20. BÖLÛM

259 27 6
                                    

Multimedia;  Sezen Aksu - Kûçûğûm

__________

SU

     Duyduğum kelimelerin etkisiyle dilim lâl olmuş, şaşkınlıktan ağzımı açıp ta tek bir kelime bile edemiyordum. 

Geçmişim ûzerime devrilirken büyük bir enkazın altında kaldığımı hissettim ve biliyordum ki ben yaşamaya devam ettikçe bu enkazın altından asla çıkamayacak, aksine her geçen saniyede yenisi eklenecekti ve ben en dipteyken can vermek yerine sadece hep daha fazla acı çekecektim. 

Kalbim, ruhum, aklım ve bedenim aynı anda bin bir parçaya ayrılırken dizlerimin tir tir titrediğini hissettim fakat algılayamadım. 

Zihnim öyle bir çıkmazın içine girmişti ki hiç bir tepki veremiyordum. Adeta kendimden geçmiştim, sadece ayakta duruyor lakin kılımı bile kıpırdatamıyordum. 

Duyduğum kelimeler tüm hayatımı, tüm geçmişimi alaşağı ederken sırtımdan aşağı soğuk ter damlalarının indiğini hissettim fakat buna bile irkilemeyecek kadar şoktaydım. 

Geçmişim bir filim şeridi gibi gözlerimin önünden geçtiğinde dakikalardır ilk kez bir tepkl olarak gözlerimden akan yaşlara engel olamadım. 

Utku' nun bana yaptığı işkenceler bir bir zihnime dolarken gözlerimi sımsıkı yumdum ama maalesef bu haraketim göz kapaklarımın ardından acı çeken küçük beni görmeme neden oldu. 

Karanlık bir oda da, duvara sırtını dayamış ağlıyordu küçük kız. O ana gittiğimde ağlamamın sebebinin dakikalar önce uyuşturucuyu içmediğim için öldûresiye dövûldûğûmû hatırladım. 

Kızın hıçkırıkları karanlık beton oda da yankılanırken ondan sadece 5 yaş büyük olan abisi kapının önünde keyifle sırıtıyordu, kızın ağlaması resmen ona zevk veriyordu. 

Tam şuan da o an ki soğukluğu,  yaralarımın sızısını yeniden bedenimde hissederken gözlerimden akan daha fazla yaş boynumdan sûzûlûp tişörtûmden içeriye girerek uzun bir yol izledi.

Göz kapaklarıma başka bir görüntü dûştûğûnde bu seferde burada sırtıma acımasızca vurulan kemerden dolayı boğazım yırtılırcasına çıglıklar atıyordum.

O 15 yaşında ki halimle o çığlıklar nasıl çıkıyordu boğazımdan bilmiyorum ama tek bildiğim canımın ne kadar çok yandığı idi. 

Kemer peş peşe sırtımda patlayarak sırtımı kan gölüne çevirirken hissettiğim acıyı şuan da hissediyordum sanki. 

Zihnim o kadar şaşmıştı kl yetişemeyeceğim hızda göz kapaklarımın önüne tüm yaşanmışlıklarımı getirip duruyordu. 

Mesela şu anda karanlık bir oda da oturduğu sandalyeye iplerle bağlanmış beni izliyordum. 

O gün bana verdiği uyuşturuculardan bir tane bile satamadığım ve üstelik uyuşturucuları çaldırdığım için ceza olarak soğuk ve zifiri karanlık oda da sandelyeye bağlanmıştım. 

15 yaşındaydım ben orada daha,  siyaha bulaşmadığım için acı çektiriyordu bana. Kûçûktûm,  küçük olduğum için beceremiyordum onun o iğrenç işlerini ama yaşıma aldanmadan dövmekten de geri durmuyordu. 

17 yaşıma girdiğimde ise artık beni bir sürü işinde kullanmaya başlamıştı ailem yoklarken.  Adam yaralamak zorunda bile kalmıştım ben mecburi olarak. 

Ben 19 yaşındayken ise defolup gitmişti zaten ve o zaman kurtulduğumu sanmıştım ama yanıldığımı şuanlarda çok daha iyi anlıyordum. 

AŞK- I ESARET ( BİTTİ )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin