35.Bölüm: Eğlenceli Anılar

36 5 2
                                    

Bir saate yakın yüzdükten sonra sahilde oturup kurulanmaya başladık. Daniel ve Jane'nin tartışmasını duyduğumuzda bakışlarımızı direk onlara çevirdik. Daniel, Jane'e endişeyle bakarak, "Denizde bacağını yaraladın ve eğlenceyi bozmamak için söylemedin, öyle mi!? Senden daha mı önemliydi keyfimiz o an sence?" diye bağırınca Jane, "Birincisi bana böyle bağırma şimdi yumruk yiyeceksin bak! İkincisi de canım çok acımadı ve kendi keyfimi de bozmak istemedim, neden uzatıyorsun?" diye çıkıştı.

Daniel sinirle ellerini saçlarından geçirip dişleri arasından, "Mikrop kapmış olabilir.. Bir göstersek iyi olur, gel hadi!" dedi ve Jane'i omzuna aldı. Jane bulunduğu konumda tepinip dururken Luna ise, "Ay kız kaçırıyorlar, imdaat!" diyerek gülmeye başladı.
Acısıyla tatlısıyla ne de güzel olmuştuk biz böyle.. Jane mecburen pes edince biz de toparlanıp saraya geri döndük.

Biz odalarımıza dinlenmeye çekilirken Daniel ve Jane ise sağlıkçıların yanına gitti. Akşam olunca hep beraber yemeğe inip daha sonra da yurtta kaldığımız zamanki gibi sarayın salonunda hep beraber oturduk. Her şey çok hızlı gelişiyor ve biz anın tadını çok da fazla çıkaramıyorduk bir türlü. Eski hayatlarımızdan, hayallerimizden bahsedince aslında bir yanımızın Dünya'yı çok özlediği anlaşılıyordu.

Jennifer, "Acaba Dünya'ya gitmemize izin verilir mi? Tek tek hepimizin bulunduğu ülkeleri gezeriz.." dedi. Chris, "Aslında çok iyi olur, bazı şeyleri çok özledim.." diyince Daniel, "Ne gibi şeyleri?" diyerek arayı kızıştırmaya çalıştı. Luna, Jane'e dönerek, "Lütfen sevgiline bir şey söyler misin, yılanlık yapıyooor!" dedi. Jane ise gülerek, "O onun her zamanki hali.." diyerek dalga geçti. Daniel'in yüz ifadesine gülerken Thomas kolunu omzuma atıp gülmeye başladı. Omzumdaki elini tutup gülmeye devam ettim.

Başlarda her dokunuşunda kaçacak delik arayan ben, şimdi ise ona doya doya sarılıp rahatlıkla elini tutabiliyordum. Sabaha kadar süren muhabbetlerimizden en son konumuz ise rezil olduğumuz anlardı. Ee ben şimdi hangisinden başlayacaktım ki?

İlk olarak Luna anlatmaya başladı, "Size daha önce söylememiştim kızlar bunu dalga geçersiniz diye ama napayım artık geçti gitti sonuçta diye anlatıyorum; Yurtta kaldığımız zamanlar hava almak için dışarı çıkmıştım ve sonra arka bahçede Chris'i gördüm. Spor yapıyordu bende izlemek istedim, koşuya başladı diye bende koşmaya başladım. Koşarken ayağımı takıldı hem kendim düştüm hem de iki kızı düşürdüm." dediğinde ilk kahkaha Chris'ten geldi.

Luna'dan sonra Chris'te, "O gün arkamda koşarken düştüğünü gördüm tam kafamı çevirdim bakacaktım ki bende az ilerdeki duvara çarptım." dedi.

Gülmekten bir türlü konuşamadığımız için sıradaki anıyı zar zor Jennifer anlatmaya başladı, "Benim en rezil anım Dünya'da iken olmuştu sanırım.. Bir iki arkadaşımla ilk kez içmeyi denemiştik ve tekte sarhoş olup sokakta yerde yuvarlanarak gezmişim. Ha birde anlamsızca 'Aaa!' diye bağırmışım. O anımın videosunu çekmişlerdi bir de.." Bu gerçekten de kötü ama baya komik olmuş, hiç beklenmedik bir davranış sonuçta Jennifer'dan.

Jane, "O zaman şimdi de ben anlatmak istiyorum, yurtta kaldığım dönemlerden gıcık 3-4 tane kız vardı. Dövüşte iyiydim ve herkese artistlik yapmalarından bıkmıştım. Ne cesaretse dövüş yapmaya davet ettim. 3-4 kız oldu 20 kız. Tertemiz dayak yemiştim ve saçma bir şekilde kaçmadığım için okulun koca yüreklisi ilan etmişlerdi beni." dedi.

Edward, "En azından rezilliğinin üstü kapanmış, ben dayak yediğimle kalmıştım. Okulda bir çocuğu döverlerken kurtarmaya çalıştım. Dayak atanların sayısı o kadar hızlı arttı ki kıpırdayamadım bile, gelen geçen tekme tokat saldırdı. Sanki o anı bekliyorlarmış gibi.." dedi. Jennifer, "Ah kim bilir neler yaptın da o kadar hırslandılar, sen çok mu masumsun sanki?" diye dalgayla karışık azarlama yaptı.

Daniel, "Benim o kadar fazla rezil olmuşluğum yok sadece bir keresinde uyku sersemliği okula üniformamın altına terlik giyerek gitmiştim. Hemde üvey annemin terliğini.." Ya inanamıyordum! Daniel o kadar sert görünümlü ve dikkatliyken o hâli kim bilir nasıl komik olmuştur.. Daniel, "Ee son olarak Thomas ve Hera kaldı.. Buyrun bakalım." dedi.

Thomas'la aynı anda birbirimize bakarken Thomas'a 'ilk sen' bakışı atmamla anlatmaya başladı, "Biliyorsunuz zaten ben Dünya'dayken de Hera'yı seviyordum. Bir gün onu bisikletle bir yere giderken gördüm Luna'nın yaptığı gibi ben de Hera'nın peşine takıldım bisikletimle. O kadar dalmışım ki nereye gittiğimizi bile bilmiyordum. Arabalar ve insanlar yüzünden hem onu kaybettim hem de ben kayboldum. Sonra polisi görünce yanına gidip nerden gidebilirim diye sordum. O esnada Hera beni görüp yanıma geldi. Ben de hava olsun diye o gün orada 'Bilirsin işte gizli olur bazı şeyler, anlatamam..' demiştim. Polis memuru da tam söyleyecekken kaş göz işareti yapıp durdurmuştum. Sonra Hera yürümeye devam edince polis olayı telsizden arkadaşlarına anlatıp gülmüştü. Bende Hera'nın peşinden yine yoluma devam ettim." dedi. Omzuna sertçe vurarak, "Bu nasıl düzenbazlık böyle.. Dalga geçmedi çok iyi olmuş, oh!" diye çemkirdim. Daniel, "Thomas sen nasıl bir manyaksın?" diyerek diğerleriyle birlikte gülmeye devam etti. Luna, "Vee şimdi sıra Hera'da!" diye yükseldi.

Son olarak ben de, "Benim de anım Dünya'da olduğumuz zamanlardan.. Okulda dans yarışması vardı ve çok istememe rağmen üvey annem katılmama izin vermemişti. Gizlice sahne arkasında öylesine kendimce dans ederken aniden perdeler açıldı ve tüm okul idaresi ve sınıfım karşımdaydı. Heyecandan tam kaçarken ilk sahne perdesine takıldım ve onu yerinden söktüm. Daha sonra da yuvarlanarak rulo halinde sahneden aşağıya düşmüştüm. Unutulur sandım okulda aylarca konuşuldum maalesef ki. Zaten ne geldiyse başıma hep telaştan falan geldi.." dedim.

Bir türlü bitmeyen kahkahalar iyice şiddetlenirken epey yorulduk ve sabaha karşı anca uyuyabildik.

'Böyle doyasıya gülmeyi çok özlemiştim doğrusu..'

LORİS'İN KURTARICILARI | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin