Kurt Adamın Yeri'nden çıktıktan sonra Diagon yoluna gidip eksiklerimi almam gerekti. Tanıdık sokakta yürürken elimde alınacaklar listemi tekrar kontrol ettim. Resmi cüppe istendiği için Madam Malkin'in Her Duruma Göre Cüppeleri'ne gittim. Mağazanın içinde hiçbir müşteri olmadığından fazla beklememe gerek kalmamıştı.
"Küçük hanım. Bu yıl Hogwarts'a giden öğrenciler arasında menekşe moru cüppelerim çok tercih ediliyor. Başka bir renk istiyorsan katalogdan seçebilirsin." Asasıyla harekete geçirdiği mezurası etrafımda ölçüler alırken bir yandan da kendisi not alıyordu. Renkler arasından asam ile uyumlu olduğunu düşündüğüm için mavi bir zemin üzerinde buz kristallerinin şeklinde desenlerin olduğu bir kumaş dikkatimi çekti.
"Bu kumaştan yapılmasını istiyorum. Acaba kumaştaki mavi renkten birde elbise yapabilir misiniz?"
"Müşterimin isteği benim isteğidir. Nasıl bir elbise istediğinizi öğrenebilir miyim?"
"Rahat ve uçuş uçuş bir elbise istiyorum. Uzunluğu bileklerime kadar gelebilir."
Elinde not aldığı sayfayı yenisiyle değiştirip bu seferde dediklerimi karşılayabilecek son derece güzel bir elbise çizdi. Hatta cüppe ile giyildiğinde nasıl duracağına dair fikir verebilsin diye ikinci bir sayfaya başka bir çizim daha yaptı.
"Çok güzel görünüyorlar. Ne zamana hazır olur?"
"Yarına hazır olurlar. Ödemenizi ve teslimat adresinizi kasada halledebilirsiniz."
"Teşekkür ederim."
Noel balosu için henüz bir kavalyem olmasa da en azından elbisem hazır olacak. Kulaktan kulağa sırıtırken mağazanın içine hiç hazetmediğim başka insanlarda girdi. Draco ve annesi. Sanırım insanın görmek istemediği ot burnunun dibinde bitermiş lafı doğru.
Bugüne kadar ortak bir etkileşimimiz olmadığı için bir birimize selam bile vermedik ama dik duruşlarına ve burada olduğum için bana teşekkür edebilirsiniz diyen davranışlarına baktığımda sırf rahatsız olsunlar diye çok samimiymişiz gibi davranasım geldi.
"Hoş geldiniz. Okul arkadaşınızın ölçüleri bitmek üzere lütfen biraz bekleyiniz."
Mağaza sahibinin sözlerini duyduklarında ikisi bir bana şöyle bir baktılar. Draco beni tanımış olacak bakışları normalden daha uzun üzerimde kaldı. Bir ara benimle konuşacak sandım. Ödeme yapıp çıktığımda listemdeki her şeyi aldığım için yurda geri döndüm. Akşam altıda John'un babası beni alamaya geleceği için valizimi erkenden hazırlayıp girişin yanında olan salona indirdim.
"Bu senede erkenden ayrılıyor musun Lizy? Keşke biraz daha kalsan."
"Eninde sonunda okul için ayrılacağım zaten Mark. Benim gitmemi bırak da yaz için yapman gereken ödevlerini bitir bence."
"Hatırlatmasan olmaz mıydı ne güzel unutmuştum. Ahh... Kim vurdu... Müdire Hanım!"
Müdire Mark'ın arkasında sinirli bir şekilde durup "Hafta sonuna kadar ödev kitaplarını bana tamamlanmış şekilde getiriyorsun." dedi.
"Peki efendim. Görüşürüz Lizy."
Mark hızla yanımızdan kaçarken Müdire Hanım arkasından yorgun bir şekilde başını salladı. "Ne zaman akıllanacak bu çocuk. Neyse Lizy. Bay Lennon seni almaya geldi. Seni evlerine davet edecek kadar nazik insanlar. Sana söylemem ne kadar gereksiz olsa da yine de hatırlatmalıyım. Onlar için sorun çıkarmak yok. Başa çıkamayacağın bir şey olursa yurdu ara, ben hemen yanına geleceğim. Anlaşıldı mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden Doğduktan Sonra Sakin Bir Hayat İstiyorum
FantasyÖldüm ve tekrar doğdum. Zaman olarak geçmiş dünyamdan geride olduğu için devrim niteliğinde buluşlar yapan bir mühendis olmalı mıyım? Mühendisliğe gerek yok mu? Ben bir cadı mıyım? Üstüne üstelik Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okuluna davet mi edildi...