Tarihsellik

33 5 23
                                    

Esselamu Aleyküm Ve Rahmetullahi Ve Berekatüh canlar. 🌼

Nasılsınız? İyisinizdir İnşaAllah.. 🥀
Nasıl geçti veya nasıl geçmekte tatiliniz?

Çevrenize, ailenize ve en önemlisi de kendinize vakit ayırıyor musunuz? Kur'an-ı Kerim, kitap okuyor musunuz, tefekkür ediyor musunuz, sorguya çekiyor musunuz kendinizi?

İnşaAlah kendimize geç kalmayız.. ❤️

Konu:Tarihselcilik

Eveet, dostlar; mevzu derin, konu uzun haydi başlayalım o halde.. ✋🏻 Bismillahirrahmanirrahim 🖤

Tarihsellik/tarihîyye/historicism, bilgi, değer yargıları ve normların özü itibarıyla tekrar edilemez tarihsel bir durumda ortaya çıktığını; tarih içinde sürekli değişerek daha mükemmele doğru bir seyir izlediğini savunan görüşleri anlatmak için kullanılan ortak bir terimdir. Metottan ziyade bir eğilimi ifade ettiği için tanımı konusunda da ittifak yoktur. Tarihselcilere göre, hiçbir öğreti bütün zamanlara hitap edemeyeceği için, her birey, tarihi hadiseleri kendi tecrübesi ışığında ve kendi geleceği açısından yeniden yorumlamalıdır.

Tarihsellik, konumuz açısından bizi şu iki temel özelliği itibarıyla ilgilendirmektedir: Bilginin değişkenliği ve değerlerin izafiliği. Buna göre tarihin belirli bir döneminde telif edilen veya dile getirilen bilgilerin, hukuki ve ahlâki müeyyidelerin o dönemin ürünü olması ya da özelliklerini yansıtması kaçınılmazdır. Dolayısıyla tek doğru ve mutlak hakikatten bahsedilemez. Fen ve tabiata dair gözlem ve deneye dayalı bilginin sürekli mükemmelleşmesi gibi insana dair ahlâk, estetik ve hukuk hakkındaki bilgilerimiz de sürekli bir tekamül çizgisi takip etmektedir. Bu teoriyi benimseyenler, vahyin tarihsel bir dil kullandığını, tarihin belirli bir dönemindeki insanın konumu esas alınarak indirildiğini; öte yandan vahye muhatap olan insanların da tarihsellikten kurtulamayacağı tezlerinden hareketle, belli bir zaman ve mekan diliminde indirldiği için vahyin tarihsel bir durumu dile getirdiğini, dolayısıyla tarihsel olduğunu iddia etmektedirler. Bu iddia sahipleri söz konusu tarihsellik problemini aşmak için, Kur’an’ın genel ilke ve hedeflerinden (makâsıd) hareketle her devir aydınlarının kendi dönemlerindeki problemlere çözümler sunması gerektiğini öne sürmüşlerdir. Bir kısım tarihselciler ise biraz daha ileri giderek Kur’an metninin tarihselliğinin Müslüman aydının eleştirel aklı/akılcılığı ile aşılabileceğini iddia etmişlerdir.

Kur’an’ı anlamada ve tefsir geleneğinde zaman ve mekan unsurları ihmal edilmemiştir. Hatta tarihî arka planın bilinmesi, nüzûl sebeplerinin tespit edilmesi, muhatapların ruh hallerinin tanınması, devrin sosyal ve kültürel özelliklerinin kavranması, bunun yanında Arap dilinin gramer ve söyleyiş özelliklerine vukûfiyet, Kur’an’ın doğru anlaşılması için vazgeçilmez bazı esaslar olarak kabul edilmiştir. Ancak bütün bunları felsefi anlamda tarihsellik kavramının içinde değerlendirmek mümkün değildir. Zira tarihsellik kavramı öncelikle bir tamamlanmamışlık durumunu ihtiva etmekte, değişim ve süreç fikrini öngörmekte, sürekli ilerleme ve yeniden yorumlama faaliyetini ifade etmektedir. Bunun yanında tarih üzerinde tasarruf eden bir Yaratıcı fikrine, bütün zaman ve mekanı kuşatan Vahiy hakikatine sıcak bakmamaktadır.

Felsefi anlamda tarihsellik fikrini bir yana bırakır, tarihselliği geçmişi anlamaya dair bir metod olarak tasavvur edersek, bu metodun da uygulanabileceği alanlar ve yararlı bazı sonuçları olması tabiidir. Her meselenin kendi mahiyetine uygun metotla ele alınması gerektiğini ifade eden Rene Guenon,

“Tarihî metodun haklı olarak uygulandığı yerler elbette vardır; bizim karşı çıktığımız yanılgı, bu metodun her şeye uygulanabilir olduğunun sanılması ve fiilen verebileceğinden başka şeylerin de bu metottan elde edilmek istenmesidir.”

SORARLARSA NE DİYECEKSİN ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin