25. BÖLÛM

232 25 2
                                    

SU

İhanet neydi?

Ben pişman olacağımı bile bile öncelikle kendime ihanet ederek öpmûştûm onu, hem de dudaklarını kana kana içercesine...

Dudaklarının dudaklarımda hatta bende bıraktığı eşsiz his ve tat hâlen daha devam ederken ûzerimden bir an önce kalkmasını istiyordum yoksa çok daha kötü şeyler olacaktı ve ben bunların hiç birinin olmasını kesinlikle istemiyordum.

Kokusu, dudakları, dokunuşları beni benden alırken onu itmem yada reddetmem mümkün değildi ne yazık ki. Bir koku insanı nasıl kendinden geçirebilirdi ki? Bir insan kendine yasakladığı kişiye nasıl bu denli derin duygular besleyebilirdi intikam yeminini es geçerek?

Bu adam tüm tabularımı yıkarak bana herşeyi yaptırabiliyordu, onun bûyûsûne öyle bir kapılmıştım ki resmen itaat ediyordum ona.

İnsan hayatında çoğu kez pişman olacağı yanlış şeyler yapardı ve bunun sonucuna her zaman katlanmak zorundaydı. Bu yaptığımın bende ne gibi sonuçlar doğuracağını çok iyi biliyordum; kendimden nefret edecektim ve özelliklede yattığı yerde annem, babam ve ablamın kemikleri sızlayacaktı.

Bakışlarımı tekrar beni içine kapseden kahvelere çevirdiğimde ailemin bana onaylamazca bakan yûzleri tek tek gözûmûn önünden geçerek dipsiz kuyuya yansıdılar. Bir an ûrperecek gibi olsamda zaten her saniye kasım kasım kasılan bedenim ûrperemeyecek kadar kötü bir haldeydi.

Ben onu seviyormuydum bilmiyorum ama tarif edemediğim bir takım duygular hissettiğim aşikâr bir gerçekti ve bir insanın kendi katiline bir takım duygular beslemesi ne kadar doğruydu bilemiyordum. Belki nefes alıyordum ama yaşayan bir ölûden farkım yoktu bu kalbimi fetheden adam yûzûnden.

Saçımı okşayan sol eli soğukluğuna rağmen bedenimi yakıp kül ederken yûzûmûn her karesini ezberlemek istercesine sûzen gözleri değdiği yerleri eritiyordu resmen. Onun yakınlığı beni sarhoş ederken bir günah işlemeye meyilli hissediyordum kendimi.

Oysa bu günah öyle bir gûnahtı ki altından asla kalkamayacağım sonuçlar doğuracaktı bana, onu öpmem bile gûnahken benim onu tutkuyla öpmem hayra alamet değildi ama artık bastıramadığım duygularım beni ezip geçmişti.

Baktığım fakat sadece ailemin yansımasını gördüğüm kahvelerden bakışlarım bir kaç saniyede olsa pembemsi dudaklarına kaydığında gözlerimi kapatıp açmadan edemedim. Biraz önce olanlar zaten bana fazlasıyla acı verirken bunu bir kez daha tekrarlayamazdım.

Pembemsi dudakları bana işkence edercesine öpmeden tenimde sûrtûnûrken şuracıkta eriyip yok olmak isyordum. Şuan içinde olduğum hisleri anlatmaya belki kelimeler yetmezdi lakln kalp atışlarım bunu çok güzel resmedebilirdi.

Kalbim yerinden fırlayacakmışcasına hızlı atarken dudaklarıma değen dudaklarla tekrardan kendime gelerek bakışlarımı kahvelerinde sabitledim. Bunun bir kez daha tekrarlanmasını istemiyordum lakin onu itecek gûcûmde yoktu çünkü kalbim onu çoktan içine hapsetmişti ve istesem bile artık, en azından şuan onu oradan çıkaramazdım.

Değdiği her yerimi alev alev yakan dudakları yûzûmdeki turunu bitiripte tekrar dudaklarımın tam üstünde durduğunda bir an nefes alamadığımı hissettim. Bunu tekrar yapmayı deli gibi arzularken bir yandan da tekrarlanmasını istemiyordum fakat o pembemsi dudakların tadını bir kez almışken nasıl engel olabilirdim ki? O dolgun dudaklarının bende bıraktığı his eşsiz birşeydi.

Elim benden bağımsız tekrar ensesine çıkıpta oradaki saçları çekiştirmeye başladığında dudakları çoktan dudaklarıma kapanarak o eşsiz tadı tüm bedenime aşılamıştı bile.

AŞK- I ESARET ( BİTTİ )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin