SU
Canımı yakan adamın kolları arasındaydı huzur...
Tüm acıları çektirdikten sonra acımasızca kalbimi fetheden adamın kokusundaydı huzur...
Canını en çok yakanlar huzur verirdi bazen sana.
Yada bazen bir yanılmacaya kapılırdın, her ne kadar canını yakıyor ve yakmaya da devam ediyor olsa bile sen yalnızlığına uzanan eli itmeyip kabul ederek bu yanılmacaya inandırırdın kendini ve en acısı da aslında gerçeği çok iyi biliyor olman idi.
Hayatta hepimiz gerçeğini aslında çok iyi bildiğimiz yalanlara inandırırdık kendimizi ve her ne kadar iyi geldiğini sansak bile çok daha fazla yakardı canımızı.
Bazen yakıp kül ederdi bizi bu yanılmaca bazen de ruhumuzu söküp alır, kalbimizi paramparça ederdi.
Şimdi ise tek korkum kollarında huzuru bulduğumu sanarken yanılmam idi.
Zaten bu yaşıma kadar hep acıların kızı olmuştum ve artık daha büyük darbeleri kaldıracak mecalim kalmamıştı lakin hissediyordum hayatın canımı daha çok yakacağını.
Bir rûzgara kapılıpta o yolun sonunda uçurumdan aşağı düşmekten korkuyordum çünkü biliyordum ölmeyipte daha çok acı çekeceğimi.
Ölmem ise bana en büyük hediye olurdu çünkü benim bu dünyada yerim yoktu lakin hayat bana bu eşsiz hissi yaşatmamakta kararlıydı her zamanki gibi canımı daha çok yakmak için.
Her ne kadar bu dünyaya erkenden veda etmek istesem de hayat anlaşmıştı Azrail ile beni acıların içinde boğmaya devam etmekte.
Cesaretim yoktu benim...
Tehlike yada acı çalsa kapımı, o kapıya tonlarca kilit atıp saklanırdım bir köşeye; savaşamazdım ben çünkü bitap dûşmûştû artık benliğim hayatın bu acımasız oyununa karşı
Onun kolları arasında yatakta yatarken tek odaklandığım kokusu idi, zihnimde cirit atan dûşûncelerin izin verdiği kadırı ile... Onun varlığı dışında ki tüm herşeye algımı kapatmıştım yine.
Kokusu beni farklı farklı diyarlara sûrûklerken aslında bana bu dünyada en çok huzur veren şey idi ve ben yine korkuyordum yanılmaktan.
Huzurlu olabileceğime dair ûmitlerim çok önceden keisilmişti lakin bu adam beni terk eden tüm duyguları, hisleri, dûşûnceleri tekrardan aşılıyordu kalbime.
Korku ise onun yanımda olduğu her an benliğimi tarumar ediyordu.
Öyle bir adamdı ki canımı yakmasına rağmen bana en iyi gelen şeydi.
Belki yanılıyorumdur lakin şuan da kolları arasında yatarken hissettiğim tek his huzur idi. Ve tabi birazda korku...
Zihnimde ki dûşûnceleri bir kenara itip derin bir nefes aldığımda yine tarumar etti ciğerlerimi o kokusu.
Enseme çarpan ılık nefesi yine kendimden geçmeme neden olurken odaklandım sadece ona.
Bazen tekrar doğmak isterdim; bambaşka bir yerde, bambaşka bir ailenin çocuğu olarak...
Acıların kurbanı olmayı değilde mutluluğun temsili olmak isterdim lakin hayat bu rolü yazmıştı bana ve itiraz etme şansım bile yoktu, sadece rolûmû kurallarına göre oynamak dûşûyordu bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK- I ESARET ( BİTTİ )
Narrativa generaleHayatın kurban olarak seçip yaşamı boyunca ona daima acı çektirdiği bir kız üzerine devrilen enkazların altında herşeye rağmen nefes almaya devam edebilmek adına savaşır çünkü onu hayata bağlayan bir nedeni vardır lakin elinden her şeyini, yaşama...