LI

789 75 9
                                    

"Anne! Anne! Karnım acıktı."

"Oğlum , koşturma. Terlemişsin zaten. Gel bakalım sana güzel bir sandviç yapayım."

Koşup annesinin boynuna sarıldı. Annesi oğlunun kokusunu içine çekti. Onu her şeyden çok seviyordu. Bu hayata ve lanet kocasına katlanma sebebi de oğluydu.

Küçük çocuk sabırsızca annesinin sandviç yapmasını bekliyordu. Genç kadın sandviçi yapıp çocuğun eline tutuşturdu. Çocuk fırlayıp giderken arkasından seslendi. "Emir! Emir! Çabuk geri dön. Terini silmeden gitme oğlum."

Çocuk minik ve sabırsız adımlarını hızlandırarak annesine doğru koştu. "Anne, hadi arkadaşım bekliyor."

"Tamam yavrum. Hemen halledeceğim."

Kadın içeriden aceleyle aldığı havlu ile oğlunun gövdesini ve sırtını kuruladı. Çocuğun koşup gitmesini beklerken dikildiğini görünce kaşlarını çatarak ona baktı. Saçlarını okşayarak gözlerin yere diken çocuğun kafasını kaldırdı.

"Emir, oğlum. Neyin var senin?"

"Anne, şey... Ahmet'in de karnı aç. Babası hasta olduğu için çalışamıyor. Ona da sandviç yapar mısın?"

"Ah benim merhametli oğlum. Yufka yüreğine kurban olurum senin. Git Ahmet'i al getir eve. Güzel bir yemek yedireyim size."

"Canım annem!" Önce annesinin bacaklarına sarıldı. Sonra heyecanla koşturarak evden çıktı. Genç kadın oğlunun bu hâline gülümsemeden edemedi. İçeri girip çocuklar için yiyecek bir şeyler hazırlamaya başladı.

Emir arkadaşının elinden tutarak içeri sürüklemeye çalışıyordu. Annesi bahçeye masayı hazırlarken küçük çocukların tatlı çekişmesi dikkatini çekti.

"Çocuklar ne oluyor?"

"Anne, Ahmet gelmek istemiyor."

"Ahmet gelsene."

"Şey...annem kızar." Başını mahçup bir ifadeyle yere eğdi.

Genç kadın çocuğun yanına giderek çömeldi. Eğdiği başını çenesinden tutarak kaldırdı. Gözlerine tebessüm ile baktı. "Biz komşu değil miyiz oğlum? Hem annen neden kızsın. Arkadaşının evinde yemek yemene bir şey demez. Kızarsa ben konuşurum onunla."

"Tamam." Küçük çocuk gülümseyerek içeri yürüdü. Emir ile birlikte masaya oturdular. Annesinin hazırladığı yemekleri yerken birbirlerine bakarak sırıtıyorlardı. Emir'in annesi de yanlarına gidip çocukların başlarını okşadı.

O sırada içeri Emir'in babası girdi. Sallanarak yürüyen adam zil zurna sarhoştu. Genç kadının yüzü düştü. Adama aldırış etmemeye çalıştı.

"Ulan! Nerdesiniz? Evin reisi geldi. Kimse karşılamıyor. Nankörler!" Kelimeler ağzından dökülürken yuvarlanıyordu.

Kadın dayanamayıp adamın yanına gitti. "Çocukları korkutuyorsun. Sus artık." Burnunu çekerek yüzünü buruşturdu. "Leş gibi içmişsin yine. Allah'ın belası."

"Sus lan! Kocana posta mı koyuyorsun! Gebertirim seni!" Kadını kolundan tutup savurdu. Genç kadın kendini toparlayıp çocukların yanına yürürken adam yine seslendi. "Bu kim lan? Mahallenin piçlerini eve toplayamayın demedim mi? Bir de yemek yediriyorsunuz. Burası aşevi mi? S..tir git lan velet!" Ahmet'e bağırması ile küçük çocuk ağlamaya başladı.

Emir elini arkadaşının omzuna koyup kafasını onun kafasına dayadı. "Tamam ağlama Ahmet. Benim babam kötü bir adam. Boşver onu."

Genç kadın daha fazla dayanamadı. "Sen kimin evinden kimi kovuyorsun? Kazandığın para ile içki içmekten başka bir şey yaptığın mı var. Ben geçindiriyorum bu evi. Lanet herif bir gün pılını pırtını toplayıp gitsen de rahat etsek. Ama nerde sende o cesaret. Defol git içeriye zıbar. Pislik herif."

GÜNAHLARIN GAZABI(GAY)(GERİLİM)(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin