12.Bölüm Longbottom Soyağacı

716 71 1
                                    


Nev'in büyükannesiyle birlikte yetimhaneye gelmelerini beklerken biraz endişeliydim. Sihirbazlar genelde muggle toplumunun giyiniş biçimlerini tamamen yanlış anlaya bileceklerinden Bayan Longbottom'ın nasıl giyineceğine dair derin şüphelerim vardı. Neyse ki onları gördüğümde biraz rahatladım. Son derece cırtlak bir yeşil elbise giymiş olsa da kafasına acayip bir şapka ya da cadı pelerini takmamıştı.

"İyi günler ben Augusta Longbottom. Bu da torunum Neville."

"İyi günler Bayan Longbottom ben bu yetimhanenin müdiresi Lovinda Santra."

"Sende Elizabeth Bennet olmalısın küçük hanım."

"Evet Bayan Longbottom. Merhaba Nev."

"Selam Lizy." Selamlaşmayı bitirdikten sonra müdire kısa bir konuşma için Bayan Longbottom'ı odasına davet etti bende Nev ile odamdan eşyalarımı almaya gittim. Merakla etrafına bakan Nev "Demek yaşadığın yer burasıymış. Son derce sıradışı görünüyor. Bu nedir Lizy?" gösterdiği şeye bir an için bakıp gülümsedim.

"Televizyon. Hareketli resimlere benziyor ama sesi var. Ayrıca ekranda gösterilen resimler kendi istediği gibi değil de önce belirlenen hareketleri yapıyor. Tabi canlı yayın değilse."

"Canlı yayın nedir?"

Müdire hanımın odasına dönene kadar Nev'in muggle eşyaları ile ilgili sorularına cevap vermekle meşguldüm. İçeride neler konuşuldu bilmiyorum ama müdire hanım biraz sersem görünüyordu. Belkide büyükanne sihrini konuşturmuştur. Duvardaki hareket etmeyen resimlere bakarken Nev kendi kendine, gerçekten hareket etmiyorlar gibi bir şeyler söylediğini duydum.

"Biz artık gidelim müdire hanım size iyi günler."

"Ah tabii... iyi günler. Kendine iyi bak Elizabeth, okulunda başarılar."

"Teşekkür ederim müdire hanım."

Dışarı çıktığımızda daha ıssız bir sokağa doğru yöneldik. Sanırım Nev büyükannesinin yanında daha da çekingendi. Okulda beraber takıldığımız zaman boyunca yavaşça üzerindeki sarsaklığı atmış olsada son iki ayda geri kazanmış görünüyordu. Sanırım böylesine baskın karakterli bir nineyle sonuç buydu. Yola geldiğimizde asasını salladı ve bir süre sonrada üç katlı bir otobüs yoktan varoldu.

Yüzü sivilceli sıska bir genç dışarı çıkıp bir şey söylemek üzereyken Bayan Longbottom asasını tekrar sallayarak valizlerimi havalandırıp içeriye koydu ve bizi içeri itti. Sıra sıra sandalyelerden birine oturduk. Ödeme yapmak için para çantamı çıkardığımda Bayan Longbottom bana engel oldu.

"Sen bizim misafirimizsin canım bu yolculuk benden."

Sıska muavine adresi söyleyip kişi başı bir galleon altı sickle verdikten sonra yanındaki direğe sıkıca tutundu. Filmdeki sahneler aklıma gelince Mao'nun kafesini bir elimle güvenceye alıp diğer elimle de önümdeki direğe tutundum. Nev'in ninesi hareketlerimi görünce biraz gülümser gibi oldu sanırım. Tam emin olamadan önce araç harekete geçti. Pencerenin dışındaki görüntüler akar gibi sürekli değişirken bir anda haber vermeden firen yaptı.

Muavin "Kantor Caddesinde inmek isteyen yolcu kalmasın." Diye merdiven boşluğundan yukarı doğru bağırdı. Patlıcan moru bir cübbe giyen büyücü aşağı indikten sonra bir kelime söylemeden araçtan indi. Bu bir iki kez daha yaşandıktan sonra sonunda durağımıza geldik ve araçtan indik. Gerçekten bu araca bir daha binmektense tüm yolu yürümeyi tercih ederdim. Nev de benden iyi görünmüyordu doğrusu.

Ana caddeden ayrılan toprak yola doğru yürüdük. İlerde iki katlı taş bir ev vardı. Bahçe kapısından girdiğimizde tarihi villalara benzediğini fark ettim. Neden bilmiyorum bodrumunda zindanı varsa beni hiç şaşırtmaz doğrusu. Nev'e yalnız kaldığımızda sorsam iyi olur.

Yeniden Doğduktan Sonra Sakin Bir Hayat İstiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin