26.Bölüm

560 38 68
                                    

JUNGKOOK'TAN

- Oğlum emin misin bak? Yanlış anlamış olmayasın.

- Of Jimin! Gözlerim bozuk olsaydı anlardım herhalde! Derfteri yedi yaşından beri kullanıyor. Açık aralarla yazılar yazıyor. Günlük işte!

- Kapa şu telefonu. Geliyorum.

Telefonu kapatıp, defteri elime aldım.

23 Mart 2020

Affettiğimden değil, boşverdiğimden üzerinde durmuyorum çoğu şeyin. Ve mutlu olduğum için değil; güçlü olduğum için gülüyorum.

Bu beni oldukça etkisi altına almıştı. Harikaydı. Tam onu anlatan bir yazıydı. Ama kırılmışlıkları da vardı.

Dayanamayıp, masanın üzerindeki kalemi alıp, boş bir sayfa açtım. Ve yazdım...

EUN Mİ'DEN

Gözlerimi açtığımda her yer karanlıktı. Ne ara akşam olmuştu?

Yatakta doğrulduğumda, üzerime örtülen kalın battaniyeyi gördüm. Ben ne ara odama geldim? Bunu üstüme kim örttü?

Abimdir diye düşünerek ayağa kalktım. Banyoya girip, elimi yüzümü yıkayıp, kuruladım.

Defterime yazı yazma isteği gelmişti. Nadir gelen  bir istekti. Boşverip, banyodan çıktım ve gömme dolabıma ilerledim. Kapakları açmıştım ki içeri giren kişiyle durdum.

- Benim canım kankeytomun beni özleyebileceğini düşünüp, uçarak geldin. Nasılsın Kim Taehyung'un en iyi kankeytosu?

Göz devirip, kapakları kapadım.

- Ne isteyeceksin Taehyung?

Heyecanla gülümseyip, birkaç adım daha yaklaştı.

- Şey. Meyveleri buldum da. Çikolatalar nerede aşkileteşkom?

Diyip, korkakça gülümsediğinde, başımı iki yana salladım.

- İflah olmaz bir manyaksın. Biliyorsun değil mi?

Gülerek başını salladığında bende güldüm. İşaret parmağını bana doğru uzattığında tek kaşımı kaldırdım.

- Çikolata istemiyorsun herhalde?

Elini indirip gülümsediğinde omzuna 'gel' gibisinden vurup, odamdan çıktım. O da benimle geliyordu.

Mutfağa girip, yeni yapılan dolabın çekmecesini açıp, bir kutu çikolatayı eline verdim. Gülerek iki üç kere zıplayıp, yanağımdan öptü. Ardından koşarak içeri gitti. Bende çekmeceyi kapayıp, içeri yöneldim. Bizimkilerin hepsi buradaydı.

- Ne zaman geldiniz siz?

Eun woo beni görünce yanını patpatlayıp, gülümsedi. Yanına oturduğumda karşımdaki beşliye baktım.

- Yarım saat önce. Baktık uyuyorsun, uyanana kadar bekleyelim dedik.

Başımı salladım.

- Uyandırsaydınız keşke.

Omuz silktiklerinde, göz devirdim. Asla değişmeyeceklerdi.

- Abim nerede?

Diyip, Eun woo'ya baktım.

- Biz geldiğimizde de yoktu. İşi vardır herhalde.

- Ya onu bunu bırakın. Sınavlar başlıyor.

Baekhyun'a ters ters baktığımda 'ne var' der gibi başını salladı.

- Hiç çalışmayıp tam puan alan, çalıştı mı yarı puan alan bir malsın Baekhyun. O yüzden çalışma. İşine bak.

MY TEACHER BAY JEONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin