4.Bölüm İlk Gün

939 86 2
                                    


Tembel insanlar uyumak için her şeyi yapabilir, her durumda kendilerine fırsat yaratıp bir köşede kestirebilirler. Uzun süre kendimi tembel bir insan olarak gördüm ve işin aslı Hogwarts'a gelene kadar kesinlikle bu şartlarda yaşadım. Okulun ilk haftasında bunun tam tersine dönmesi büyük bir sürpriz oldu.

Ya ben kitabı okurken çok dikkat etmedim ya da bu okul orada yazılandan daha esrarengiz. Yani evet gıdıklanmadan açılmayan kapılar, yön değiştirip duran merdivenler. Şakadan hoşlanan duvarlar ve sürekli yer değiştiren resimler... Bu okul insanın tembellik yapmak istemeyeceği kadar ilginç ve zorlayıcı. Bir an bile dikkat etmediğinizde kendinizi çıkmaz sokakda bulabiliyorsunuz. İşin kötü tarafı derslere yetişmek için çabalarken bu durumla karşılaşmak. Çapulcu haritasını ikizlerden istesem verirler mi ki?

Büyük salonda yemek yerken Profesör Sprout ders programlarımızı dağıttı ve ben ilk günün ilk dersini İksir öğrenmem gerektiği gerçeği ile yıkıldım. Yalan değil gerçekten yıkıldım. Profesör Snape bazı insanlar için yanlış anlaşılan kahraman olabilir. Ama ben içinde anaokulu çocuğu taşıyan son derece gıcık bir insan olduğunu düşünüyorum. Tamamen çekilmez bir tip.

Zindanları bulmak için üst sınıflardan aldığımız yardım ile erkenden yola çıktık. Nev ve John ile birlikte o koridor senin bu merdiven benim derken iksir sınıfına ulaştığımızda erken çıkmamızı rağmen neredeyse geç kalıyorduk.

Sıralara yerleştiğimizde Profesör Snape hemen ardımızdan içeri girdi. Kapı patlamayla arkasından kapandı. Havalı bir şekilde içeri yürüdü ve masasından bir parşömen alıp yoklama yaptı. Ravenclaw ile ortaklaşa olan dersimizde neden Hufflepuff bölümünün hep sonuncu olduğunu anladım. Bu öğrenciler gerçekten çalışkan kesimi oluşturuyorlar.

Profesörün her sorusu için en az beş kişi elini kaldırıyordu. Ne denebilir ki bu kadar cevaplamak istiyorlarsa bırak cevaplasınlar.

Çıbanlara karşı bir iksir hazırlamamız için ikişerli gruplara ayrıldık. Herkesin kendi iksirini hazırlaması gerekiyordu. Talimatları takip edildiğinde oluşacağını düşündüğüm ve basite aldığım dersin aslında iksiri hazırlarken içindeki bileşenlerin birbirine karışma oranlarına dahil sürekli gözlem ve denetim gerektirdiğini fark ettim. İlk beş dakikadan sonra öylesine dalmıştım ki Nev'in oflayıp büflemeye başladığını fark edene kadar yarım saat geçmişti. Onun iksiri acınacak görünüyordu. Toprak sarısı olması gerek iksir bildiğin kobalt mavisiydi ve her an kazanı eritebilirdi.

Profesör Snape'in diğer öğrencilerle ilgilendiğini görünce Nev'e yardım etmeye başladım.

"Nev kirpi iğnelerini üçüncü aşamada koydun mu?"

Nev bir süre düşündükten sonra beyaz bir yüzle bana döndü ve çılgın gibi başını sallamaya başladı.

"Sen kirpi iğnelerini hazırla ben kazanla ilgilenirim." Nev kazan yanında iğnelerle uğraşırken iksirin içindeki içeriklerin birbiriyle daha fazla kimyasal reaksiyona girmemesi için sihirle etkiyi azalmaya çalıştım. Bu durumdayken malzemeyi ilave etsek bile iksir başarısız olmuş olacaktı ama en azında teslim edecek iksiri hala olacaktı. Nev tüm iğneleri koyacakken onu durdurdum ve önce koyulması gereken miktarın üçte birini koyup tarifteki gibi karıştırmasını sonra bu işlemi iki defa daha devam etmesini söyledim.

Profesörün sınıfta gezinmeye devam ettiğini görünce kendi iksirimle ilgilenmeye başladım. Ama gözümün ucundan Nev'in ne yaptığını kontrol ediyordum. Bu çocuğun iksir özürlü olduğunu nasıl unutmuşsam. Kitapta Nev'in en çok korktuğu kişi Profesör Snape idi. Bu hayatta en azında gözünde diken olmazdı çünkü Hufflepuff bölümündeydi ama yine de tedbir olarak ona özel ders versem iyi olacak.

Profesör yanımızdan geçerken Nev'in iksirine bakıp biraz şaşırdı. Sanırım başından beri durumu bilmesine rağmen müdahalede bulunmamıştı.

"Longbottom. Bu tahtadaki talimatları okuyamıyor musun? Kirpi iğnesini ne zaman katman gerektiği harfiyen yazılmış olmalı. Bu aşama eklemen iksiri başarısızlığa uğratacaktır."

"Ö..zür dilerim Profesör. Soonradan fark ettim."

"Daha dikkatli olmalısın tüm sınıfı havaya uçurmaya mı çalışıyorsun. Hufflepuff'tan İki puan eksiltiyorum."

Nev yüzü kızarmışken bir şey demeden iksiriyle uğraşmaya devam etti. Bir an için benim iksirime bakan Profesörün gözlerinin şüpheyle kısıldığını gördüm ve sadece gülümseyerek karşılık verip göz temasını kestim. Bela aramamak benim ilkem ve ben okulun en belalı profesörüne kesinlikle kafa tutmayacağım.

Ders bittikten sonra Raveclaw ve Hufflepuff olarak hepimiz minnettardık. Ve iksirler teslim edilirken ben dahil toplam on kişinin iksiri başarılı olarak kabul edildi. Tabi bunların altısı Ravenclaw'du ama bu konuda elden bir şey gelmez. Sınıftan çıkarken bir an için arkama baktığımda Profesörün iksirimi ciddi bir şekilde incelediğini gördüm. Nedense bu biraz beni gerdi ne demeliyim bazen sanırım ne kadar kaçarsan kaç bela seni gelip bulur.

Öğle yemeğinden sonra bir koşturmaca ile Tılsım dersine gittik. Bu dersin ilgimi çeken derslerden olduğunu söylemeliyim. Bu tılsımlar oluşturup onları bozabilmek için en gerekli temel becerileri öğrendiğimiz ders idi. Profesör Flitwick ufak tefek bir adamdı. Kitap yığınlarının üzerinden tüm öğrencileri tek tek yoklama aldı. Bu dersin benim için önemiyse muhteşem üçlü ile ilk defa derse giriyorduk. Tabi yoklama sırında Profesörün yarattığı karmaşa dışında bir şey olmadı. Bolca teorik bilgiyi anlattı ve bizde not tuttuk.

Derslerin sonunda hepimiz biraz çöküşün eşiğindeydik ve ben biraz panik olmuştum. Her iki Profesörde bitirilmesi gereken ödevler vermişlerdi ve bu sadece haftanın başıydı. Sanırım muggle ya da sihirbaz olman fark etmez öğrenciler için geçerli ilke hiçbir zaman değişmeyecek, günü gününe çalışmak hayat kurtarır. 

Hufflepuff ortak salonuna geldiğimde bana çıldırmış gibi bakan kalabalığı umursamadan iksir için verilen ödeve başladım. Nev ve John'u yanımda sürükledim. Tabi bu konuda isyan etmeye çalıştılar ama onları hafta sonu okulu keşfe çıkmak için önceden zamanımızı ayarlamamız gerektiğini söylediğimde istemeseler de bana katılmak zorunda kaldılar. Ama yüzlerinde okunan isteksizlik akşam yatakhanelere gidene kadar devam etti.

Yeniden Doğduktan Sonra Sakin Bir Hayat İstiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin