Öncelikle olayları hızlandırıyorum. Çünkü canınız sıkılabilir uzarsa. Satır arası yorumu ve oy atmayı unutmayın. Bu arada dövüş yerini anlatamazsam üzgünüm, anlamazsanız kendi aklınızdan düşünebilirsiniz.
**********************JUNGKOOK'TAN
Eun adamın elini sırtına doğru çevirip, itti. Başka bir adam tam Eun'a vuracaktı ki, Eun adamın yumruğunu tutup aşağı doğru büktü. Adam acı içinde bağırırken, Eun adamın diğer kolundan tutup, kendine doğru çekti ve önünden çıktı. Adam yeri boylarken Eun diğerleriyle uğraşıyordu. Ben ise şaşkınlıktan kıpırdayamıyordum. Sonunda etraf durulduğunda kendime geldim. Eun'a baktığımda, bütün adamları halletmişti. Bir dakika. Kaşının ve dudağının kenarı patlamış. Bu kız manyak!
- Defolun.
Dedi sakince. Adamlar hızla ayağı kalkıp yavaşça uzaklaşmaya başladı. Bana bıçak çeken gerzekte ikimize baktı.
- Bunu yanınıza bırakmayacağım Park Eun Mi ve Jeon Jungkook!
- Lan.
Eun adama bir adım atmıştı ki adam koşarak arabaya bindi. Sinirle Eun'a döndüm. Kendini nasıl tehlikeye attığının farkında mıydı acaba?! Etraftakilere döndüm.
- DAĞILIN! HADİ HERKES SINIFA!
diye bağırmamla herkes okula girdi. Bende tam gidecek olan kendini bir numaralı tehlikeye atıcı'nın kolundan tutup arka bahçeye yönledim. Arka bahçeye geldiğim gibi Eun' u öne doğru fırlattım. Şu an gözüm dönmüştü ve aşırı sinirliydim. Ne yaptığımdan bi haberdim.
- Ne yaptığınızı sanıyorsunuz Bay Jeon?
Eun her zaman böyle miydi? Sinirli olsa bile sakince konuşan. Ama ben onun aksine aşırı sinirliydim!
- Sen iyi misin Eun? ! Tek başına o adamlara nasıl karşı gelirsin?! Ya o adamın elindeki bıçak sana gelseydi?! Ne olurdu o zaman Eun?!
- Sizi ne ilgilendirir? Her öğrencinize karşı böyle misiniz Bay Jeon?
Hala sakindi. Korkmuyor muydu?
Ben her öğrencime karşı böyle miydim gerçekten?
- Eğer senin yaptıklarını yapan bir öğrencim olsaydı, evet! Ona da böyle olurdum!
Kafasını yerden kaldırıp gözlerimin tam içine baktı. Göz ve ten rengi giyindiklerinin aksiydi. Bembeyaz teni ve kahvenin en açık tonu olan gözleri üzerindeki tek farklı renkti.
- Bay Jeon. Buraya sadece sizin için değil, benim içinde geldiler. Ayrıca burası bir eğitim kurumu. Bıraksaydım sizin boşluğunuzdan yararlanıp, bıçaklanmanız öğrencinin ister istemez psikolojisini etkilerdi. Ve Bay Jeon...
Diyip bir adım daha yaklaştı bana. Kalbim ise depar atmaya başlamıştı. Ne oluyor bana?
- Öğrencilerinizi bu denli düşünmeniz çok güzel bir şey.
Demesiyle çatık olan kaşlarım düzelmişti.
- Fakat benim yaptıklarımı sorgulamayın ve benimle uğraşmayın.
Kaşlarım tekrar benden bağımsız çatılırken, o omzuma çarparak gitmişti. Övdü mü? Evet. Ama son dediği fazlasıyla canımı sıkmıştı.
Hızla arkamı döndüm. Arka bahçeden çıkmasına az kalmıştı. Hemen peşinden gittim. Bileğinden tuttuğum gibi revire yol aldım. Ben adamlara karşı çıksaydım kaşı ve dudağı patlamazdı değil mi? Revire geldiğimde hemşireye baktım. Sanırım yoktu. İş başa düştü yani. Eun'u yatağa oturtup gerekli malzemeleri aldım ve sandelyeyi karşısına çekip oturdum. Kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Kaşını temizlemek için elimi kaşına götürdüm. Fazla canını acıtmamak çalışarak yarasını temizliyordum. Fakat yüzünde mimik oynamıyordu bile. Kalbim ise depara yol almıştı. Herhalde alacak. Korktum bir şey olacak diye. Sonra Jimin'e nasıl derdim değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY TEACHER BAY JEON
FanfictionSenin karanlığına ışık tutma görevine geldim. Görevimi tamamlamama izin verir misin? ~~~~~~~~~~ Gerçekte koruyamadığımızı, hikayede korusak adil olur mu?