XV

2.8K 178 118
                                    

Emir

(06:46)

Gece Selma ile yaptığım görüşmeden dolayı Tayfun'un yanına gidememiştim. İznim de bittiği için artık işe başlama zamanı gelmişti. Mahir'den aldığım para ile çalışmama gerek kalmadan çok rahat yaşayabileceğimi biliyordum. Ama cinayet soruşturması devam ederken aniden işi bırakmam dikkat çekebilirdi. O yüzden lanet olası işe devam etmeliydim.

Yataktan kalkıp kahvemi hazırladıktan sonra telefonumu alıp Tayfun'a mesaj attım. Onunla aramızdaki mevzuyu halletmeliydim. Onu kaybetmeyi göze alamazdım. Ya gerçeği söyleyecektim ya da iyi bir yalan ile bu sırrı saklayacaktım.

"Hayatım günaydın. Bu akşam görüşelim. Kokunu özledim."

Yazıp gönderdikten sonra hazırlanmaya gittim.

***

(08:34)

Arabayı park edip indiğimde şirketin kapısından çıkan polisleri gördüm. Nedenini tahmin edebiliyordum. Mahir'in ölümü ile ilgili bir şeyler öğrenmeye çalışıyor olabilirlerdi. Polislere bakmadan içeri girdim. Her zaman ki gibi Tuğçe'nin yolumu kesmesini beklerken başka bir kız beni durdurdu. "Emir bey hoşgeldiniz. Size hemen toplantı saatlerini sö-"

"Bir dakika, bir dakika. Tuğçe nerede?"

"Ani bir kararla işi bırakmış ve artık sizinle ben çalışıyorum. İsmim Damla."

Kız elini uzatmıştı. Ama elini sıkmadım. Genel olarak insanlara çok fazla yakın olmayı sevmediğim ve onlara geç ısındığım için bu kıza bir süre soğuk davranacağımı biliyordum. "Benim adımı biliyorsun zaten. Toplantı bilgilerini mail olarak gönder. Son olarak da sade kahve istiyorum." Hızlıca talimatlar sıralayıp yanından geçerek odama yöneldim.

Odama girdiğimde burayı özlediğimi farkettim. Koltuğuma geçip bilgisayarı açtım. Günlük rutinime başlamadan önce titreyen telefonumu cebimden çıkardım. Tayfun mesajıma cevap vermişti.

"Akşam spor salonunda görüşürüz. Kendine iyi bak." Mesaj biraz soğuktu. Hala bazı konuları halledememiştik. İç çekerek telefonu masanın üzerine bıraktım.

***
(17:32)

Gün yorucu geçmişti. Tayfun ile spor salonuna gideceğimiz için önce eve uğrayıp eşyalarımı almalıydım. Hızlıca hazırlanıp çıktım. Yine yeni asistan kız ile karşılaştım. "Emir bey iyi akşamlar."

"İyi akşamlar." Geçiştirici bir cevap ile çıkışa yöneldim.

Kız arkamdan seslendi. "Şey Emir bey! Nereye gidiyorsunuz? İşiniz yoksa akşam yemeği yiyelim mi diyecektim?"

Arkamı döndüm. Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Bak Derya. Ben öyle sosyal bir insan değilim. İşimiz yapalım sadece. İsimlerimizi birbirimize söyledik. Bu kadarı yeter." Arkamı dönüp gittim.

Kız yine seslendi. "Yalnız ismim Damla. İyi akşamlar." Arkasını dönüp gitti.

Bana trip attığını anladım. Ama çok da umrumda değildi.

***
(18:45)

Spor salonunun kapısında Tayfun'u bekliyordum. Gözüm her yerde onu arıyordu. Onu özlediğimi farkettim. Kısa sürede ona alışmıştım. Karşı kaldırımda onu gördüm. Otobüsten inmişti. Onu görür görmez yüzümde oluşan gülümsemeyi geç farketmiştim. Sonunda bana ulaştı. Gözlerinde hapsolmak isterdim. Yanıma geldiğinde aramızdaki mesafeyi kapatıp ona sarıldım. İsteksizce karşılık verdi. Dudağına uzandığımda geri çekildi. Kaşlarımı çatarak gözlerine baktım. "Tayfun iyi misin? Neden hala soğuk yapıyorsun?"

GÜNAHLARIN GAZABI(GAY)(GERİLİM)(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin