İman - Amel - Günah

50 7 11
                                    

Selamün aleyküm Sorarlarsa Ne Diyeceksin Ailesi ✋ Nasılsınız ?

Bizi sorarlarsanız her halimize hamd olsun. 🍂

Bismillahirrahmanirrahim diyerek bölüme geçelim ✨Bu bölümde size başlıktan da anlaşıldığı bazı konular hakkında konuşmak istiyoruz. Lafı çok uzatmadan bölüme geçelim 👇

Öncelikle ' iman nedir ? ' bu soruya cevap verelim.

İman, lügatta bir şey'e tereddütsüz inanmak ve kesin olarak, içten ve yürekten bağlanmak demektir.

Dinî mânâsı ise, Allah'ın varlığına, birliğine, tereddütsüz inanmak ve Hz. Muhammed'in (asm) peygamber olduğunu ve bize bildirdiği şeylerin hepsinin hak ve doğru bulunduğunu, hiçbir şübhe duymadan kabûl ve tasdik etmektir.

İman iki kısma ayrılır:

1. İcmalî îman : Peygamberimizin Allah'tan alıp haber verdiği şeylerin hepsine birden, topluca inanmak demektir.

2. Tafsilî İman : Peygamberimizin Allah'tan haber verdiği şeylerin herbirini delilleriyle bilip inanmaktır. Diğer bir ifadeyle, dinin zaruriyatını bütün tafsilât ve teferruâtıyla öğrenip tasdik etmek demektir.

Burada kısaca açıkladık. Daha detaylı bilgi için sizlerde araştırma yapabilirsiniz kardeşler 🌿 Ve bunlara ek olarak bide sizlere taklidi ve tahkiki imanı anlatalım.

TAKLİDİ VE TAHKİKİ İMAN NEDİR?

Delillere dayalı olmaksızın sadece çevrenin telkini ile meydana gelen ve âdeta kişinin İslâm toplumunda doğup büyümüş olmasının tabii sonucu olarak gözüken imana taklîdî iman denilir.

Ehl-i sünnet bilginlerinin çoğuna göre bu tür iman geçerli olmakla beraber, kişi imanı aklî ve dinî delillerle güçlendirmediğinden dolayı sorumludur. Taklîdî iman, inkârcı ve sapık kimselerin ileri süreceği itirazlarla sarsıntıya uğrayabilir. Bunun için imanı, dinî ve aklî delillerle güçlendirmek gerekir. Çünkü deliller, ileri sürülecek şüphe ve itirazlara karşı imanı korur. Delillere, bilgiye, araştırma ve kavramaya dayalı imana ise tahkîkî iman denir. Aslolan her müslümanın tahkîkî imana sahip olması, neye, niçin ve nasıl inandığının bilincini taşımasıdır.


Yani buradan çıkarılacak sonuç, her müslüman kendi dinini bilmek, savunmak ve araştırmakla yükümlüdür sonucu çıkıyor. Peki bizler ne kadar araştırıp dinimizi savunuyoruz ? Orası meçhul ❗😔

Peki ' amel nedir ? ' bu soruya bir göz atalım.

Amel, iradeye dayalı iş, davranış ve eylem demektir. Esasen tasdik ve ikrar da birer ameldir. Ancak amel deyince daha çok kalp ve dil dışında kalan organların ameli anlaşılmaktadır. Bu durumda iman ile amel birbirinden ayrı şeyler olmasına, amelin imanın bir parçası olmamasına rağmen, her ikisi arasında çok sıkı bir bağ ve ilişki bulunmaktadır.

Amel, iyi (sâlih) ve kötü (seyyi') amel olmak üzere ikiye ayrılır. İnsan yeryüzüne, nasıl davranışlar göstereceği, iyi ve kötü amellerden neler yapacağı belli olsun diye çıkarılmıştır. Ayetlerde;
🔸 "Hanginizin daha iyi amel işleyeceğini denemek için ölümü ve hayatı yaratan O'dur" (el-Mülk, 67/2)
🔸"şüphesiz ki, sizi biraz korku, açlık, mal, can ve ürün eksikliğiyle imtihan edeceğiz. (Ey Muhammed) sabredenleri müjdele" (el-Bakara, 2/155).

Sâlih (iyi) amelin özü, Allah'u Tealâ'nın emirlerini üstün tanımak, Allah'ın hükümlerini yeryüzünde uygulamak, onun din ve şeriatını korumak, yarattıklarına şefkat beslemek ve yardım etmektir.

SORARLARSA NE DİYECEKSİN ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin