XX

2K 130 85
                                    

Emir

"Kızın yanına geldiğinden haberim var. Sana ne anlattı bilmiyorum ama benim hesabım onunla. Sorun çıkmadan onu bana teslim etmeni istiyorum. Aksi takdirde aramız bozulabilir. Aramızın bozulmasını istemezsin değil mi Emir'ciğim?"

Mesaj Selma'dan gelmişti. Aba altından sopa gösteriyordu. Beni tanısaydı bu tehdidi yemeyeceğimi bilmesi gerekirdi. Damla'yı Selma'ya vermek demek , onu ölüme terk etmek demekti. Benim çantasına koyduğum ses kayıt cihazı yüzünden bu hâle gelmişti. Ama herkes yaptığının bedelini ödemek zorundaydı. Bu derece tehlikeli bir kadın için ajanlık yapmayı kabul ettiyse risklerini bilmesi gerekirdi.

Tayfun seslendiğinde şöminenin önünde düşüncelere dalıp gittiğimi farkettim. "Hayatım kaldın öyle. Bir sorun mu var?"

"Yok öyle dalmışım aşkım. Gel hadi Damla'ya bakalım." Selma'nın mesaj attığını öğrenirse , benzin istasyonunda onun adını ağzımdan kaçırdığımı hatırlayıp şüphelenebilirdi. Damla ile iki dakika yalnız konuşmam gerektiği için Tayfun'u uzak tutmam gerekirdi. "Hayatım sen kıza yiyecek bir şeyler getirir misin çantadan?"

"Tamamdır. Hallediyorum." dedi.

Hızlıca Damla'nın odasına girdim. Yanına oturup uyanması için omzundan dürttüm. Ürkerek uyandı. " Bir şey mi oldu?" Korkan gözlerle sormuştu.

Kısık sesle konuştum. "Selma yanımda olduğunu biliyor." Kalkmaya çalışınca omzundan tuttum. "Sakin ol. Bizi bulana kadar zamanımız var. Benim bir planım var. Seni kurtaracağım. Ama bana güvenmek zorundasın." Tayfun içeri girince sustum. Damla'ya gözlerimle çaktırmamasını işaret ettim."

Tayfun, Damla'nın yanına gelip elindekileri uzattı. "Çok bir şey yok. İdare et." Kız Tayfun'a teşekkür etti. Biz odadan çıktık.

***
Şimdi ise planımı uygulamaya koyma zamanı gelmişti. Tayfun'a ikna edici bir şeyler söyleyip gitmem gerekiyordu. "Hayatım benim gitmem gerekiyor. Burada Damla ile kalmalısın. Kızı yalnız bırakamayız. Ben hemen döneceğim. Kapıyı kilitleyip kimseye açmayın ben gelene kadar. Hem yiyecek bir şeyler de alacağım. Tamam mı bir tanem?"

Oflayarak kafasını çevirdi. "Şimdi anlat desem konuşmayacaksın değil mi?" Cevap beklemeden devam etti. "Tamam kalırım ben kızla. Kendine dikkat et. Ama her şey bittiğinde anlatacaksın bana. Söz mü?"

Yüzünü ellerimin arasına alıp dudaklarına sert bir öpücük bıraktım. "Anlayışlı sevgilim. Seni çok seviyorum. Dediklerimi unutma." Küçük bir tebessümle karşılık verdi. Yola koyulmam gerektiği için acele ile buraya geldiğimiz yola yöneldim.

***

(16:29)

Uzun bir yürüyüşün ardından çiftlik evine vardım. Her yerde Aynur teyzeyi aradım ama onu bulamadım. Çiftliğin etrafını taradım. Hiç bir yerde yoktu. İçeri girip koltuğa oturup derin bir of çektim. Başımı ellerimin arasına alarak öne doğru kapanırken masanın üstünde duran bir kağıt dikkatimi çekti. Kağıdı alıp okumaya başladım.

"Bu mektubu bulup bana ulaştığında 24 saat süren başlayacak. Aynur benimle. Onu misafir edeceğim. Şimdiye kadar da çok misafirperver davrandık ona. Aynur'u sağ salim görmek istiyorsan süren dolana kadar kızı bana getir. Kimse zarar görmesin. Senden haber bekliyorum. Seçimini yap Emir. Sevdiğin insan mı, tanımadığın sıradan biri mi?"

Sinirden delirmek üzereydim. Psikopat karı mektup bırakmış. Telefonun icadından haberi var mı acaba? Benimle oyun oynuyor. Ama herşey sıra ile. Telefonumu çıkarıp Selma'yı aradım.

GÜNAHLARIN GAZABI(GAY)(GERİLİM)(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin