Şia

27 6 22
                                    

Es selamü aleyküm ve rahmetüllahi ve berekatüh kardeşler 🤗

Önce güzel bir bilgilendirme yapalım 🤩

İmran ibni Husayn (Allah Onlardan razı olsun) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)'e bir adam geldi ve: - es Selamü aleyküm, dedi. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem) onun selamına aynı şekilde karşılık verdikten sonra adam oturdu. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem): "On sevap kazandı" buyurdu. Sonra bir başka adam geldi, o da: - es Selamü aleyküm ve rahmetullah, dedi. Peygamberimiz ona da verdiği selamın aynıyla karşılık verdi. O kişi de yerine oturdu. Peygamber (sallallahu aleyhi vesellem): "Yirmi sevap kazandı" buyurdu. Daha sonra bir başka adam daha geldi ve: -es Selamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatüh, dedi. Hz. Peygamber de o kişiye selamının aynıyla karşılık verdi. O kişi de yerine oturdu. Rasûlullah: "Otuz sevap kazandı" buyurdular. (Ebu Davud, Edeb 132, Tirmizi, İstizan 2)

Böyle bir girişi yapmak istedik bugün ❣️ şimdi muhabbetimize geçelim.

Nasılsınız 🤩 Neler yapıyorsunuz anlatın bakıverem 🤗

Bizde daha çok sizi özledik ❣️

Bölüm hazırlayan kardeşler olarak sizlere kendi klasik girişimizi de yaptığımıza göre bir soru ile devam edelim 🤭

Başlık hakkında bilgilerinizi alabilir miyiz 👉  Neler biliyorsunuz, bir ölçelim kendimizi 🤔

Şimdide bizim yazımıza geçelim 👇

Şîa, Ehl-i sünnet grubunun dışında yer alan, günümüze kadar varlığını koruyan ve hâl-i hazır İslâm dünyasında da önemli sayıda taraftarı bulunan en önemli itikadî, fıkhî ve siyasî mezheptir.

Sözlükte "taraftar, yardımcı" anlamına gelen Şîa, literatürde Hz. Peygamber'in vefatından sonra Hz. Ali'yi halifeliğe en lâyık kişi olarak gören ve onu ilk meşrû halife kabul eden, vefatından sonra da hilâfete Ali evlâdının getirilmesi gerektiğine inanan toplulukların ortak adı olmuştur. Hz. Osman'ın şehid edilmesini takip eden yıllarda bu misyon ve iddia ile ortaya çıkanların oluşturduğu bir siyasî gruplaşma hareketi olarak doğmuş, hicrî II. yüzyılın ikinci yarısından itibaren de çeşitli fırkalara ayrılan itikadî bir mezhep haline gelmeye başlamıştır.

Ancak, İslâm dünyasında Şîa hareketinin ortaya çıkışını sadece Hz. Ali'yi destekleme teşebbüsünün giderek mezhep halini alması ve kurumlaşması şeklinde açıklamak yerine bunda dış tesirlerin ve Araplar karşısında yenilgiyi hazmedemeyen Irak ve İran halkının tepkisinin ve kimlik arayışının etkisinin bulunduğunu da söylemek doğru olur.

ŞÎA MEZHEBİNİN FIRKALARI

Şîa'nın günümüze ulaşan üç büyük fırkası Zeydiyye, İsmâiliyye ve İmâmiyye-İsnâaşeriyye'den ibarettir. Zeydiyye Hz. Ali'nin torunu Zeyd b. Ali Zeynelâbidîn'e nisbet edildiği için bu ismi alır. Günümüzde Yemen bölgesinde taraftarları bulunan Zeydiyye itikadî konularda Mu‘tezile mezhebine, fıkıh sahasında ise Hanefî mezhebine yakın görüşlere sahiptir. Şîa içindeki en mûtedil fırka olan Zeydîler, hilâfetin Hz. Ali'nin ve soyundan gelenlerin hakkı olduğuna inanmakla birlikte, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer'in hilâfetini de meşrû görürler. Hilâfetin Hüseyinoğulları'na ait olduğu ve devlet başkanının mâsum olduğu fikrini de kabul etmezler.

Ca‘fer es-Sâdık'ın ölümünden sonra devlet başkanlığına oğlu İsmâil'in ve soyunun hak sahibi olduğu iddiası, Şîa içinde aşırı görüşleriyle tanınan İsmâiliyye fırkasının oluşmasının başlangıcını teşkil etti. İsmâilîler'in hicrî IV. yüzyılın başında Fâtımî Devleti’ni kurmasıyla mezhep güçlendi, daha sonra doğu ve batı İsmâilîler'i (Nizâriyye-Müsta‘liyye) şeklinde iki ana kola ayrıldı. Eski Yunan ve Doğu felsefelerinden, Ortadoğu dinlerinden etkilenmesi ve bâtınî te’villere dayanması sebebiyle birçok uç görüşe sahip bulunan mezhep mensuplarına günümüzde, sayıları fazla olmamakla birlikte Pakistan, İran ve Orta Asya'da rastlanmaktadır.

SORARLARSA NE DİYECEKSİN ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin