19. Bölüm Saptanamaz Genişletme Büyüsü

613 62 2
                                    


Harry Potter'ın çatalağaz olması herkesi öyle şaşırtmıştı ki bu konu dışında hiçbir şeyden bahsedilmez oldu. Ortak salona girdiğimizde Justin bir köşede ağlıyordu ve Ernie onu teselli edip akıl veriyordu. Salondan bir süre çıkmaması gibi. John beni biraz daha sesiz bir yer olan pencerenin yanındaki minderlere çekti.

"Lizy bu konu hakkında bir şey hissediyor musun?"

Ona bıkkın bir şekilde bakmak dışında bir şey yapamadım. Sonuçta medyumlukla ilgili durumu yanlış anlamaları için yönlendirmeyi ben yaptım. "Hayır Harry ile ilgili tuhaf bir şey varsa bile hiçbir şey hissetmiyorum." dedim.

"Hey şimdi aklıma geldi. Slytherin'in de bir çatalağız olduğu düşünülürse bu canavarın yılan olduğu anlamına gelir değil mi?"

"Evet bu bizim araştırmamız için gulyabanileri ve daha bir sürü türü elememize yardımcı olur."

Nev ve John'u dinlerken kaçırdığım son derece önemli bir ipucu aklıma geldi. Sırlar odasına girmek istesek bile yerini bulduğumuzda sadece çataldili bilen biri içeri girebilirdi. Yani bu durumda ya Harry'den açmasını isteyebilirdik ya da ... sesini kaydederek bu olayı çözebiliriz!!

Boynumda asılı duran kayıt cihazını bir şekilde tuvalete koymam gerekecek ama şimdilik yerinden emin olana kadar beklesem daha iyi olur.

Ertesi gün kar yağışı tipiye döndüğü için Bitkibilim iptal edildi. Bizde fırsattan istifade kütüphanede Fantastik Canavarlar Nelerdir Nerelerde Bulunur kitabı gibi kitapları toplayıp hangi canavarın elimizdeki verilere uyduğunu araştırmaya karar verdik. Sürüngenleri araştırdığımız için işimizin daha kolay olacağını düşünmüştüm ama kitap yığınına bakarken bir konuda ne kadar yanıla bileceğimi anladım.

Bizden çok uzakta oturmayan Hannah ve Ernie aralarında Düello kulübünde olanları konuşuyorlardı. Sesleri bir noktadan sonra duyulmaz hale geldiğinden pek dikkat etmedim ama aniden Harry ortaya çıkıp Justin'i sorunca dejavu oldum. Kitaptaki sayfaları çevirmeyi bıraktığımı fark eden Nev beni kolumdan hafifçe dürttü. "Sorun ne Lizy ne düşünüyorsun?"

Hiçbir şey desem de John da bana bakmaya başladı. Ama neyin bu kadar tanıdık geldiğini düşünürken ikisinin birbirlerine bakıştıklarını fark etmedim. Ve neden bu sahnenin tanıdık geldiğini anlamam kısa sürdü. Kütüphaneye giren Ravenclaw öğrencisi sesli bir şekilde Justin'in ve Nerdeyse Kafasız Nick'in taşlaştığını söyledi. Tabi sessiz olması gereken kütüphaneye bu haber bomba gibi düştü.

Hatırladığım kadarıyla bir kurban daha olacaktı. Ondan sonra ele geçirilen öğrenci Sırlar Odasına kaçırılacak ve Harry ile Ron onu kurtarmak için Lockhart ile harekete geçecekti. İki olay arasında çok zaman farkı olmadığını bilsem de tam olarak ne zaman olacağını hatırlamıyordum. Kitap ve filmin bazı noktalarda birbirinden ayrı olması nedeniyle kafam biraz karışmıştı.

Hatırladığı sahnelerin kitapta mı yoksa filmde mi geçtiği konusunda son derece karışık hissediyordum. Bildiğim bir gerçek varsa Hagrid okuldan kovulduktan sonra bu olayların gerçekleşeceği idi. Sanırım o zamana kadar odanın yerini bir şekilde belirleyip ses kayıt cihazını yerleştirmem gerekecek. Ben düşüncelerime dalmışken John ve Nev'in suskun bir şekilde beni derse kadar takip ettiklerini fark etmedim.

Sömestr sona erdiğinde Hogwarts'dan eve gidecek olan öğrencilerin kayıt yaptırması gerekiyordu. Ve bu sene neredeyse okulun tamamı boşalacaktı diyebilirim. John ve Nev'in ailesi beni evlerine davet etmiş olsalar da okulda kalmak istedim. Ortak salonda bavulumun üzerinde deneyler yapmak istiyordum. Her ne kadar endişeli olsalar da sanırım tehlikeli olsa bunu önceden hissedebileceğimi düşündükleri için biraz daha rahat olarak yola çıktılar. Medyum olarak yanlış anlaşılmam bir işe yaradı.

Noel sabahı yatağımın dibinde oluşan küçük hediye yığınını görünce aşırı derecede iyi bir ruh haline girdim. John bana üzerinde mor ve mavi taşların bulunduğu bir günce almış, Nev ise günce ile aynı renkte tüyleri olan bir tüy kalem. İkisinin fikir alışverişinde bulundukları çok açıktı. Yurt müdiresi bir çift açık pembe eldiven göndermiş içinde de okumaktan son derece memnun olduğum bir mektup vardı. Bayan Longbottom bir fular göndermiş ve geçen seneden farklı olarak Bayan Lennon'dan ise çok hoş sade sarı renkte bir kazağım oldu.

Aldığım hediyelerin hepsi o kadar güzeldi ki bir süre onlarla oynadıktan sonra ancak Büyük Salona inebildim. Salonun tavanı çobanpüskülü ve ökseotundan oluşan demet ve çelenklerle doluydu. Sahte kar yağması için büyülenmiş gibi görünen tavan son derece güzel bir görüntü oluşturmuştu.

Yemeğimi tembel bir şekilde yedikten sonra ortak salona geri dönüp Saptanamaz Genişletme Büyüsünü Valizime uygulamak için çalışmalarıma başladım. Sadece bir metreküplük bir alan yaratmayı başarmış olsam da işin en zor kısmını atlattığım için genişletilecek alanın metreküpü yüzü geçmediği sürece sorun olmamalıydı. 

Bugüne kadar yapmamamın tek sebebi bu işlemin benim için çok uzun sürecek olması ve bunu yaparken dikkatimi dağıtabilecek kimsenin olmadığı bir yer bulamamış olmamdı. Aslında İhtiyaç odasını bu iş için biçilmiş kaftan olsa da Kim Olduğunu Bilirsin Sen ile ilgili birileri bunu anlayabilir diye hiç gitmedim. Tabi Profesör Dumbledore'un da dikkatini çekmek istemiyorum sonuç olarak ilk birkaç sene İhtiyaç Odasına gitmemeye karar vermiştim.

Valizimin içini Ortak Salon da bulunan bir kanepeye boşalttım. Sonrasında tılsımı oluşturmak için tek tek tüm runleri oluşturmaya başladım. İhtiyacım olan run sayısını tamamlamam neredeyse üç saat sürdü. Şu anda birisi ortak salona girmiş olsaydı göreceği sahneden ağızları açık kalırdı herhalde yüzlerce run havada asılı bir şekilde narince süzülüp arada dışarıdan gelen ışınları yansıtıyorlardı. Son derce büyüleyici. 

Sonraki adım daha kısa sürdü çünkü tek yapmam gereken runlerin hepsini ihtiyacım olan odanın şekline göre birleştirmekti. Tam yirmi beş metrekarelik zemini olan ve dört metre yüksekliği olan odayı tamamladıktan sonra azamın hareketiyle sıkıştırmaya başladım. Detaylı ve çok güzel görünen runler küçülmeye başladıkça şekilleri seçilmez hale geldi. Sonunda bavulun boyutuna kadar küçülttüğümde yüzlerce büyük noktanın birleşmesini andırıyordu. Bavulun olduğu yere sürükleyip birbirlerine bağladığımda işlem tamamlanmış oldu.

Bavula yaptığım değişikliğin başarılı olup olmadığını görmek için içine baktığımda zevkten dört köşe oldum. Sonunda Newt Scamander'ın çantasına benzer bir valizim olmuştu. Bazı düzenlemeleri yaptıktan sonra resmen kendime ait İhtiyaç Odam olarak hizmet görecekti. Mesela bir koltuk almalıydım, kitaplık da şarttı ve tabi ki masa sandalye ayrıca iksir yapabilmem için içerideki havayı devir daim yapacak olan sihirli bir alet görmüştüm Diagon yolunda o da lazım olacaktı. Odanın içine koltuğa boşalttığım malzemeleri koymak için süpürgemle birlikte içine girdim.

İçerisinde uçabileceğim kadar yer vardı ve eşyalarımı koyduğumda ne kadar az eşyam olduğunu görüp biraz hüzünlensem de yine son derece tatmin oldum. Tüm günümü buna harcadığım için çok yorgun ve çok açtım. Öğle yemeğini kaçırmış olabileceğimden direk mutfağın olduğu yere gidip bir şeyler yedim. Sonrasında bavulumun içini dekore etmek için siparişler vermek istediğim mağazalara mektup yazmaya başladım.

Tatilimin geri kalanının yemek yemek ve bavulun içini düzenlemekle geçirdim. Şimdiye kadar büyük eşyalar dışında her şey yerli yerindeydi. Teorik olarak yalayıp yuttuğum iki değerli iksiri yapmak için çalışmalara başlamış olsam da ikisinin hazırlanış süreçleri çok uzun ve çok masraflı olmasından dolayı önceliği çok özlü iksire vermeye karar verdim. Neredeyse bir ay sürecek olan iksirin hazırlanışı ne kadar karmaşık olsa da çoğu bileşeni uzun süre kaynatmak gerektiğinden bu kadar uzun sürecekti.

Diğer öğrenciler Noel tatilinden döndükten sonra etrafta Hermione'nin saldırıya uğradığına dair söylenti dolaşsa da kedi kulakları ve kuyruğunu düşünerek bunun doğru olmadığı konusunda arkadaşlarıma teminat verdim. Tabi bana inanmayanlar konusunda yapabileceğim hiçbir şey yok.

Yeniden Doğduktan Sonra Sakin Bir Hayat İstiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin