Cadılar bayramına sadece bir hafta kaldı ve okulda muggleların kutladı gibi kutlamadıklarını anlamış bulunmaktayım. Yetimhanedeyken bu bayram en çok beklediğim gündü özelliklede sihrin varlığı öğrendiğim günden beri. Ama kozmik bir farklılık olmadığından dolayı oluşan hayal kırıklığım sadece yetimhaneye bağışlanan bağışların gelmesiyle teselli buluyordu. Cadılar bayramın esas olayı daha çok büyücülüğün efsane haline gelip mugglelar için saklanması gerekeni göz önüne getirmek dışında bir işlevi yokmuş. Bu bir nevi sihir topluluğun zafer balosunun olduğu gün.
Hogwarts'da bu gün bir şölen ile kutlanıyor ve tek fark büyücü şapkalarının giyilmesi istenmesi. Duyurular bugün ortak salonun duyuru panosunda yazıyordu.
Neredeyse tüm paramı harcamış olduğum için bugünlerde nasıl para kazanırım derdine düşmüştüm ve nasıl para kazanabileceğimle ilgili kafa yormakla meşgul olduğum anlardan birinde Gelecek postasında bana el sallayan insanlar gözüme ilişti. Bir şeyler yapıp sonrasında satmam gerekiyorsa satış yapacağım kitle öğrenciler olmak zorundaydı ve yine geçmiş yaşamımda mezun öğrenciler için hazırlanan yıllıklar aklıma geldi.
"Benim öğretmenler odasına gitmem gerekiyor. Benimle gelmek ister misiniz yoksa kütüphanede takılmaya devam mı?"
"Benden pas İksir dersi için ceza ödevimi tamamlamam lazım."
"Nev ile aynı durumdayım ve hatırladığıma göre sen ve birkaç şanslı azınlık dışında tüm sınıf bu ödevi yapmak zorunda."
John'nun Profesör Snape'e karşı olan korkusu nefret ile değişmeye başlamıştı. İksir dersinin olduğu her günü lanetli gün olarak belirlemesi bunun bir göstergesiydi.
"Tamam o zaman ortak salonda görüşürüz."
"Görüşürüz Lizy."
"Hımmm."
Nev'i ve homurdanan John'u kütüphanede bırakıp öğretmenler odasının yolunu tuttum. Okulun her giriş çıkışını bilmesem de artık kaybolmak ya da şaşırmak gibi eylemlerim yoktu. Bunun için hafta sonu gezilerine teşekkür etmeliyiz. Öğretmenler odasına girdiğimde esasen Profesör Sprout ile görüşmek istemiştim ama onun yerine son derece tuhaf bir konuşmaya şahit olmak zorunda kaldım.
Profesör Quirrell ile Profesör Snape tartışıyor gibiydi ve tahmin edilebileceği üzere Snape Quirrell'ı bir şey konusunda tehdit ediyordu ve Quirrell ise kekeleyip bu konudan kesinlikle haberi olmadığını söylüyordu. Konuşmanın tamamını dinlemek ya da dinlerken yakalanmamak için hemen yönümü Seralara yönelttim. Böylesine bir konuşmayı yapmak için öğretmenler odasında ikisinden başkasının olmaması gerekiyordu ve orada durmak için henüz o kadar delirmemiştim.
2. Nolu seraya geldiğimde Bitkibilim dersinden çıkan öğrencilerle karşılaştım. Profesörün hala serada olduğunu söyledikleri için yönümü değiştirmeme gerek kalmadı. İçeri girdiğimde Profesörün asasıyla kırılmış olan saksıları onardığını gördüm.
"İyi günler Profesör, size bir konuda danışmak istiyordum, Meşgul müsünüz?"
"Ah Bayan Bennet, birkaç dakika içinde sizinle ilgilenebileceğim, lütfen sıralardan birine oturun."
Tüm işlerini bitirmesi tam olarak beş dakikasını aldı. Bay Ollivander'ın asa almaya gittiğimde söyledikleri aklıma geldi. Asaların içinde bulunan esas bileşenin doğada varlıklarını gösterdikleri etkileri vardı. Ateş, su gibi özelliklerin yanı sıra hayvanların kendi doğaları gereği iyileştirici, yıkıcı veya yaratıcı özellikleri de olabiliyordu. Profesör Sprout'un asasından gelen enerji çeşidi ise bitkilerle ve toprakla olan yakınlığını sihrini her uyguladığında dışa yansıtıyordu.
Öğretmenler dışında sihrin dışa yansıttığı etkileri öğrencilerin hiç birinde hissedememiştim. Sihrin uygulandığı alanlarda bariz işaretlerin olduğu ve büyücülerin bugüne kadar bu izleri gizlemek konusunda yaptıklarının sadece izleri silikleştirmeye yaradığını ama asla yüzde yüz silemediğini okumuştum. Sanırım reşit olana kadar kişilerin üzerlerinde Sihir Bakanlığı tarafından bir şekilde denetlenebilen izlerin bulunması bu konuyla ilgiliydi.
O an için girdiğim aydınlanma durumu Profesörün seslenmesiyle dağıldı. Bana soran gözlerle bakan Profesöre bakarken neden oraya geldiğimi düşünmek zorunda kaldım.
"Profesör, ımm.. Size sormak istediğim bir konu vardı. Acaba bu güne kadar Hogwarts'ta mezun öğrenciler için bir anı defteri yapılmış mıydı?"
"Sözünü ettiğimiz anı defteri nasıl bir şey?"
"Tüm bölümden öğrencilerin arkadaşlarıyla geçirdikleri anların kayıtlı olduğu bir kitapçık diyebiliriz. İçinde kulüplerin etkinliklerinin, okul şölenlerinin ve boş zamanlarda takılmayı sevdikleri mekanlarda çekilmiş olan bir kitaptan bahsediyorum."
Profesörün yüzünde şaşırmış bir ifadeyle öylece durdu. Sonrasında yaklaşıp ellerimi tuttu, heyecanla "Bu harika bir fikir Bayan Bennet, böyle bir kitap çıkarmak öğrencileri ve velileri son derece memnun edebilir." dedi. Sonrasında seradan birlikte çıkana kadar ona kitap çıkartıp bunları basmak için neler yapmam gerektiğini ve okuldan bunun için izni nasıl alabileceğimi konuştuk. Okul müdürü ve diğer bölüm başkanlarıyla bu konuda gereken izinleri alabileceği konusunda bana söz verdi. İzin çıktığında Hogwarts Yıllığı ilk defa yürürlükte olacak.
Henüz kesinleşmese de hazırlıklara başlamak için hiçbir zaman erken olmayacağın için Nev ve John'u da plana dahil ederek gerekli olan şeyleri hazırlamaya başladım. John abisine gidip evden geçen yaz aldığı fotoğraf makinesini istetti. Annesi onunla hala katı bir politika uyguluyormuş. Nev'e ise matbaası olan büyük amcası Algie'ye böyle bir proje için kitap başına ne kadar paraya mal olacağını sorması düştü. Sonrasında geçen üç günde kitabın tasarımı, sayfa dizaynı ve ismi gibi konularda karar vermekle geçirdik. Tabi ki boşta olduğumuz anlarda. Fotoğraf makinesinin geldi gün Profesör Sprout Bitkibilim dersinden sonra kitabın çıkarılması için iznin verildiğini ve bunu için her bölümün baş öğrencilerinden yardım isteye bileceğimizi söyledi.
Cadılar bayramının olduğu akşam şapkamı takmamı hatırlatan Rose olmasa yoğunluğun arasında her şeyi unutmuş olurdum. Şölen bir harikaydı elbette tatlılardan ve kremalı olan tüm pastalardan tattığımızda bir şeyler içimde beni rahatsız etmeye devam etti. Sanki unuttuğum ama hatırlamam gereken bir şey vardı. Dalgınlıkla pastamın kremasını kaşıklarken Büyük Salonun kapısı aniden sonuna kadar açıldı ve paniklemiş olarak Profesör Quirrell içeri girdi. Yüzü son derece soluktu ve salonun yarısına girdiğinde aniden " Trol var, zindanlarda trol var, yardım edin." Dedi ve anında yere çöktü.
Ve o sözler tamamlandığında muhteşem üçlü için arkadaşlık bağlarını güçlendiren gün olduğunu hatırlamış oldum. Nev yüzü soluk bir şekilde yanımızda yürürken son derece sakindim. Ortak salonda oturup herkesle beraber bir trolün nasıl kaçtığını ya da trolün neden Hogwartsda olduğunu tartıştık. Ertesi gün Gryfindor bölümünden üç kişinin adları ve trol mücadeleleri tüm okula yayılmıştı ve ben bu olayların hiçbir noktasında değildim. Buda beni olabileceğim en mutlu hale getirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden Doğduktan Sonra Sakin Bir Hayat İstiyorum
FantasyÖldüm ve tekrar doğdum. Zaman olarak geçmiş dünyamdan geride olduğu için devrim niteliğinde buluşlar yapan bir mühendis olmalı mıyım? Mühendisliğe gerek yok mu? Ben bir cadı mıyım? Üstüne üstelik Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okuluna davet mi edildi...