XXVIII

1.4K 106 46
                                    

Emir

Gördüğüm yüz bana o geceyi hatırlatmıştı. Serdar'a götürmek için beni kaçıran adamdı gelen. Sinirim tepeme çıkmıştı. "Senin ne işin var burada?"

"Selma Hanım'ın özel olarak ilgilenmemi istediği sendin demek." dedi pişkince sırıtan adam.

Adamın suratına yumruğu geçirmemek için kendimi zor tutuyordum. "Benim evet. Bana hizmet edeceksin. Yanlış bir şey yapmaya kalkarsan seni mahvedirim."

Sırıttı. "Ben bir profesyonelim. İşimi yaparım. Size karşı bir kinim ya da nefretim yok." dedi.

Adama bir şey demek üzere ağzımı açmışken Tayfun yanımıza geldi. "Hayatım kim gelmiş?" Kapıda dikilen adama baktı.

"Beyefendi korumalık işi için geldi. Girin lütfen." Sahte bir kibarlık ile konuşmuştum.

Başını eğerek selamladıktan sonra içeri girdi. Salona geçtik. Tayfun ile yan yana oturduk. Gelen adam karşımıza oturdu. "İsmim Nihat. Tam olarak ne istediğinizi anlatır mısınız bana?"

Elimi Tayfun'un omzuma attım. "Tayfun'u korumanı istiyorum. Ona fiziksel olarak zarar verme potansiyeli olan insanlar her an onu bulabilir. Ona zarar vermek isteyen kim olursa olsun uzak tutacaksın."

"Anladım efendim. İsteğiniz doğrultusunda bir süre bu evde kalmam gerektiğini düşünüyorum." dedi.

"Misafir odası müsait. Oraya yerleşebilirsin. Eşyalarınızı almak için gidebilirsiniz. Yarın sabah erkenden sizi bekliyorum." Ayağa kalkarak adamı yolcu etmek için kapıya yürüdüm. Arkamdan geldi. Bir şey demeden çıkıp gitti.

Tekrar salona döndüğümde Tayfun huzursuz gibiydi. "Hayatım buna gerek var mıydı?"

Yanına oturup elimi dizine koydum. "Elbette vardı. Selma Hanım'a teşekkür etmek için onu arayıp geleceğim." Ayağa kalkıp telefonumu alarak balkona geçtim. Bu sefer sırtımı dönmedim. Gözüm balkon kapısındaydı. Yine Tayfun'a yakalanmak istemiyordum.

Telefon kısa sürede açıldı. "Alo Selma Hanım?"

"Alo Emir. İstediğin adamı gönderdim. Anlaştınız mı?" Alaycı bir ses tonuyla konuşuyordu.

"Bunu bilerek yaptınız. Adamı geri çevirmedim. O kadar adamınızın içinden Serdar Bey'in beni kaçırttığı adamı seçmeniz çok ilginç." dedim.

"Sen bu iş için sağlam birilerini istedin. Ben de sana işinde usta birini gönderdim. Merak etme tam anlamıyla profesyonel biridir. İşini hakkı ile yapacaktır." dedi.

"Umarım öyle olur. Bu adamdan bana herhangi bir zarar gelirse , daha da önemlisi Tayfun'a bir şey olursa bu adamı gebertirim. Sonra da sizden hesabını sorarım." Sesim yeterince tehditkardı.

"Ağıl ol delikanlı. Ben senin arkadaşın değilim. Beni bir daha tehdit etmeye kalkma." Telefonu yüzüme kapattı.

***

Akşam yemeğini yedikten sonra Tayfun ile televizyon izlemiştik. Son bir kaç saatimi normal bir insan gibi hissetmiştim. Saatin ilerlemesi kaynaklı uyumak istiyordum. Tayfun'un da dinlenmesi gerekiyordu. "Hayatım uyuyalım mı artık?" Omzundaki elimle boynunu okşadım.

Kafasını çevirip elimi öptü. "Olur aşkım. Hadi uyuyalım." Birlikte yatak odasına geçtik. Üstümüzü değiştirip yatağa girdik. Tayfun'a sımsıkı sarıldım. Gözlerim uykuya teslim oldu.

***

(16:04)

Sabah koruma eve geldikten sonra Tayfun'u ona emanet edip çıkmıştım. İş çıkış saatime kısa bir süre vardı. Saat beşte Muzaffer bey ile görüşeceğim için erken çıktım. Hızlıca arabaya yöneldim. Birileri ile karşılaşıp zaman kaybetmek istemiyordum. Arabaya binip cebimdeki kartviziti kontrol edip adrese baktım.

GÜNAHLARIN GAZABI(GAY)(GERİLİM)(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin