün gece olanlar geldi. O yakınlaşma ve söyledikleri.. "Benim odada işim vardı gelirim az sonra!" diyerek hızla kapıdan çıktım. Çıkmamla Daniel'in de peşimden geldiğini gördüm.Elimden tutup hızla döndürdü ve o an duvarla arasındaki boşlukta duruyordum. "Nereye kaçarsan kaç yine de benden kurtulamazsın Bayan Kıskanç.." diye bir ima yapınca, "Kaçtığım falan yok, işim var dedim ya!" diyerek itledim ve KAÇTIM!
•Edward'ın ağzından;
Dün geceki gibi odada yalnız kalmıştık. Ne olursa olsun hatırlamıyor gibi yapacaktım çünkü duygularından emin olamamıştım. Jennifer büyük ihtimalle hatırlıyordu ki bunu da yüzüme bile bakamamasından anlayabiliyorum.Konuşma başlatmak için, "Ne geceydi ama ya dimi?" dediğimde Jennifer birden daha fazla kızarıp "N-ne!?" diye sordu. "Pistteki dans showlar hariç hiçbir şey hatırlamıyorum, sen anlatsana ya.." dedim. Hafifçe gülümseyerek, "Hatırlamıyorsun dimi, eminsin yani!?" diye sordu. "Hatırlamam gereken bir şey mi var yoksa?" diyerek yanına sokuldum. Gözleri heyecandan yerinden çıkıcak gibi oldu ve hızla "Saçmalama be ne olucak?" diyip çıkıp gitti.
Ah benim şaşkın kurtarıcı meleğim.. diyerek güldüm ve koltuğa uzandım. Dakikalar sonra Müdüre Maria ve bizim ekip içeri dalınca hemen ayağa fırladım.
Müdüre Maria, "Hemen benimle gelin!" dedi ve bizi yeni ölenlerin bir süre muhafaza edildiği büyük bir odaya götürdü.
•Hera'nın ağzından devam..
Geniş odanın tam ortasındaki taşın üstünde Loris Tarihi öğretmeni ve benim için görevlendirilen o adam vardı. "David Wilson!" Ellerimi olayın şokuyla ağzıma götürüp gözyaşlarımın akmasına izin verdim.Müdüre Maria konuşmaya başladı, "Öldürülmüş bir halde ormanda bulundu.."
Biraz durup tekrar konuşmaya devam etti, "Üzerinde kanıyla yazılmış bir not vardı ve şöyle yazıyordu"; Bu gördüğünüz leş size bir süredir ajanlık yapıyordu ama maalesef yardımcısı kadar bize sadık kalamadı. Sizi mahvetmek için bu kadar ilerlemişken bir aptalın bunu bozmasına izin veremezdik. Buyrun bu da size hediyemiz olsun. Şimdilik iyi günler!"
Ne diyeceğimi, nasıl tepki vereceğimi bilmiyordum.. Evet Loris'e ihanet ederek bir hata yapmıştı ama her şeyi düzeltmek istiyordu. O da farkına varmıştı hatasının.. Bunu yapan her kim veya kimlerse bir bedel ödemek zorundaydı ve bu yardımcı diye bahsedilen her kimse bir an önce bulmalıydık.
Müdüremiz, "Durum gördüğünüz gibi çok ciddi ve elimizdeki tek bilgi içimizde hala bir ajan olduğu. Bir de tek şüphelendiğimiz 'Galler Medeniyeti'. "Sizden tek isteğim hız kesmeden çalışmalara devam edip hem düşmanımız olan Medeniyet'i hemde ajanı bulmamız için yardımcı olmanız.. Çünkü siz sıradan görünümlü ancak bir o kadar da özelsiniz! Bize özellikle asıl gücünüz ortaya çıktığında daha da fazla yardımınız dokunacaktır. Lütfen işin ciddiyetini bir an olsun unutmayın.. Gidebilirsiniz!"
Derin bir nefes alıp kendi kendime, "Her şey düzelicek, sabırlı ol!" dedim ve odadan ilk ben çıktım..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LORİS'İN KURTARICILARI | TAMAMLANDI
Fantasy"Onların kaderleri aslında başından beri ortak yazılmıştı.." "Geçmişten gelen aşkın nefrete, nefretin ise intikama dönmesine sebep olan bir takım olaylar sebebiyle oluşan savaş hem Loris'i, hem de Loris'lileri diken üstünde tutuyordu. Birbirinden öz...