İslâm'da Hoşgörü

59 9 13
                                    

Rahman ve Rahim olan ALLAH'IN adıyla...
Selamün aleyküm verahmetullahi ve barekatuhu güzel kardeşlerim :)

Bugün tamda İslam'ın şiarına uygun olduğunu düşündüğümüz bir
bir konuyu ele alacağız..

Konu ismi vermeden önce sizle interaktif yapalım isterim :D

Are you ready? :)

İslam senin içim hangi kelimede can buluyor?

Bizce bu konular üzerinde bayağı durup düşünmeliyiz.
Evet islam binasının temeli beştir ama babası inşaatçı
biri olarak arada harç olması gerektiğini savunuyorum.
bunun için inşaat bilmeyede gerek yok sanırım ;)

Gelin islamı bütünleştirici olarak düşündüğümüz
kavramları ele alalım. bu bölümün yazarı olarak konumuzdan
farklı olarak ama benim için islamı uygulamam da iki temel kavram
yatar ve bunlar fiiliyatta da mükemmel işlerdir.

bunlar;

Saygı ve Adalettir.

Benim harcım bunlar sizikileri de yorum kısmında okumaktan
çok mutlu olacağım. :)

İnteraktif bitmiştir. :D

Konumuz ise insanlığın temel yapı taşı olan "hoşgörü".

Sizleri bölümle başbaşa bırakıyor satır aralarında fikir
alışverişinizi görmek için sabırsızlanıyorum.:)

İlim ile amel edebilmek duası ile... keyifli okumalar!  

                                                                                                                                                                                                                     Bilindiği gibi insanlar farklı farklı yaratılmışlardır. Gerek beden ve gerekse rûhî bakımdan hiçbiri diğerinin aynısı değildir. Herbirinin kişiliği, karakteri, temayülü, inancı, düşünme biçimi, hayat tarzı sevdiği ve sevmediği şeyler farklıdır.
İşte insanların birbirlerinin bu farklılıklarını anlayışla karşılamalarına “hoşgörü” diyoruz. Müsamaha ve tolerans olarak da anılan hoşgörü, insanları oldukları gibi kabul etmek demektir.

Hoşgörülü olmak, kendi fikir ve düşüncelerimizi başkalarına zoraki dayatmaya kalkışmamaktır. Doğru bildiğimiz, doğruluğuna inandığımız, fikirlerimizi, düşüncelerimizi başkalarına anlatırız. Onların da buna inanmaları için çaba harcayabiliriz, ama bizim gibi düşünmeleri, bizim gibi inanmaları için zorlamayız. Yüce dinimizin temel prensiplerinden biri de

“Dinde zorlama yoktur.”esasıdır. Bakara 256

İslam’da aslolan tebliğdir. Peygamberlerin görevi de Allah tarafından kendilerine bildirilen hükümleri sadece insanlara tebliğden ibarettir. İnsanları hidâyete erdirmek Allah’a aittir.

Bu sebeple Kur’an-ı Kerimde:

“Peygambere düşen vazife ancak tebliğ etmektir. Allah açıkladığınızı da gizlediğinizi de bilir" buyrulur. Maide 99

Hz. Peygamber, insanlar müslüman olmuyorlar diye çok üzülüyordu. Kur’an-ı Kerim’de üzülmemesi istenmiş, görevinin sadece tebliğden ibaret olduğu hatırlatılarak şöyle buyrulmuştur:

“Eğer yüzçevirirlerse bilesin ki biz seni onların üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen sadece duyurmaktır.” Şuara 48

Bu alemde her türlü düşünce olacaktır. Yüce yaratıcı öyle dilemiştir. İstesek de istemesek de dünyada iyilikler de bulunacak, kötülükler de, inananlar da olacak, inanmayanlar da. Allah inananlara hayat hakkı tanıdığı gibi inanmayanlara da tanımıştır. İnananlara rızık verdiği gibi inanmayanlara da vermiştir. Bu, ilahi bir kanundur.

SORARLARSA NE DİYECEKSİN ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin