XXV

1.5K 116 57
                                    

Emir

Sessizliği bozdum. "Görüntüler yanınızda ise bakabilir miyim?" Sakince sordum.

Çantasını açıp içinden bir USB bellek çıkardı. Hiç bir şey demeden bana uzattı. Belleği bilgisayara taktım. İçindeki dosyayı açıp karşıma çıkan videoyu oynattım. Selma yanıma geldi. "İlerlet , yirmi dördüncü dakikaya gel." Yanımda dikilen kadına göz ucu ile bakıp videoyu bahsettiği dakikaya getirdim. "İşte buradan itibaren dikkatli izle." dedi.

Kafamı olumlu anlamda sallayıp ekrana gözümü diktim. İzlediğim görüntülerde erkekler tuvaletinden çıkıp kamera açısından çıkana kadar yürüdüğümü gördüm. Selma'ya döndüm. "Bu görüntülerden ne çıkardınız?" Selma'nın aslında beni zarfladığını farkettim. İlk tepkimde soğukkanlı olduğum için şüphe uyandırdığımı düşünmüyordum.

"Emir, oğlum senin çıktığın tuvalette ölü bulundu. Sence bundan ne çıkarmalıyım?" diye sordu.

"Gördüğünüz üzere ben çıkarken bile bir kaç kişi tuvalete girdi , çıktı. Yani benden sonra bir sürü insan girip ona uyuşturucuyu sağlamış olabilir." Kendimi savunur gibi konuşmak yerine sakince durumu açıkladım.

"Ben zaten seni doğrudan suçlamadım. Ama bildiğin ve sakladığın veya gözden kaçırdığın bir ayrıntı varsa bana söylemeni istiyorum." Sesi daha sakin ve normaldi.

Yerimden kalktım. Gözlerimi kadına diktim. "Hayır başka bir şey yok. Hatırlarsam sizi haberdar ederim."

"Pekala. Öyle olsun. Bana yalan söylemiş olma ihtimalini bile düşünmek istemiyorum. Şimdilik gidiyorum." Arkasını dönüp kapıya yöneldi. Kapı kolunu tuttuğunda kafasını çevirip son kez bana baktı. Hiç bir şey demedim. O da bir şey demeden çıktı gitti.

Kendimi koltuğa bırakıp derin bir nefes alıp verdim. Başımı ellerimin arasına alıp dirseklerimi masaya dayadım. Bu kadın çok tehlikeli biriydi. Ne Mahir'e ne Serdar'a ne de bir başkasına benzemiyordu.

Randevularımı bitirdikten sonra aklıma Perihan Hanım ile geçen konuşma geldi. Bana gönderdiği dosyaları inceledikten sonra uzun uzun düşünüp işten çıkarılması için öneri olarak isimleri gönderdim. Perihan Hanım kısa sürede maile cevap vermişti. Mailde teşekkür edip ayrıca kısa bir zamanda bana bir asistan ayarlayacağını da belirtmişti. Eşyalarımı toplayıp işyerinden ayrıldım.

***

Eve geldiğimde Tayfun'u bulamadım. Telefonunu aradığımda ise kapalıydı. Kötü düşünmek istemedim. Şarjı bitmiş olabilirdi. Bir süre daha bekleyip onu tekrardan arayacaktım. Eşyalarımı bırakıp günün yorgunluğunu atmak adına duşa girdim.

Duşumu aldıktan sonra çıkar çıkmaz telefonu kontrol ettim. Tayfun'dan bir mesaj ya da arama yoktu. Yatak odasına gidip üstümü değiştirdikten sonra mutfağa geçip kendime akşam yemeği hazırlamaya başladım.

Yemeği de yedikten sonra hala bir haber alamayınca Tayfun'un evine gitmeye karar verdim. Hızlıca üstümü değiştirip evden çıktım.

***
Tayfun'un evine geldiğimde burada olmasını dileyerek apartmana girdim. Dairenin önüne geldiğimde nefesimi bırakıp zili çaldım. Bir süre bekledikten sonra kapı açıldı. Karşıma çıkan çocuğu tanımıyordum ama Tayfun'un ev arkadaşı olduğunu tahmin ediyordum. "Buyrun kime baktınız?" dedi gülümseyerek.

"İyi akşamlar. Ben Tayfun'un bir arkadaşıyım. Kendisine ulaşamıyorum. Bir sorun olup olmadığını öğrenmek istedim. Kendisi burada mı acaba?"

"Tayfun bugün babası ile gitti. Babası akşam üzeri buraya gelmişti. Odasında babası ile ufak bir tartışma yaşadılar. Sonra çıkıp gittiler. Bana da bir şey demedi." diye açıkladı.

GÜNAHLARIN GAZABI(GAY)(GERİLİM)(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin