XLII

1K 82 15
                                    

Emir

Alarmın sinir bozucu sesi ile gözlerimi araladım. Gece uyku tutmamıştı. Bütün gece Zerrin'i düşünüp durmuştum. Yerimde doğrulup of çektikten sonra yan tarafıma döndüm. Mışıl mışıl uyuyan sevgilimi yanağından öptüm.

"Hayatım , hadi uyan. Kahvaltı yapalım."

Hafifçe yerinde kıpırdanarak gözlerini araladı. Yüzüne yakın duran suratımı görünce gülümsedi. Dudaklarını uzatınca eğilip öptüm.

"Günaydın aşkım." dedikten sonra kollarını açarak gerindi. Yataktan çıkıp banyoya elini yüzünü yıkamaya gitti.

Onun çıkmasını beklerken mutfağa girip kahvaltı hazırlamaya başladım. Bir yandan Zerrin'e karşı önlem alıp almamam gerektiğini düşünüyordum. Düşüncelere daldığımı Tayfun'un seslenişi ile farketmiştim.

"Aşkım yaktın yumurtaları. Git yüzünü yıka. Daha ayılamamışsın." Gülümseyerek ocağın başına geçti.

Banyoya gelip soğuk suyu açtım. Lavaboya doğru eğilip yüzüme art arda su çarptım. Yüzümden akan su damlalarını umursamadan kafamı kaldırıp aynaya baktım. Kendi kendime konuştum. "Bunu da atlatırsın Emir. Neleri atlatmadın sen. Artık o hayata bulaşmak yok." Sağ taraftaki havluyu alıp yüzümü kuruladım.

Tekrardan mutfağa girdim. Tayfun benim yarım bıraktığım kahvaltıyı hazırlamıştı. Masaya otururken saçlarını bir öpücük kondurdum. "Hayatım eline sağlık."

"Afiyet olsun." Gülümseyerek cevap verdikten sonra kahvaltısına odaklandı.

Kahvaltı yaparken dünden beri hissettiğim endişe kafamı tamamen dolduruyordu. Yaşadığım ve yaşattığım onca şeyden sonra ilk defa korkuyu hissediyordum. Bu korkunun sebebi muhtemel düşmanımın çok güçlü olması mıydı yoksa eski hayatıma tekrardan dönüp Tayfun'u kaybetme korkusu muydu? Çözemediğim kısım da buydu. Endişemin bundan kaynaklandığını fark ettim.

Kahvaltı bittikten sonra mutfağı toparladık. Birlikte yatak odasına geçtik. Saati kontrol ettiğimde hazırlanmak için yeterince vaktimizin olduğunu fark ettim. Tayfun  giyinirken arkasına geçip beline sarıldım. Ensesine öpücükler bıraktım. Hoşuna gittiğini belli edercesine başına geriye yasladı. Kulağına fısıldadım. "Benimle güzel bir duşa ne dersin birtanem?"

Sırıtarak yüzünü bana döndü. Gevşeyen kollarımın arasından çıkıp elimden tutarak beni banyoya sürükledi. İtiraz etmeden onu takip ettim. Üstündekileri teker teker çıkarıp rastgele fırlattı. Acele ile duşakabine girdi. Ben de hızlıca kıyafetlerimden kurtuldum. Onun arkasından duşakabine girdim. Suyu çoktan açıp altında ıslanmaya başlamıştı. Yanına girip göz göze geldiğimizde dikkatlice gözlerime baktı. Aramızdaki mesafeyi kapatıp onu omuzlarından tutarak arkasındaki duvara yasladım. Başını ellerimin arasına alıp dudaklarını dudaklarım ile kavradım...

***

Tayfun'u işe bıraktıktan sonra şirkete gelmiştim. Kapıdan girerken başını eğerek ya da sesli olarak olarak selam veren herkese zoraki bir gülümseme ile karşılık vermiştim. Geçen aylarda Perihan Hanım'ın ısrarı üzerine genel müdürlük pozisyonunu kabul etmiştim. Bu görevi üstlenmemin ardından Perihan Hanım neredeyse tüm iş yükünü bana yıkmıştı. Vaktinin çoğunu şirket dışında ya da yurt dışında seyahatler yaparak geçiriyordu. Bu düşüncelerden sıyrılarak asansörün önüne gelmiştim. Eski odamı çok sevsem de yeni pozisyonum ile birlikte yeni bir odam , bir sekreterim ve bir asistanım olmuştu.

Odanın önüne geldiğimde beni elindeki dosyalarla hergün karşıladığı gibi karşılayan asistanım günlük programı anlatmaya başladı. Kafam dolu olduğu için programı mail atmasını isteyerek odama girdim. Masama ulaşıp çantamı bırakır bırakmaz kapım çalındı. İçeriye önce Perihan hanım girdi. Ardından giren yüzü daha önce şahsen görmemiş olsam da yakın zamanda görmüştüm. Vücudumdan geçen ürpertiyi belli etmemeye çalıştım.

GÜNAHLARIN GAZABI(GAY)(GERİLİM)(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin