XXXVIII

1.1K 97 70
                                    

Tayfun

Emir'in af dilemek için geldiği günden beri kafam allak bullaktı. Aklımdan onu çıkaramıyordum. Bir de o gün , o şekilde af dilemesi beni mahvetmişti. Affetmeyi her şeyden çok istiyordum. Ama aynı hataları yapmaya devam edecekti. Bulaştığı işler normal değildi. Bir gün başına bir iş getirecekti. Hayatımı 'ona bugün bir şey olacak mı?' korkusuyla geçiremezdim. Kulağımdaki kulaklıktan dolayı odaya giren ev arkadaşımı yanıma oturunca farkettim.

"Hayırdır kanka? Ne bu hallerin?"

"Yok bir şey iyiyim." Kulaklığı kulağımdan çıkarıp yerimde doğruldum.

"Ben de salağım. Buna inandım. Hadi seni dışarı çıkarayım." dedi sırıtarak.

"Aman kardeşim! Kalsın. İstemez." Verdiğim tepkiye sonradan kendim de şaşırmıştım.

"Ne oldu lan? Bir şey mi yaptım bilmeden?"

"Geçen sefer çıktığımızda sözde beni eğlendirecektin. Maşallah o gün kızları bırakıp bir dakika yanıma gelmedin."

"Kanka kusura bakma ya. Biliyorsun kızlara zaafım var." Saçma bir ifade ile sırıttı.

"Bravo gerizekalı. Plaketini hangi adrese gönderelim." Sinirlenmiştim. Kadınlara karşı düşüncesi sadece zaaftan ibaret olan ot beyinli bir heteroydu. Eskiden beri arkadaşım olmasa , bu kafadaki biriyle sohbet bile etmezdim.

"Ne yapalım o zaman?" diye sordu.

"Ben kendi başıma çıkacağım."

"Ama se-"

"Konu kapandı. Ben tek başıma çıkacağım. Hem yalnız kalmaya ihtiyacım var."

"Tamam kanka." Ayağa kalkıp dudaklarını birbirine bastırarak bana baktı. Sonra odadan çıktı.

Hazırlanmak için ilk iş duşa girdim. Uzun bir duşun ardından kendime gelmiştim. Odama gelip bornoz ile kendini yatağa bıraktım. Emir'i aklımdan ve kalbimden çıkaramıyordum. Ayağa kalkıp gardırobu açtım. Bir şeyler seçip denedim. Beğenmeyince farklı bir şeyler çıkardım. Son giydiklerim içime sinmişti. Saçımı şekillendirip parfümümü süründüm. Anahtarlarımı alıp evden çıktım. Apartmanın önüne inip taksi çağırdım.

Daha önce Emir ile geldiğim bara bu sefer yalnız gelmiştim. Amacım sadece kafa dağıtmaktı. Gay bar olduğu için kapıdan geçerken dam sormuyorlardı.

İçeriye girdiğimde yüksek müzik alışkın olmadığım bir etki ile kulaklarıma doldu. Kalabalığın arasından ilerlerken dans eden insanlara çarparak içki almak için bar deskinin önüne geldiğimde tepede dans eden genç adamların sırıtışları beni buldu. Onları umursamadan barmene seslendim. "Bana hafif bir kokteyl verir misin?"

Olumlu anlamda başını salladı. İçkiyi beklerken tek dirseğimi deske dayayıp etrafı izlemeye koyuldum. Tek başına olunca pek yapacak bir şey de olmuyordu. Ama şu an yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Önüme gelen içkiyi alıp parasını ödedikten sonra sırtımı geriye verip içkimi içmeye başladım. Yüksek ses ve içki biraz olsun aklımı boşaltıyordu.

Aradan geçen bir kaç saate rağmen yerimden kımıldamamıştım. Yanımda duran adamı farketmem zaman aldı. "Barmen,  arkadaşa benden bir içki verir misin?"

Hızlıca müdahale ettim. Barmene elimi uzarak konuştum. "Hayır. Gerek yok kardeşim."

Adam dediğime bozularak bana döndü. "Bir içkinin kime ne zararı var."

"Çok ucuz." dedim sadece

"Anlamadım." Kaşlarını çatarak yüzüme baktı.

"Bu şekilde flört etmeye çalışmak."

GÜNAHLARIN GAZABI(GAY)(GERİLİM)(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin