(Şaka maka 30.bölümdeyiz lan. İnanmıyorum! Ve hoca şuan gesi bağlarını çalıp, söylüyor😂)
EUN Mİ'DEN
Dudaklarını alnımdan çektiğinde gülümseyip, ayağa kalktı.
- Gidelim mi? İyi değilsin. Dinlen biraz.
Kalkmaya çalıştığımda izin vermeyip, kucağına aldı.
- Jungkook, bırak. Belin ağıracak.
- Eun. Kuş gibi bir şeysin zaten. Sus.
Dudaklarımı birbirine bastırıp, başımı eğdim. Yürümeye başladığında göz ucuyla ona baktım. Çok.
Yakışıklıydı...
Bu inkar edilemez bir gerçekti. Kulakları delikti. Küpe takıyor muydu?
- Araban açık mı?
Gözlerimi kırpıştırıp, kendime gelmeye çalıştım.
- Ha? Ne?
Güldü.
- Araban açık mı diyorum güzelim? Bineceğiz ya hani.
- Haa. Evet. Açık.
Başını sallayıp, yolcu koltuğuna bıraktı bedenimi. Kapıyı kapayıp, sürücü koltuğuna geçtiğinde koltuğu kendine göre ayarladı. Ardından arabayı çalıştırdı. Benimse gözlerim daha fazla dayanamadan kapanmıştı...
JUNGKOOK'TAN
Kırmızı ışıkta durduğumda bakışlarımı Eun'a çevirdim. Uyuyan yüzünü gördüğümde, ister istemez gülümsemiştim. Şuan onu eve bırakabilecek kadar dinç değildim. Yorulmuştum.
Telefonumu çıkarıp, Jimin'i aradım. Yeşil ışığı görünce tek elimle sürmeye devam ettim.
- Dostum. İyi misin? Eun nerede? O iyi mi Jungkook?!
Telaşlı sesine tebessüm ettim. Kardeşini bu denli sevip, telaşlanması güzeldi.
- İkimizde iyiyiz Jimin. Ama aşırı yorgunum. Eun'da uyudu. Yarın gelse olur mu? Dayanabileceğimi sanmıyorum.
Derince bir nefes verme sesinden sonra konuştu.
- İkinizde iyisiniz ya. O bana yeter. Yorgunsan getirmene gerek yok. Ben gelir alırım onu.
- Hayır!
Bağırmamla Eun'a baktım. Hala uyuyordu.
- Neden?
İmalı sesini duyduğumda yutkundum
Kıvır kıvıra bilirsen Jungkook.- Y...yani. Eun'un arabasıda burada.
- Taksiyle gelirim?
- Y...yorulma sen. Git yat. Ben yarın getiririm.
- Hmm. İyi bari. Öyle olsun.
İmalı sesine karşı güldüm. Nasıl abiydi bu? Şahsen Mi-cha bir çocukla aynı evde kalacak. Hem de gece! Gerekirse geberecek durumda olayım. Kardeşimi alırdım. Eh. Bu benim için geçerli. Jimin'in böyle olması benim için...
Avantaj!
İmalı vedalaşmasındam sonra telefonu kapayıp, arabayı park ettim. Kemerimi çıkarırken gözlerim ağzı hafif açık uyuyan kıza baktım.
Yanaklarını ısırmak istiyorum, Tanrım!
Arabadan inip, Eun'un tarafına geçtim. Kucağıma alıp, arabayı kilitledikten sonra eve yöneldim. Kapıyı açıp, onu odama çıkardım. Yavaşça yatağa bırakıp, üzerini örttüm. İyi ki eşofman giyinmişti. Yoksa onu uyandırmak zorunda kalırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY TEACHER BAY JEON
FanfictionSenin karanlığına ışık tutma görevine geldim. Görevimi tamamlamama izin verir misin? ~~~~~~~~~~ Gerçekte koruyamadığımızı, hikayede korusak adil olur mu?