SU
Gözlerimi sım sıkı yumup ne kadar da bahtsız olduğumu düşünmeye başladım.
Ben her ne kadar artık normal bir hayat istesemde sürekli bir aksiyon, bir gizem çıkıyordu karşıma ve artık katlanamıyordum. Neden benim de her insan gibi normal bir hayatım yoktu ki?
Bedenimde hissettiğim korku göz ardı edilemeyecek safhaya ulaşmışken korkunç gerçekle yûzleşmemek adına gözlerlmi daha sıkı yummaya başladım.
Her ne kadar soğuk namluyu hissediyor olsamda hâlen daha içimde ufacıkta olsa bir ümit vardı hayal olması adına ve ben gözlerimi açarak bu ûmidi kaybetmek istemiyordum. İnsan her ne kadar gerçeği bilse de ümit etmekten bir türlü vaz geçemiyordu işte ve bu umutta ûmitte her zaman insanın en büyük belasıydı.
Öyle ki gözlerimi biraz daha sıksam sanki göz kapaklarım patlayarak göz bebeklerim dışarı fırlayacaktı.
Her zaman hayatın bana oyun oynadığını söylûyordum ama belki de asıl bana oyun oynayan Azrail' di. Böyle düşünmeye başlamamın sebebi ise sürekli ölûmle burun buruna gelip kıl payı kurtulmamdı, gerçi bu sefer kurtulup kurtulamayacağım muammaydı ya neyse.
Her ne kadar şu silah patlayarak şuracıkta canımı alsada ruhumu teslim ederek bu acıdan artık kurtulsam diye dûşûnsemde ölmek istemediğimi gayet iyi biliyordum çünkü benimde yaşıtlarım gibi bir sürü hayalim vardı ama bu ızdıraptan kurtulmak pahasına hayallerimden vaz geçebileceğiml düşünmeye başlamıştım artık.
Bana hayal kurmak hem yasak hem haramdı. O kurduğum hayalin sonunda illaki canım feci sekilde yanıyordu ve artık cidd anlamda yorulmuştum. Yaşadığım acılar değildi beni kahreden, bu fani dünyada elimden tutarak bana destek olacak kimsenin olmamasıydı.
Sessizliğin kol gezerek içimi ûrperttiği saniyelerde kulağıma dolan iğrenç kahkahanın midemi bulandırdığı sırada boynuma dolanan kolu hissetmem bir olmuştu.
Kim olduğunu bilmediğim adamın pis elleri tenime değerken ellerinin soğukluğuna tezat dokunduğu her yer cayır cayır yanıyordu sanki. Bu adamla temas etmektense ölmeyi bin kat daha fazla isterdim. Bakmıştım artık tenime pis ellerin değmesinden.
Boynuma dolanan kolla silahın soğuk namlusu başımdan ayrılırken saç diplerimde hissettiğim keskin acı dudaklarımdan büyük bir çığlığın kaçmasına neden olmuştu.
Acı aslında bu hayatta bir parçam haline gelmişti ve sanki acı hayatımdan yok olduğunda bende bu hayattan yok olacakmışım gibi hissediyordum.
Soğuk ele tezat saç diplerim cayır cayır yanarken her ne kadar debelenerek saçlarımı elinden kurtarmaya çalışsamda bu canımı daha çok yakmaktan ileri gidememişti.
Herkesin bu hayatta bir sınavı vardı ve bende acıyla imtihan ediliyordum. Oysa kl bûnyem daha fazla acıya katlanacak güçte değildi ama dediğim gibi artık acı benden bir parça haline gelmişti resmen.
Ne zaman açtığımı bilmediğim gözlerimi arkamda ki bu acımasız adamı görmek için ona çevirmeye çalışsam da buna izin vermeyerek beni sertçe duvara ittiğinde çarpamla duvardan çıkan ses kulaklarımda çınladı o an.
Duvara çarpan bedenim zangır zangır titrerken burnumdan akan kanın sıcaklığı tenimi ûrperttiğinde demirsi kokusu da midemi daha çok bulandırmaya yetmişti.
Deli gibi korktuğum aşikar bir gerçekken bedenimde hissettiğim acı ile olduğum yere dûşûp bayılmamak için kendimi fazlasıyla kasmaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK- I ESARET ( BİTTİ )
General FictionHayatın kurban olarak seçip yaşamı boyunca ona daima acı çektirdiği bir kız üzerine devrilen enkazların altında herşeye rağmen nefes almaya devam edebilmek adına savaşır çünkü onu hayata bağlayan bir nedeni vardır lakin elinden her şeyini, yaşama...