Bay Joseph ve Bayan Helen'ın yanından ayrılırken bir yanım bebek haberinden dolayı çok mutluydu. Diğer yanım ise Thomas'ın moralini nasıl düzelteceğim diye düşünmekten perişan olmuştu.
Thomas'ı hızla bileğinden durdurup diğerlerine önden gitmeleri için gözlerimle işaret ettim. Onlar giderken Thomas ise öylece bana bakıyordu. "Bak biliyorum Adrian'dan pek hoşlanmadığını ama.." diye söze başlıyordum ki Thomas aniden sözümü kesti ve, "Ne istiyorsan onu yap Hera, umrumda değil.." dedi düz bir sesle. Umrunda-değil-mi!? Ay deliricem cidden! "Umrunda olmadığı için çocuğu dövecektin az kalsın! Yol boyunca da umrunda olmadığı için konuşmuyorsun herhalde?" diye bağırdım. Gıcıkça gülerek, "Konuşsam ne farkeder ki yine de ne o çocuk senden uzak duruyor, ne de sen onu kendinden uzak tutmak için bir şey yapıyorsun. Daha ben seninle ne konuşayım bu konu hakkında?" dedi. Sinirden böyle şeyler diyor diyerek kendimi rahatlatmaya çalışsam da iyice gerilmiştim. "Annemin isteği üzerine yanıma geldi ve ben değil farkındaysan o tuttu elimi! O sırada da sen geldin hemen yanımıza.. Her sorununu kaba kuvvetle çözmeye çalışmayıp biraz mantıklı olsan böyle şeyler söylemezdin, sinirin geçene kadar görüşmeyelim!" diyerek omzuna çarparak yanından geçip gittim. Thomas ise arkamdan, "Hera! Hera özür dilerim, gel konuşalım.." diye bağırdıysa da yürümeye devam ettim. Biz bu gidişle Dünya'ya değil, Loris'ten Galler'a bile zor giderdik..
Bizimkilerin yanına vardığımda hepsi arkamdan koşar adım gelen Thomas'a bakıyordu. Önüme dönerek, "Ee ne içiyorsunuz bende alayım?" diyerek konuyu saptırmaya çalıştım. Luna, "Garsonu çağıralım, adları değişik biraz." dedi. Yani bilmememiz gayet normaldi. Loris Ormanları'nın derinliklerinden toplanan küçük kırmızı meyvelerle yapılan içecek çok hoş görünüyordu. Ondan rica ederek beklemeye başladım.
•Daniel'in ağzından;
Thomas'a aşağıdan attığım sert bir tekmeyle sonunda bana bakmasını sağlayabilmiştim. Düşünce yoluyla, "Yine ne hatlar yedin!?" diye seslendim. Thomas, "Adrian gerizekalısı yüzünden üstüne fazla gittim sanırım.." dedi. Edward'da dahil olarak, "Kötü bir vakasın gerçekten! Adrian salağı yüzünden niye kıza yüklendin, gidip çocuğu dövsene.." dedi. Chris, "Ah ne kadar mantıklı bir çözüm yolu, kız iyice delirsin mi istiyorsunuz?" dedi. "Dövmek mantıklıydı aslında ama ben de öyle bi şey yapacak olsam Jane'de beni döverdi kesin. Riskli yani.." diyerek konuşmaya dahil oldum.Kızlar bize sert sert bakarken gücü yanlış kullandığımızı anlamıştık. İç seslerimizi onlara kapatmayı unutmuştuk. Jane, "Daniel!" dediği anda arkama bakmadan kaçmaya başladım ve diğerleri de o an benimle koşuyordu.
•Luna'nın ağzından;
Chris mantıklı konuşmuştu en azından, o yüzden sadece gülmekle yetindim. Diğerleri de gülüyordu ama sinirden..Hera, "Bugün biraz Thomas'tan uzak kalsam iyi olacak. Gelin hep beraber eskisi gibi kız kıza sabahlayalım.." dedi. Hepimiz onayladığımızdan dolayı gece için aburcubur stoku yapmaya başladık.
•Hera'nın ağzından;
Geceye kadar Thomas'tan sürekli olarak yaptığım kaçışlardan başarılı olmuştum. Odaya girince pijamalarımızla masayı kurup sohbet başlıyoduk ki kapı tıklatıldı. Luna, "Ben bakarım.." diyerek kapıyı açar açmaz Chris, "İzninizle.." diyerek Luna'yı elinden tuttuğu gibi kaçırdı.Ardından hemen odaya dalan Daniel, "Selam güzelim." diyerek omzuna Jane'i attığı gibi dışarı hızla çıkıp gitti.
Son olarak Edward odaya girerek o da, "Nerede benim kıvırcık? Hah!" diyerek Jennifer'ı resmen dışarı sürükledi.
Onlar da gidince Thomas içeri girip kapıyı kilitledi. Sabahtan beri zar zor bakmamak için uğraştığım yüzüne yine bakmazken, "Çık dışarı!" dedim. Thomas bir kaç adımda yanıma gelerek başımı ona çevirmemi sağladı ve, "Konuşmamız gerek sevgilim.." diye fısıldadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LORİS'İN KURTARICILARI | TAMAMLANDI
Fantasy"Onların kaderleri aslında başından beri ortak yazılmıştı.." "Geçmişten gelen aşkın nefrete, nefretin ise intikama dönmesine sebep olan bir takım olaylar sebebiyle oluşan savaş hem Loris'i, hem de Loris'lileri diken üstünde tutuyordu. Birbirinden öz...