Multimedia: Arel Yıldırım
__________Zihnimde ki tek görüntü siyah iken aslında hayatımızında simsiyah olduğunu düşünüyordum.
Hepimiz hayata bembeyaz temiz bir sayfa olarak gelirdik ama bûyûdûkçe hayatın acımasızlığı bu beyaz sayfayı siyaha çevirirdi.
Çocuklar bu hayatın en temiz ve masum insanlarıyken bûyûdûkçe hayat onlara gerçek yüzünü göstererek kendisi gibi acımasız hâle getirirken artık bu dünya çekilmez bir hâl alıyordu ve hep masum insanların canı yanıyordu.
Saçlarımın arasında hissettiğim sıcak nefes saç diplerimi gıdıklarken bilinciminde yerine gelmesini sağlamıştı.
Artık etrafımı algılayabiliyor olmama rağmen yine de bir tepki veremiyordum çünkü zihnimde hâlâ daha bulanık bir sis perdesi vardı.
Her ne kadar bilincim yerine gelmiş olsa bile başımda ki şiddetli ağrı yüzünden göz kapaklarım birbirinden ayrılmamak için büyük bir savaş içerisindeydi.
Zihnim hâlâ daha karanlığın esiri iken yattığım rahat yatakta huzursuzca kıpırdanmama da engel olamamıştım.
Açılan bilincim beraberinde son yaşadıklarımın da bir bir zihnime akın etmesini sağlarken aklımda ki bin bir dûşûnceyle gözlerimi aniden aralamam ve şoka girmem bir olmuştu.
Hayat bize bin bir türlü oyun oynarken biz ise hızına yetişemeyeceğimizi bile bile mücadele etmeye devam ederdik çünkü tüm bu oyunlara rağmen hayat devam ediyordur.
Korkuyu iliklerine kadar hissetmek ise benim şuan yaşadığım histi sanırım.
Anın şokuyla hiç bir etki tepki veremezken olanlara anlam verememem ise ayrı bir meseleydi.
Kalbim deli bir hızla atarken sonunda kendime gelebildiğimde yattığım yatakta hafif geriye kaymaya çalışsamda belimdeki güçlü eller izin vermiyordu. Her pisliğe bulaşmış olan ellerin belimde her saniye daha da sıkılaşması ise daha fazla ûrpermeme ve korkmama neden olmaktan başka bir işe yaramıyordu.
Şuan tam gözlerinin içine baktığım adamı tanıyor olmama lanet ederken onun nefesi bile korkudan tir tir titrememe yetiyordu. O böyleydi işte, varlığı bile insanlara korkuyu aşılıyordu.
Zar zor bir şekilde sesimi bulabildiğimde ise sesli bir yutkunmadan sonra bağırmak için dudaklarımı hafifçe araladım.
+ Sen...
Umduğumun aksine sesim korkak bir ceylan gibi zayıf ve ûrkek çıktığında ise gözlerimi sımsıkı kapatmadan edemedim. Şuan ki halime kendim bile acıyordum, kendimi bu adamın karşısında fazlasıyla çaresiz hissederken korkudan gözlerimin dolmasına da engel olamamıştım.
Şuan tek umduğum gözlerimi açtığımda karşımdaki kişinin yok olup gitmiş olmasıydı ama ne yazık ki bu da hayatın bize sunduğu imkansızlıklardan yalnızca biriydi. Tek istediğim bir mucizeydi ama hayat bunu bile bana fazla görûyordu.
- Evet ben, ah biliyorum çok yakışıklıyım.
Hiç değişmemiş, aynı eskisi gibi ukala ve ego yığını. İşte hayatın acımasızlaştırdığı insanlardan yalnızca biri ise şuan yakınlığımızdan ötürü -hatta yattığım yatakta yanımda kollarını belime doladığından- kokusunun burnuma dolarak midemi bulandırırken korkudan tir tir titrememe neden olan insandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK- I ESARET ( BİTTİ )
Ficción GeneralHayatın kurban olarak seçip yaşamı boyunca ona daima acı çektirdiği bir kız üzerine devrilen enkazların altında herşeye rağmen nefes almaya devam edebilmek adına savaşır çünkü onu hayata bağlayan bir nedeni vardır lakin elinden her şeyini, yaşama...