9.Bölüm Ejderhanın Sesi

785 70 4
                                    


Tek bir fotoğraf makinesiyle dört bölüm için çekimler yapmak tam bir işkence. F.Y.B.S. sınavlarıyla son sınavların kafası dönmüş durumdayken bu daha da zor olmaya başladı. Bizde işi son aya kadar esnetmeye karar verdik. Tabi o anlarda daha da gergin olmaları işi çıkmaza sokmazsa.

En kolayı kulüp aktiviteleriydi. Öğrencilerin beklentilerimin üzerindeki katılımları işimi daha hızlı halletmemi sağlıyordu. Henüz taslak tamamlanmadığı için kesin bir fiyat söyleyemesek de Nev'in amcası bize makul bir fiyat önerdiği için kitap başına 3 galeon almayı kararlaştırdık. Fiyatı ilk söylediğimizde biraz isteksiz olan öğrenciler fotoğraf çekimleriyle heveslenmeye başladılar ve adlarını yazıp ödeme yapanların sayısı gün be gün artıyordu.

Noel de John ve Nev bölümde ki çoğu öğrenci gibi eve geri dönmeyi seçtiler. Belki de Hogwarts'a geldiğimden beri ilk defa bu kadar yalnız hissediyordum. Bu yalnızlık hissimi kesinlikle atlatmam gerektiği için tılsım çalışmalarına kendimi gömdüm diyebiliriz. Ortak salonda kimse olmadığı için sihir pratiklerimi direkt orada yapıyordum. Filmde gördüğüm çanta ve bavulların iç mekanlarını genişletmeye yarayan büyüyü incelemek için bir aydır uğraştığımı söylemem gerek ama pratik yapmak için ne boş zamanım ne de alanım vardı.

Saptanamaz Genişletme Büyüsü normalde yedinci sınıfta teorik olarak öğrenebilinen bir büyü olduğundan hakkını vermek gerekiyor, gerçekten çok karmaşık. Sadece tılsım diyagramlarını kullanmak zaten zorken bu tılsımlardan yaklaşık elli tanesini aynı anda oluşturup bağlamak gerekiyordu. Ve bu elli tılsım minimum gereksinim ve sadece 1 m3'lük bir alan yaratabiliyorsun. Sonuç olarak Noel boyunca yapılan denemelerin ve yanan bez çantaların haddi hesabı yoktu.

Mutlu günler çabuk geçer derler sanırım bu söylenen doğru. Noelden sonra günü gününe çalışmak bile rahatlamak için zaman sağlamamaya başladı. Tek güzel gün Pazar günüydü ama eskisi gibi keşifler yapamıyorduk. Sebeplerden biri dersler olsa da en önemlisi Profesör Snape ve okulun hademesi idi. Snape Harry'nin neredeyse süpürgesinden düştüğü maçtan beri daha sinirli bir hale gelmişti. Koridorda gezen birini gördüğü zaman kızmak ve notları kırmak gibi kötü bir huy edinmişti. Kaldı ki bunun bir suç olduğunu kesinlikle sanmıyorum ama bunu Snape'in suratına söylemek isteyenlerden değilim.

Revanclaw'un öğrenci başıyla olan konuşmamızı bitirip kendisinden istediğimiz fotoğrafları aldıktan sonra geri dönüyorduk. Bölüme gitmek için geç bir saat olsa da elimizde yetki belgesi olduğu için cezadan korkmamıza gerek yoktu. Yasak ormanın ay ışı altındaki görüntüsüne bakarken aniden Hargrid'in kulübesinin bulunduğu yere doğru bir yakınlık hissettim. Oradan bana seslenen yeni bir yaşam varmış gibiydi.

Olduğum yerde durduğumu gören Nev aceleyle koluma sarılıp çekti ama pencerenin yanından ayrılamadım. Kulübeden yükselen kırmızı sıcak bir auranın silik izlerini görebiliyordum. Ne kadar silik olsa da güçlü ve vahşi olan doğasını saklayamıyordu. İşin tuhaf yanı bu aura sürekli olarak benim bulunduğu yere doğru salınan bir bayrak gibi titriyordu.

Sonunda gecenin karanlığında Hagrid'in kulübesine gitmemek için kendimi ikna edebildim. John "Lizy iyi görünmüyorsun, ne oldu?" dedi. İkisine bakarken yalan söylemek için içimde bir isteksizlik duydum. Tatil boyunca yalnız kaldıktan sonra sahip olduğum iki arkadaşıma karşı daha samimi hale gelmiştim.

"Hagrid'in kulübesinde bir şeyler oluyor, hissedebiliyorum ama bunun ne olduğu konusunda emin değilim. Ayrıca sanki beni oraya gelmem için çağırıyor gibi duruyor."

Nev'in yüzü biraz solmuş şekilde kulübeye baktı. "Lizy yanılıyor olamaz mısın? Çağrıları takip eden sihirbazların her zaman başları belaya girmiştir. Gitmeyeceğiz değil mi?"

Yeniden Doğduktan Sonra Sakin Bir Hayat İstiyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin