(Gelinliği tamamıyla sizin hayalinize bırakıyorum ve medya benim şuan ki ruh halim)
EUN Mİ'DEN
Şaşkınca bakıyordum. Yalan yok güzeldi. Ama yeri kesinlikle burası değildi.
- Gitmeden önce. Bir kez olsun seni beyazlar içinde görmek istedim.
- J..Jungkook.
- Sadece bir kez.
Karşımdaki gelinliği alıp, uzattı.
- O..okula geç kalacağız.
- Umurumda değil.
O benim için bunları yaptıysa, ben de onun için bunu yapabilirdim. Ayrıca, en kötü ne olabilirdi ki?
Titreyen ellerimle, uzattığı gelinliği aldım. Gülümseyip, odadan çıktığında bir süre gelinlikle bakıştık.
Teyzemin düğününde giyinmiştim. Beyaz güzel bir elbise. Ve o gün o elbise kırmızıya bürünmüştü...
İrkildiğimde vakit kaybetmeden gelinliği giyindim. Yıllarca ters duran boy aynasını kendime çevirdim. Çok. Değişikti. Salık olan, siyaha dönük saçlarım ve gelinlik, uymuştu sanki.
'Kan kaybediyor! Acil kan takviyesi lazım! Haydi!'
Korkarak aynayı ters çevirdim. Ellerimi saçlarımdan geçirip, o anları unutmaya çalıştım.
Yaşattıkları yüzünden, Jungkook'un istediği bu basit şeyi bile gerçekleştiremiyordum.
- Bebeğim. Giyindin mi? İyi misin?
Kapının arkasından gelen sesiyle derin bir nefes aldım.
- İyiyim. Geliyorum. Git sen.
- Tamam. Dikkat et.
Uzaklaşan ayak sesleriyle tekrar aynaya döndüm.
Kendime çevirse miydim?
Vazgeçip, gelinliğin eteklerinden tuttum ve odadan çıktım. Dikkatli bir şekilde merdivenlerden inip, salona girdim. Başımı kaldırıp, ona baktığımda şaşkınca bakmaya başladı. Sadece o değil. Abim, Jin ve Eun woo'da...
- E...Eun.
Bakışlarımı düzelttiğim gelinliğin eteklerinden Jungkook'a çevirdim.
- Ne?
Dolu gözleri, gülen yüzüyle yanıma geldi. Ellerini yanaklarıma koyup, alnımdan öptü. Ardından sarıldı.
- Bana bu hayattaki en büyük hediye sensin. İyi ki varsın meleğim.
Bu anı asla bozmak istemiyordum. Lütfen. Lütfen gelen krizi sonra geçirebilir miyim?
- Sende iyi ki varsın.
Kendini geri çekti.
- İyi misin sen? Titriyorsun.
- H..ha. Şey. Olur öyle arada. Yok bir şeyim.
Var bir şeyim. Ama bu anı bozamam.
- Yıllardır yapamadığımı beş dakikada yaptı şerefsiz.
Gülerek Jungkook'la sarıldılar. Ardından bana döndü. Gözleri kıpkırmızıydı. Zor dayanıyordu.
- Kardeşimi gelinlikle görmekte varmış.
Yakında kefenle...
- Varmış demek ki.
Nefesim sıklaşmaya başladığında resmen iç dünyamda savaşa girmiştim.
Saçlarımdan öpüp kulağıma eğildi.
- Sakin ol. O saçmalıkları düşünme. Bu güzel bir şey. Onlar gibi değil abicim. Sevdiğin adamın verdiği hediye bu. Eskiyi düşünme. Sakin ol.
Abimdi işte. Her şeyimi bilen anlayan tek kişi. İçimi gözlerimden okuyan tek kişi. Hayatımda beni asla bırakmayan insanlardan ilk sırada olan kişi...
Biraz olsun sakinleşmeye başladığımda gülümsedi.
- Aferin sana.
Kollarımı bedenine dolayıp, sıkıca sarıldım. O olmasaydı ne yapardım bilmiyorum.
- Bana da bırakın lan.
Yanımızda biten Jin'le gülümsedim.
- Artık yengemde ister bir düğün ha?
- Sen çok fenasın.
- Biliyorum.
Gülerek sarıldı.
Onlar benim tek ailemdi...
~~~~~~~~~~
- Seni beyazınla gördüm ya daha bir şey olmaz.
- Ölüyordum orada. Kes sesini.
Güldü. Elimi bırakıp, önüme geçti.
- Her şey bitti. Baban olacak it gitti. Annen olacak kadın bizden uzakta. Sadece kısa bir süremizde olsa, birlikteyiz. Korkularımızda yok artık. Seni asıl kıyafetinlede gördüm. Ölsende, ölmesende tek sevdiğim, kalbimin tek sahibi olan kişi sensin. Seni çok seviyorum güzelim. Bunu sakın unutma.
Konuşması beni gülümsetirken ellerini tuttum.
- Bana bu hayatta yapabileceğin en büyük iyiliği yaptın. Ne olursa olsun. Ben gitsemde abim onunlaydı. Abimi ondan kurtardın. Beni ondan kurtardın. Her şeye rağmen yanımda oldun. Seni kovmama rağmen yine yanımda oldun. Ve şimdi buradayız. Sen benim için bu kadar şey yaparken, ben hiçbir şey yapamadım. Tek yapabildiğim o gelinliği giyinmekti. Onuda doğru dürüst yapamadım. Ben senin için hiçbir şey yapamadım. Senin. Senin sevgine layık değilim. Sen çok güzel seviyorsun. Ama ben. Onuda beceremiyorum.
Bakışlarımı ellerimizden yüzüne çıkardığımda tebessümle beni izlediğini gördüm.
- Bitti mi?
- Ne bitti mi?
- Saçmalaman.
Anlamazca ona baktığımda ciddi haline büründü.
- Saçmalıyorsun. Önyargılarımı kırdın. Sevmeyi, kaybetme korkusunu, güçlü duruşun ne demek olduğunu, sevdiklerini korumak için canını bile hiçe sayabilmenin ne demek olduğunu öğrettin bana. Ben sanada kalbinede hayranım. Sevginide görebiliyorum. Benim için, o anları hatırlamana rağmen o gelinliği giyindin. Bu yüzden böyle söyleme. Bu beni sadece üzer.
- Sen çok güzelsin be adam.
Güldü.
- Ben seninle güzelim. Sen benimle güzelsin. Biz birlikte güzeliz. Başkasıyla değil.
**********************
Kısa kısa geliyor bölümler. Bunun için üzgünüm. Bana kızmıyorsunuz değil mi?
Uzun bir bölüm yazmaya çalışacağım sadece aksamalar oluyor şu sıralar ama telafi edeceğim.
- Nasılsınız?
- Bölüm nasıldı?
Umarım beğenirsiniz.
(Edebiyatçı bir şeyler diyor arkada ama ne diyor Allah bilir😂)
Görüşürüz güzelleriiim...💜👋🐰
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY TEACHER BAY JEON
FanfictionSenin karanlığına ışık tutma görevine geldim. Görevimi tamamlamama izin verir misin? ~~~~~~~~~~ Gerçekte koruyamadığımızı, hikayede korusak adil olur mu?