V

5.9K 330 324
                                    

Emir

Şaşkınca ona bakıyordum. "Neden? İlk defa tanıştığın birinin evine gitmiyorsun ama onu evine çağırıyorsun?" diye sordum.

"Hayır tabii ki de. Sadece seninle vakit geçirmek istiyorum. Yani içim ısındı sana. Sende istemez misin?" Işığın vurduğu yeşil gözleri ona masumiyet katıyordu.

Yüzüne baktım. Normalde yapmayacağım şeyi yaptım. "Tamam. Gidelim hadi. Arabam şurada."

***

(23:39)

Bir apartmanın önünde durmuştuk. Arabadan inip apartmana yöneldik. Orta halli bir mahalleye benziyordu. İçeri girip daireye çıktık. Kapıyı açıp beni içeri davet etti. "Geç lütfen. Ama evin kusuruna bakma. Öğrenci evi işte."

Yine gülümsemişti. Karşılık olarak ben de gülümsedim. Ama saniyeler içinde fark ettim ki uzun süredir gerçek anlamda gülümsemiyordum. Odasına girdik. Klasik bir öğrenci odasıydı. Ama temiz ve düzenliydi. Yatağın üzerine oturdum. Zaten orada oturacak yatak ve bir tane sandalye dışında bir şey yoktu. Çocuk 'hemen geliyorum' deyip odadan çıktı.

Ellerinde iki tane kahve kupası ile odaya girdi. Yine gülümsüyordu. Yine yeşil gözlerine vuran ışık gülümsemesini güzelleştiriyordu. Ben neden bu çocuğun gülümsemesine takmıştım ki?

Kupanın birini bana uzattı. "Ya kusura bakma. Seni öyle ayaküstü çağırdım. Evde sadece kahve varmış. Umarım seversin." dedi. Yatağın karşısındaki boş sandalyeye oturdu.

"Kahveyi severim. Ayrıca sorun değil. Bir şey içmesek de olurdu." Bacak bacak üstüne atıp karşımda oturuyordu. Tişörtü ve pantolonu vücudunu sarmıştı. Göğüsleri sıkı gibiydi. "Spor ile ilgileniyorsun anlaşılan." Sessiz durmaktansa bir şeyler sormak iyidir diye düşündüm.

"Evet. Bir süredir ilgileniyorum. Sen de fena değilsin sanki."

Gülümsememe engel olamadım. "Öyle mi dersin?"

"Bence öyle. Hatta fazlasıyla iyisin." dedi.

"İltifatın için teşekkür ederim." Diyecek bir şey bulamamıştım. Uzun zamandır insanlarla normal bir sohbette bulunmadığım için kelimeleri seçemiyordum.

Kahve bitince kupa bardak elimde kaldı. Koyacak yer bulamamıştım. Bardağı elimde çevirdiğimi görünce elini uzattı. "Ver onu götüreyim." Bir şey demeden bardağı uzattım. Ayağa kalktı. Odanın çıkışına yönelince istemsizce arkasından baktım. Vücudu oldukça iyiydi. Dar pantolonu kalçasını tamamen ortaya çıkarmıştı.

Tekrardan odaya girdiğinde yanıma oturmuştu. "Geç olmadan uyusak mı? İşe geç kalmanı istemem. Benim yüzümden rahatından oldun zaten."

"Sorun değil. İstemesem gelmezdim öyle değil mi?" dedim. "Pekala. Nerede uyuyacağım ben."

"Şey... Burada. Bu yatakta. Başka yatağımız yok çünkü."

"Birlikte mi uyuyacağız?" diye sordum.

"Senin için sorun olmazsa evet."

"Yok sorun değil. Uyuyalım o zaman."

"Tamamdır." Genişçe sırıttı. "Ben üstümü çıkarayım." deyip ayağa kalktı. Önce tişörtünü çıkardı. Sırtı bana dönüktü. Omuzları genişti. Pantolonunu indirdi. İç çamaşırı ile karşımda duruyordu. Kendimi zor tutuyordum. Ayağa kalkıp yanına gittim. Tam arkasına geldiğimde yüzünü bana döndü. Göz göze geldik. Tişörtüm çıplak vücuduna temas ediyordu. "Ben de rahat bir şeyler isteyecektim. Pantolon ile yatmak zor oluyor." dedim.

GÜNAHLARIN GAZABI(GAY)(GERİLİM)(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin