SU
Hayatımızda aynen şuanda sallanan arabayla başımın da sekmesini umursamadan başımı yasladığım camdan izlediğim yol şeridi gibi hızla akıp gidiyordu ve maalesef ki bizim elimizden de hiç bir şey gelmiyordu.
Hayatta hiçbir şey istediğimiz gibi olmuyordu ve ne geçmişe dönüp değiştirebiliyorduk ne de gelecekte olacakları bilebilmek gibi bir imkanımız oluyordu...
Sadece ama sadece hayatın yazdığı seneryoda rollerimizi oynamak dûşûyordû ûzerimize.
Kiminin hayat seneryosu masallar kadar gûzel olurken kiminin ki ise yapayalnız ve fazlasıyla acımasız oluyordu.
Dakikalar önce yaşadıklarım film şeridi gibi hızla gözlerimin önünden geçtiğinde irkilmeme engel olamadım.
Yaşadığımız o bûyûlû anların arkaısndan bizi karşılayan dehşet hâlen daha deli gibi korkmama neden oluyordu.
O anda hissettiğim tarifi imkansız korku ile Arel' e daha çok sokulmam ise aklıma geldikçe utançtan yanaklarımın kıpkırmızı olmasına neden oluyordu.
O an öleceğime fazlasıyla inanmıştım ama hayat yine karşıma bir sürpriz çıkararak buna izin vermemişti. Anlaşılan hayatın benimle olan oyunu henüz bitmemiş, bana çektirdiği acılar ona yeterli gelmemişti.
Tam on tane eli silahlı, maskeli adamların bizi kapana sıkıştırdığı sırada dışarıdan gelen silah sesleri dudaklarımdan büyük bir çığlığın çıkmasına neden olmuştu.
Çığlıklarım silah seslerini bile bastırarak evi inletirken Arel beni duvarla kendi arasında daha çok sıkıştırarak koruma altına almaya çalışıyordu kendisini önemsemeden.
Hani filmlerde ve kitaplarda hep olur ya, adam sevdiği kadını korumak için canını ortaya koyar, işte tam da o an bana bunları anımsatmıştı. Öyle korkunç bir anda ise bunları düşünüyor olamama içimden sayısız kez küfür etmiştim.
O korkunun iliklerime kadar sızarak bedenimi tir tir titrettiği bir kaç dakikanın ardından elindeki silahlarla en başlarında Alaz olmak üzere yanındaki sayamadığım ama epey kalabalık olan adamlarla odaya girerek bizi kurtarmışlardı. Benim fark etmediğim bir anda Arel Alaz' a mesaj atmış olmalıydı.
Adamların kim olduğu ve bizden ne istiyor oldukları hakkında gram fikrim yoktu. Arel' in sayısız düşmanlarındandır diyen iç sesimi susturmaya çalışırken sinirimin artmasınada engel olamadım. Onun yüzünden sürekli zarar görûyordum ama o farkında olmasına rağmen inatla beni yanında tutuyordu.
Şimdi ise Arel' in bize saldıranları topladığı depoya gidiyorduk Alaz' la birlikte. Nedenini bilmediğim gibi fazlasıyla tuhaf bulduğum bir şekilde ısrarla benim de gelmemi istemişti ve onun inadıyla başa çıkamayacağımı anlayarak her ne kadar istemesemde mecburi olarak kabul etmiştim.
Daldığım dûşûnceler arasında arabanın kasvetli havası fazlasıyla canımı sıkarken camı biraz aralayarak rûzgarın saçlarımın arasında dolaşmasına izin verdim.
Aslında hava bunaltıcı bir şekilde sıcaktı ama Alaz arabayı fazlasıyla hızlı kullandığından dolayı saçlarımı uçuşturacak kadar içeriye fazlasıyla rûzgar giriyordu. Aslında bu hoşuma gitmişti çünkü rûzgarı hissetmekte bu hatyatta bana iyi gelen sayılı şeylerden biriydi.
Bu hayatta insanı rahatlatan, dûşûncelerinden uzaklaştıran bir sürü şey vardı ve rûzgarda bunlardan biriydi bana göre.
Rûzgarı tenimde hissederken gozlerimi kapatarak derin derin nefes almaya başladım. Bir nevi meditasyon etkisi yaratan bu eylememim kısa sûreliğine de olsa zihnimi boşaltmama yardımcı olurken dudaklarımın iki yana kıvrılmasına da neden olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK- I ESARET ( BİTTİ )
General FictionHayatın kurban olarak seçip yaşamı boyunca ona daima acı çektirdiği bir kız üzerine devrilen enkazların altında herşeye rağmen nefes almaya devam edebilmek adına savaşır çünkü onu hayata bağlayan bir nedeni vardır lakin elinden her şeyini, yaşama...