Kur'an'ı Kerim'de Kültürel ve Toplumsal Yapı

43 6 43
                                    

Esselamu Aleyküm Ve Rahmetullahi Ve Berekatüh gönlüne güzel kardeşlerim 🤗

Nasılsınız? İyisinizdir İnşaAllah, hem ruhen hem bedenen 🤗 (Hâl hatır sormadan yapamıyor insan ⁦☺️⁩)

Yaz geldi, yasaklar iyice azaldı lakin "Tedbir kuldan, taktir Allah'tan." tedbiri elden bırakmayalım. Uzatmadan bölüme geçmek istiyorsunuz sanki. (Öyle hissettim 🤭)

Kur'an-ı Kerim (İslamiyet) ve kültürel / toplumsal yapı.

Ne demek istiyoruz biz?

Gelenekler,taassup.. Birlikte okuyalım ve anlayalım. Madde madde ele alalım konuyu. (Adım adım olması çok hoş olmuyor mu sizce de, siz hangi şekilde okurken sıkılmadan okuyorsunuz??)

• Gelenekler: Örf ve âdet

Türkçe'deki gelenek sözcüğü, bazen "örf ve âdet", bazen de "töre" şeklinde ifade edilmektedir. Örf ise, "İyi olan, yadırganmayan, bilinen, peş peşe gelen" anlamına gelmektedir. (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, s. 334.)

Sevinç günlerini hatırlatan "bayram" kelimesinin Arapça karşılığı "iyd" dır. Iyd de, "her yıl yeni bir sevinçle dönen gün" anlamını ifade eder. Böylece bayramların her yıl tekrarlanan ve milletin örf ve âdetine uygun olan gelenekleri hatırlatmaktadır. Buna göre örf kelimesi, kamu vicdanının hayırlı ve yararlı görüp âdet hâline getirdiği her türlü dinî ve millî konulardaki iyilik ve güzellikleri içermektedir.

Abdullah b. Mesud (r.a.)'un, "Müslümanların iyi gördüğü Allah katında da iyidir. Onların kötü gördüğü Allah katında da kötüdür." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 379.) rivayeti, toplumda kabul gören güzel âdetlerin Kur'an ve Sünnet çerçevesinde olmasına işaret eder. Çünkü Kur'an ve Sünnetin hoş görmediğini, Müslümanlar da tasvip etmez.

Bu hâlde örf ve âdetler, toplum tarafından bilinen, kabul edilen, hoş karşılanan, dine göre de meşrû ve makbul olan davranışlardır. Kur'an'da geleneklerin akıl ve vahiy süzgecinden geçirilmesi, vahye aykırı olmayan, akla ve insan yaratılışına uygun bulunan örf ve âdetlerin kabul edilmesi emredilmektedir. (Bkz. Bakara,170.)

Cahiliye taassubu nedir?
(taassup: bağnazlık)

Cahiliye dönemi, Araplar'ın İslam'dan önceki inanç, tutum ve davranışlarını ifade etmektedir. İslamiyet tevhid inancını getirerek putperestliğe karşı kesin tavır almış, bu inancın eseri olan ve insan şerefine yakışmayan bütün kötü âdetleri ortadan kaldırmıştır. Zira cehâlet, ilmin zıddı olarak "bilgisizlik" anlamına gelmektedir. Kur'an'da bu husus "Hani inkâr edenler kalplerine taassubu, cahiliye taassubunu yerleştirmişlerdi. Allah ise, Peygamberine ve inananlara huzur ve güvenini indirmiş ve onların takva (Allah'a karşı gelmekten sakınma) sözünü tutmalarını sağlamıştı." (Feth, 26.) şeklinde belirtmektedir.

Görüldüğü gibi bu ayette, cahiliye çağının taassup ve barbarlığına, kin, nefret ve şiddetine işaret edilmektedir. Bundan dolayı Arapların İslam döneminden önceki hayatlarına "cahiliye devri" denilmiştir. Bu aynı zamanda Araplar'ın çevrelerinde yaşayan insanlara göre medeniyet bakımından geri kalmaları, puta tapmaları, kötülük yapmalarını önleyen bir din, bir peygamber ve semavi kitaba sahip olmamalarıdır. İslamiyet ise, aydınlanma ve bilgi devridir ve bu anlamda cahiliye çağının karşıtıdır.

Taassup olarak yerleşen geleneklerden örnekler nelerdir ?😐

Bide sizden alabiliriz cevabı. 🤭👉

Hz. Peygamber zamanında Hz. İbrahim'in getirmiş olduğu dine inanan birtakım kimselerin mevcut olduğu bilinmektedir. Bunlar, putlara tapmıyorlar, kurban keserek ya da başka bir şekilde onlara tazimde bulunmuyorlardı. Bu inançtaki kimseler zina ve fuhşa yönelmiyor, içki içmiyor, yağma-soygun, hırsızlık, cinayet vs. gibi dönemin yaygın kötülüklerine bulaşmıyor, kız çocuklarını diri diri toprağa gömenlere engel olmaya çalışıyorlardı. Bunlar arasında Hz. Ebu Bekir ilk sıralarda yer almaktaydı.

SORARLARSA NE DİYECEKSİN ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin