- Ama harika derecede, ultra yakışıklı, ünlü matematikçi, aşırı nazik olan, 21 yaşındaki Bay Jeon'dan bahsediyorum Eun. Düşünebiliyor musun? Adam sınıf atlamış, erken mezun olmuş ve buraya geliyor!
Diye sabahtan beri saçmalayan gerizekalı arkadaşım Haneul'e baktım. Kaşlarımı çatarak:
-O zaman geldiğinde çıkma teklifi et. Bana saçmalıkları anlatma!
Oturduğum sandalyeden kalkarak sınıfa doğru ilerlemeye başladım.
Ne olmuştu sanki adam yakışıklıysa. Ne yapalım yani?
- Vay vay vay. Atarlı güzel yine sahalarda. Neden kaşların hep çatık sanki Eun? Biraz gülümse.
Diyen Suho'ya ters ters baktım. Bu çocuk adamı sinir etmekte bir numaraydı. Onu takmadan yoluma devam edecektim ki bileğimden tuttu.
- Tamam tamam. Hemen sinirlenme. Ne oldu sana? Neye ya da kime sinirlendin?
Sinir bozucuydu ama en iyi dostlarımdandı.
-Çıkışta bizim yere gidelim.
Dedim ve yanından ayrıldım. Sınıfa girdim. Bizim salaklar yine oturmuş didişiyordu.
- Ya Baekhyun! Muzumu geri ver!
Diye bağıran Taehyung'a göz devirdim. Bu çocuk meyveleri neden bu denli seviyordu cidden?
Sırama geçip oturdum ve arkama yaslanıp bizimkilere döndüm. Baekhyun sırıtarak bana bakıyordu. 'Ne var' der gibi göz kırptım ona. Bana baktı ve elindeki muzu uzatarak:
- Yer misin?
Dedi. Bu Tae'nin en zayıf noktası olabilirdi herhalde. Her şeyini verir ama meyvesini asla! Gözlerini kocaman açarak Baek'e bakan Tae'ye hafif tebessüm ettim. Sonra muzu Baek'in elinden alıp, Tae'ye uzattım. Tae ise bana kare gülüşünü sunarak:
- Ya sen harika bir insansın Eun!
Dedi. Ben de kafamı sıraya koyup camdan dışarı, gökyüzüne baktım.
Ben Eun Mi. Park Eun Mi. 19 yaşındayım ve lise sondayım. Ama sınıfta kalmadım. 1 yıl geç başladım. Abim soyadımdan tahmin edilebileceği üzere Park Jimin. Anne, babama gerek yok.
Tae, Baek, Haneul, Suho ve Suga. Beşi de benim için özel insanlar. Ama aralarında beni en iyi anlayabilen tek kişi var. Suga...
O da benim gibiydi işte. Soğuk, gerekmedikçe konuşmaz, içine kapanık. Ama gözlerime baktığında bir sorun varsa eğer ve anlatmıyorsam tehtit ederek bile olsa alırdı ağzımdan.
Suho'da öyleydi. O da soğuk, diğerlerine göre.
Haneul. Tek kız arkadaşım. Güzel bir kız ve çok... Bana benzemez. Diğer kızlar gibi süslenir, bakımlıdır. Ama ağlarken yanımda her zaman o vardı. Delidir. Ama ciddi ortamlarda ciddiyetini korumakta üstüne yoktur.
Tae ve Baek. Favori ikilim. İkiside deli. Beni koruyup, kıskanmakta Jimin'i bile geçtiler. Didişip dururlar ama asla abartmazlar. Ve ben...
Yaşadıklarımdan dolayı güçlü durmaya alıştım. Kolay ağlamam. Hatta konu sevdiklerim olmadığı sürece ve damarıma basılmadığında asla. Kolay sinirlenirim ve aşka inanmam. Oldu ki bir gün aşık olursamda asla birlikte olmam. Çünkü yaşadıklarım yetmişken bir daha saçmalıklarla uğraşamam.
Ben, Haneul, Tae, Baek, Suho ve Suga. Okulda birlikte takılırız. Grubuz yani. Bize yaklaşmazlar. Hocalarda bizi pek takmaz. Ama bize iyi davranan hocalara saygımızı sınırsız kullanırız. En basit örneği Hoseok hoca...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY TEACHER BAY JEON
FanfictionSenin karanlığına ışık tutma görevine geldim. Görevimi tamamlamama izin verir misin? ~~~~~~~~~~ Gerçekte koruyamadığımızı, hikayede korusak adil olur mu?