XXXIX

1.1K 83 49
                                    

Emir

Gözlerimi açtığımda Tayfun göğsümde uyuyordu. Onu rahatsız etmeden kalkmam gerekiyordu. Dün gece söz verdiğim gibi sabah uyandığında beni görmemesi gerekiyordu. Başını yastığa koyup yataktan çıktım. Üstümü hızlıca giyip kapıya yöneldiğimde duraksadım. Geri dönüp sarı saçlarını koklayarak öptüm. Hızlıca odadan çıktım.

Apartmandan kendimi dışarı attığımda soğuk havayı ciğerlerime doldurdum. Arabaya yöneldim. Saati kontrol ettiğimde işe gitmek için hala vaktim olduğunu farkettim.

Arabaya binip kontağı çevirmeden önce Muzaffer aklıma geldi. Haftalardır iletişim kurmamıştık. İşe gidince onu aramayı planlıyordum. Arabayı çalıştırıp yola koyuldum.

***

Şirketin önüne geldiğimde park halindeki polis arabaları beni tedirgin etmişti. Arabadan indim. Tepki vermeden şirketin girişine yöneldim. İçeri girdikten sonra uzun giriş koridorunun sonundaki danışma masasında karşılıklı dikilen Perihan hanım ve polisleri gördüm. Buradan geri dönemezdim. Soğukkanlılığımı koruyarak yürüdüm. Danışmaya ulaşıp yanlarından geçerken Perihan Hanım'ın seslenmesi ile durdum.

"Emir, bakar mısın?"

Gülümseyerek kafamı çevirdim. "Efendim Perihan Hanım?"

"Polis beyler seninle görüşmek istiyor."

Vücudumu polislere çevirerek dikkatimi onlara verdim. "Dinliyorum sizi."

"Bizimle merkeze kadar gelmeniz gerekiyor."

"Konu nedir?"

"İfadenize başvurulması gereken bir konu var. Bu kadarını söyleyebiliriz."

Perihan hanım araya girdi. "Benim gitmem gerekiyor. Emir işin bitince şirkete gelmeni istiyorum. Önemli bir konu hakkında konuşmamız gerekiyor."
Arkasını dönüp gitti.

Tekrar polislere döndüm. "Pekala gidelim o zaman. Kendi aracımla gelsem olur mu?"

"Tamam. Buyrun çıkalım."

Polisler önde ben arkalarında şirketten çıktık. Onlar binip giderken arabama atlayıp onları takip ettim.

***

Polis merkezine ulaşmıştık. Arabadan inip önümdeki arabadan inen polisleri takip ettim.

İçeri girdiğimizde beni bir odaya soktular. "Siz bekleyin burada. Komiserim birazdan gelecek." Beni odaya getiren polis memuruna başımla selam verip beklemeye başladım.

Aradan geçen dakikalar beklemekten sıkılmama neden olmuştu. İzlendiğimi tahmin ederek endişeli görünmemeye dikkat ediyordum.

Açılan kapıdan giren 1.70 boylarındaki kızıl saçlı , zayıf , buğday tenli ve kahverengi gözlü kadın elindeki dosyayı masaya atıp karşıma geçti. 30'lu yaşlarının ortalarında olduğunu tahmin ediyordum. Ayakta dikiliyordu. "Ben komiser Nilgün Atak. Selma Büyüksöz cinayetini araştırmakla görevliyim."

"Emir Sedefoğlu." Sakin bir şekilde kendimi tanıttım.

"Biliyorum. Lafı uzatmadan konuya gireceğim. Sizi neden çağırdığımız hakkında fikriniz var mı?" Ellerini göğsünde bağlayıp gözlerini bana dikti.

"Bahsettiğiniz cinayeti haberlerde gördüm. Onun dışında bir fikrim yok." Sorusunu sakince cevapladım.

"Gizli bir tanık sizin bu cinayetle ilgili olabileceğiniz hakkında ifade verdi."

"Kimmiş o gizli tanık desem , gizli diye ismini vermeyeceksiniz değil mi?"

"Elbette öyle bir şey olmayacak. Bize anlatmak istediğiniz bir şey var mı?"
Beni köşeye sıkıştırmak ister gibi soruyordu soruları.

GÜNAHLARIN GAZABI(GAY)(GERİLİM)(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin