XXVI

1.5K 116 51
                                    

Emir

Gözlerime inanamadım. Tayfun kapının önünde baygın bir şekilde yatıyordu. Yüzü, gözü kan içindeydi. Şaşkınlığımı atar atmaz yanına koştum. Bir elimle başını dizime yatırarak diğer elimle yüzünü kontrol ettim. "Hayatım ne oldu sana? Kim yaptı bunu?Lütfen gözünü aç"

Kafasını yavaşça çevirerek bana baktı. Gözleri beni bulunca hafifçe tebessüm etti. "Emir." Heceleyerek söylemişti ismimi. Kafası tekrar düştü. İyice endişelenmiştim. Kucağıma alarak merdivenlerden indim. Arabaya ulaşmam zaman almıştı. Arka kapıyı açıp onu arka koltuğa yerleştirdim. Hızlıca arabaya binip arabayı çalıştırdım.

***

Arabayı durdurup hızlıca hastanenin içine koştum. Sedye isteyip arabaya koştum. Arkamdan gelen sağlık memurlarının koşuşturmasını duyuyordum. Arabanın arka kapısını açıp onu yine kucağıma aldım. Getirilen sedyeye yatırdım. Sağlık memurları onu hızlıca içeri götürdüler.

Odanın kapısında dikilirken ne kadar zaman geçtiğini farketmemiştim. Ama bekledikçe merakım daha da artıyordu. Ellerimle yüzümü sıvazlarken doktor dışarı çıktı. Hızlıca yönümü doktora çevirdim. "Doktor bey önemli bir şey var mı?"

"Hastamız iyi. Kafada çarpmaya bağlı bir kanama var bu yüzden beyin sarsıntısı ihtimaline karşın onu gözetim altında tutacağız. Yaralarına pansuman yaptık."

"Görebilir miyim onu?" dedikten sonra doktorun olumlu cevabı ile içeri girdim.

Beni görünce gülümsedi. Ama yaraları nedeni ile yüzünü buruşturdu. Yataktaki boşluğa oturdum. "Yorma kendini. Nasılsın hayatım?"

Bir kolunda serum takılıydı. Boştaki elini onun üstüne koyduğum elime kapattı. Gözüm eline kaydı. Elinde morluklar vardı. Gözlerim doldu. Onu bu hâlde görmeye dayanamıyordum. Uzanıp elini öptüm. Kısık bir sesle konuştu. "Önemli değil hayatım. İyiyim ben." dedi.

"Hayatım elbette önemli. Söyler misin? Lütfen." Israr ettim.

Vazgeçmeyeceğimi anlayınca konuştu. "Babam ve iki kuzenim yaptı." Yavaş ve heceleyerek kurdu cümleyi.

Nefes almakta zorlandığı için onu fazla yormak istemiyordum ama tam anlamı ile öğrenmek istiyordum. "Neden yaptılar hayatım?"

"Bizi öğrenmişler." dedikten sonra her şey kafamda oturdu. İlk tanıştığımızda geri kafalı bir ailesi olduğunu söylemişti. Ama babasının bu kadar cani ruhlu biri olduğunu tahmin etmedim. Bunun hesabını onlara soracaktım. Bunun bedelini teker teker ödeyeceklerdi. Ben kötülükten uzak durdukça kötülük ve kötü insanlar bana zarar veriyordu. Geçmişimi hiç bir zaman inkar etmedim. Ama artık iyi biri olmaya çalışıyordum. Bunu onların yanına bırakamazdım. Düşüncelere dalıp gittiğimi farkettiğimde Tayfun'un uyuyakaldığını gördüm. Üstündeki çarşafın altına elimi sokarak ceplerini yokladım. Cep telefonunu çekip aldım. Önce sosyal medya hesaplarına , sonra rehbere baktım. Kuzenlerinin numarasını ve isimlerini öğrendim. Daha sonra telefonu Tayfun'un aynı cebine koydum. Tayfun derin uyuduğu için isimleri bulmak uzun sürse de farketmemişti.

Odadaki kanepeye uzandım. Tek elimin bileğini alnıma koydum. Yorgunluğumu bacaklarımdan hissettim. Gözlerini kapattım. Gözlerimi dinlendirmeye ihtiyacım vardı.

****

(07:19)

Gözümü açtığımda doktoru Tayfun'un yanında dikilirken buldum. Doktor Tayfun'u muayene ediyordu. Dün gece biraz dinleneyim derken uyuyakalmıştım. Hızlıca toparlanıp ayağa kalktım. Doktorun yanına geldim. Gözlerim anlık olarak Tayfun'a kaysa da dikkatimi doktora verdim. "Doktor bey durumu nasıl?"

GÜNAHLARIN GAZABI(GAY)(GERİLİM)(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin