Cehenneme gittiğimi sanmıyorum. En azından bir zamandır sıkışmış durumda bir yere hapsolduğumu hissediyorum. Hareketlerim kısıtlanmış durumda, nefes bile alamadığımdan bahsetmem gerek ve en kötüsü etrafımı saran alan gittikçe sıkışıyor.
Sıkışık alandan çıkartıldığım ilk an ve ilk nefes... tek diyebileceğim bir insanın refleks olarak yaptığı bu olay çok tuhafmış biraz şaşırmış durumdayken oradan oraya alınıp durdum. Ve şok içinde bir olasılık aklıma geldi. Sanırım yani büyük olasılıkla yeniden doğmuş olabilirim. Gözleri açmak ses çıkarmak bunlar son derece zor. Sadece bu da değil biri sürekli beni ovalıyor orama burama bir şeyler yapıyor. Dediklerini anlayamıyorum ve göremiyorum. Doğal olarak bu stres bana fazla gelmiş olacak uykuya daldım.
İlk başta sarılı olduğum sıcaklık yok olduğunda hareket etmeye çalıştım. Bir süre sonra açlık, soğuk hava ile birleşti ve neden kimsenin benimle ilgilenmediğini düşünerek uykuya daldım.
Dört Yaş
Aradan geçen dört yıl sonra dönüp baktığımda o zaman ki hissettiklerim yetimhanenin önüne terk edilmemden kaynaklandığını anlıyorum. Sadece o da değil beni bırakan kimse sağ olsun beni gecenin ayazında kimsenin uyanmadığı bi saatte karnımı bile doldurmadan bırakmış. Yetimhane personeline göre ölmemem bir mucize. Önceki hayatımda sahip olduğum aile ortamının sıcaklığı ve korunaklılığı ile karşılaştırıldığında son derece depresif hissediyorum. Tabi evlat edinmek için gelen aileler benim gibi ruhsuz bir çocuğu görünce diğer bebeklerle evlerine döndüler. Zaten böyle bir ailenin gelmesi son derece nadir olduğu için şimdilik evim burası.
İşin tuhaf tarafı zamanda yolculuk yapmış gibi hissediyorum. Düşünsene 21. Yy modern zamanlarından renkli televizyonun yeni kullanıldığı zamanlara gelmişim gibi duruyor ve tahmin et hangi ülke. İNGİLTERE. Neyse ortam kötü değil, neyse ki yurt müdiresi vicdanlı bir kadın ve altında çalıştırdığı personelde sevecenler.
Yedi Yaş
Bugün okulumda karne günü ve son derece başarılıyım. Diğer sümüklü veletlere bakınca hile yaptığımı hissediyorum ama hayat hiç kimse için adil değil. Zaten birkaç sene sonra beni geçerler her zaman ortalama bir öğrenciydim bu yaşamımda da farklı olmaz diye düşünüyorum. Devrim yaratan icatları önce ben yapsam kesin köşeyi dönerim.
Yurda geri döndüğümde müdire hanım benim gibi okula giden çocukların karnelerine tek tek baktı ve başarılı olanlar için harçlık verdi. Çok olmasa da hiç olmasından iyidir değil mi?
Her sene yurdun gezileri olur. Bu senede hep beraber piknik yapabileceğimiz bir yere götürüleceğiz. Havalar güzel ve personel hazır olduğunda yemyeşil alanların olduğu bir yere geldik. Müdire hanım dolaşabileceğimizi ama gözden kaybolmamamızı söyledi. Biraz sorumsuzca görünse de kırk küsür çocukla uğraşırken bazı ihmaller kaçınılmaz oluyor ne yapalım.
Çiçeklerin olduğu açık bir alan yürüdüm sonrada çiçeklerin arasına yatıp güneşlenmeye başladım. Sağlık için olabildiğince güneşle temas ediyorum hareket etmeye çalışıyorum. Yetim olmak zor ama en azından daha önce beni seven bir aileye sahip olduğum için diğer yetimler gibi değilim psikolojik bir gölgeye sahip değilim.
Çiçek kokularını koklarken etrafımdaki çiçeklerin etrafımda uçtuğunu güneş ışınlarının aralarında dans ettiğini hayal ettim. İçimde tarifi çok zor olan bir his dolaşmaya başladığında gözlerimi açtım ve hayallerimdeki sahneyi gözlerimle şahit oldum. Zihnimde tutuğum görüntü ve ellerimin ucuyla dokunduğum ruhani his şokum nedeniyle parçalandı ve uçuşan çiçekler gökyüzünden yağmaya başladı. Yalnız başıma geldiğim için bu mistik olayın tek şahidi bendim ve üzerime düşen çiçekleri ellerime alıp bir süre düşüncesizce orada yattım. Beynim tekrar çalışmaya başladığında heyecandan kızararak yattığım yerden kalkıp etrafıma baktım. Sonra bağdaş kurup heyecanımı ve düşüncelerimi sakinleştirmek için bir süre boşuna uğraştıktan sonra tekrar yapıp yapamayacağımı test etmeye karar verdim.
Elimdeki çiçeğin taç yapraklarının açılıp kapandığını hayal etmeye başladım. Kısa süre sonra aynı büyülü his geri döndü ve çiçeğin yaprakları hareketlendi. Duyulmamış bir melodiye göre dans ediyordu. Bana yakın olan çiçekleri de işin içine katarak havada yüzen çiçeklerle dolu bir alanda kendimi kaptırmış bir şekilde gülmeye başladım. Bu dünyaya geldiğimden beri mutlu olduğum ilk andı. Gelecekte en karanlık anımda hep bu sahneyi hayal edebileceğimden habersiz saatlerce orada çiçekler ve güneş ışığı eşliğinde şarkı mırıldandım ancak kendimi yorgun hissettiğim zaman durabildim.
Piknik alanına geri dönerken bu dünya hakkında bildiğim şeyleri gözden geçirmeye başladım. Çevremde olan çocukların hiç birinin bu tür yetenekleri olduğunu duymamıştım. Okuldaki hiçbir kitap, televizyondaki hiçbir kanal sihirle ilgili bir bilgi vermemişti. Dolayısıyla bunun eski hayatımdaki gibi bir dünya olduğunu varsaymıştım hep ama bugün olanlar kesinlikle sihirliydi. Yeniden doğduğum için bana özel bir özellik mi yoksa bu dünyayla ilgili görüşüm mü kısıtlıydı bir türlü anlayamadım.
Dokuz Yaş
"Lizy bana bu sorunun cevabını nasıl bulabileceğimi gösterir misin?"
Sihir yapabildiğimi öğrendiğimden beri hayatımda köklü bir değişiklik olmadı. Kimse beni bulmaya gelmedi ya da ben kimseye yeteneğimden bahsetmedim. Olumlu olan tek şey müdüre hanımla anlaşarak küçük bir harçlık karşılığında yurttaki öğrencilere matematik ve edebiyat dersleri vermeye başlamam oldu. Sorunun cevabını isteyen bu ufak oğlan ise Mark. Kendisi son derece zorlu bir öğrenci bir soruyu tek bir kez anlatmam asla yeterli olmuyor ama daha çok küçük olduğu için sabırlı olmalıyım.
Para kazanma yolları bir çocuk için çok zor. Ayrıca yeterli beslenme ve uyumak da son derece önemli olduğundan yapabileceğim tek şey müdüre hanımı dertten kurtaracak yardımlar önererek sevgili domuz kumbaramı şişmanlatmak. Hayatımla ilgili tek mutsuzluğum kendimden başka sihir yapabilen kimseyle tanışmamış olmak ve bu beni biraz endişelendiriyor. Hayvanlar ve bitkilerle olan sihirli bağım olmasa kendimi çok yalnız ve tecrit edilmiş hissederdim.
On Bir Yaş
Bugün bulunduğum dünyanın nasıl bir yer olduğunu çözdüğüm gün. Yaz tatilindeyiz ve ben bugün eski dünyamda tanışmak için can attığım biriyle tanıştım. Profesör Mcgonagall bana yurt müdiresinin odasında bir cadı olduğumu söyledi. Evet ben Harry Potter dünyasındayım ve evet Hogwarts Sihirbazlık ve Büyücülük Okuluna davet edildim. Hikayeme artık başlaya biliriz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeniden Doğduktan Sonra Sakin Bir Hayat İstiyorum
FantasíaÖldüm ve tekrar doğdum. Zaman olarak geçmiş dünyamdan geride olduğu için devrim niteliğinde buluşlar yapan bir mühendis olmalı mıyım? Mühendisliğe gerek yok mu? Ben bir cadı mıyım? Üstüne üstelik Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okuluna davet mi edildi...