XXIII

1.7K 126 66
                                    

Emir

(16:47)

Tayfun ile barıştığımızdan beri bir haftadır her gün bende kalıyordu. İşe gidip geldikten sonra bütüm gecemi onunla geçiriyordum. Yarın hafta sonuydu. Koca iki gün sevgilimle geçirecektim. Eşyalarımı toparlayıp çıkmaya hazırlanırken Perihan hanım içeri girdi. "Emir'ciğim biraz vaktin var mı?" dedi. Sesinden moralinin bozuk olduğunu anladım.

"Estağfurullah efendim. Dinliyorum. Buyrun oturun."

"Kısa sürecek. Hiç gerek yok." dedi. İkimiz de ayakta dikiliyorduk.

"Konu nedir?" Sormuştum ama gerilmiştim. Ne geleceği belli değildi.

"Son altı ayın performans bilgilerini toplattım asistanlarıma. Her zaman ki gibi zirvedesin. Ama bazı arkadaşlar oldukça dibe vurmuş durumda. Kimseyi işten çıkarmak istemesem de aralarından üç kişiyi çıkarmam gerekiyor. Ben o dosyayı mail olarak sana da gönderdim."

Sözlerini kesmek zorunda kaldım. Konunun benimle ilgisini anlamamıştım. "Efendim peki benden istediğiniz nedir tam olarak?" diye sordum.

"İşte konumuz o. Bu kişileri sen seçeceksin." dedi.

Bu dediğine çok şaşırmıştım. Hiç beklemiyordum. "Ama efendim. Büyük sorumluluk."

"Emir'ciğim farkında mısın bilmiyorum ama sen bu şirkette çok önemli bir pozisyondasın. Bunu söylemenin zamanı değil ama yakın zamanda senin için bir terfi düşünüyorum. Ama seni satıştan alırsam gelirimiz ne derece etkilenir bilmiyorum."

İkinci bir şok daha gelmişti. Ben ayrılmak isterken kadının daha önemli pozisyon düşünmesi beni zora sokuyordu. "Efendim onur duydum. Ama bu kararı verirken gerçekten iyi düşünmenizi isterim. Ben işimden memnunum ama karar sizin tabi ki."

Kadın bana yaklaşıp gülümsedi. "İşine olan aşkına ve şirkete olan bağlılığına hayranım. Terfiyi başkası duysa umrunda olmazdı satışlar." Avuç içleri ile omuzlarıma hafifçe vurdu. "Seni tutmayayım. Görüşürüz." arkasını dönüp çıktı. Şimdilik bu konuyu es geçerek eşyalarımı toparlayıp çıktım.

Arabaya binerken biraz geride bekleyen, görmeye artık alışık olduğum siyah jipi gördüm. Arabanın kapısını kapatıp jipe yöneldim. Şoför tarafındaki cama yaklaşıp camı tıklattım. Cam yavaşça indi. "Yine ne istiyorsunuz?" diye sordum.

"Selma hanım sizinle görüşmek istiyor."

"Selma hanım beni kendisi de arayabilir. Sürekli peşimde gezmenizden sıkıldım. Söyleyin patronunuza beni kendisi arasın." diye çıkıştım.

Arkamı dönüp yürürken adam yine bana seslendi. "Efendim ama biz sizi götürmeye geldik."

Adama cevap verirken kaşlarımı kaldırarak dudaklarımı birbirine bastırdım. "Siz benim dadım mısınız? Arabayı burada bırakayım da yine takip cihazı takın öyle mi? Söyleyin patronunuza telefon numaramı biliyor ve kendisi beni arayabilir." Cevap beklemeden arabama doğru yürüdüm. Arabaya binip uzaklaştım.

***

(18:14)

Eve vardığımda kendimi yorgun hissediyordum. Anahtarım olmasına rağmen kapıyı çaldım. İçeride Tayfun'un olduğunu bilmek bana huzur veriyordu. Kapı kısa sürede açıldı. "Hoşgeldin aşkım." Güler yüzlü bu karşılama bütün yorgunluğumu unutturmuştu bana.

"Hoşbuldum birtanem." dedikten sonra içeri girdim. İçeri girip kapıyı kapattıktan sonra Tayfun beni göğsümden ittirerek kapıya dayadı. Çantamı elimden alıp yere bırakarak dudaklarıma yapıştı. Ellerim hızlıca sırtını buldu. Vucütlarımız birbirine temas ettikçe daha da heyecanlanıyordum. Bir süre böyle öpüştükten sonra elimden tutup beni yatak odasına sürükledi. Yatağa geldiğimizde sırıtarak beni yatağa ittirdi. Sırtım yatağa çarparak geriye doğru düştüm. "Pek bir şehvetlisin." dedim sırıtarak.

GÜNAHLARIN GAZABI(GAY)(GERİLİM)(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin