EUN Mİ'DEN
- Jungkook. Bu duyduklarını, gördüklerini unut. Bunları görmemen lazımdı. Özür...
- Sorun değil ve unutmam gerekmez. Sana yanında olacağımı söyledim. İste ya da isteme. Umurumda değil Eun.
Varla yok arası tebessümümü yerleştirdim yüzüme. Camdan bakarken konuştum.
- Gerizekalısın.
- Pardon?
Gözlerimi gözlerine çevirdim.
- Gerizekalısın. Hayatını kendi ellerinle mahvediyorsun. Yapma.
Sıkıntıyla nefes verip vücudunu bana doğru çevirdi.
- Başkalarını düşünmekten ne zaman vazgeçeceksin?
- Hiçbir zaman.
Eliyle alnını ovuşturdu.
- Hayatını benim gibi biri için mahvediyorsun.
Kaşlarını anında çatarken bakışlarımı ellerime indirdim.
- Senin gibi biri? Nasıl biriymişsin sen?
Önemsizdim. İnsanları kırardım. Kimin nasıl hissettiğini anlamazdım. Etrafımdaki herkesi üzer, zarar verirdim. Demiştim ya işte. Kötü biriydim ben. Herkese zarar veren kötü biri...
- Herkesi kıran biriyim ben. Etrafımdaki kim varsa zarar veren, önems...
- Saçmalıyorsun! Ne kadar güçlü biri olduğunu göremeyecek kadar aptalsın! Etrafındaki insanlara o kadar değer veriyorsun ki, onlar için neredeyse canından olacaksın! Etrafındaki insanları nasıl koruduğunun farkında değil misin?! Sadece onları düşünüyorsun! Kendini bir kez olsun düşünmüyorsun! Önemsiz biri olsaydın Yoongi, Taehyung, Haneul, Baekhyun, Eun woo, Suho veya ben senin için endişelenip yardım etmeye çalışmazdık! Onları kırdığını düşünüyorsun! Ama onların, senin ne yapmaya çalıştığını anlamadığını mı sanıyorsun Eun?! Saçma sapan konuşma!
Ama bilseler bile kırılırlardı. Haneul'e kızıp, tersler sert konuşurdum. Baekhyun ve Taehyung'a söylediklerimi saymıyorum bile. Yoongi ve Suho ile olan diyaloğum daha iyiydi ama yeri gelince onlarıda tersliyordum. Eun woo en başından beri benim ne olursa olsun yanımdaydı. Ama onu da kırdığıma emindim.
Elimin üzerinde hissettiğim elle ona döndüm.
- Bir düşün. Eğer onları gerçekten kırsaydın, ne olursa olsun yanında dururlar mıydı? Okula geldiğim ilk gün, o olaydan sonra sınıftan gitmiştin. Senden sonra Haneul'ün dediklerini biliyor musun? Seni o kadar sevip, önemsiyorlar ki. Buna yemin edebilirim Eun.
Bende onları çok seviyordum. Ama. Zarar veriyordum işte...
- Seninde onları sevdiğini gözlerinden anlayabiliyorum. Sınıftayken, sizi boş bıraktığımda sohbet edip, gülüşüyorlardı. Peki sen? Onlara bakıp, resmen gülümsüyordun. O kadar dalmıştın ki, sana baktıklarını bile anlamamıştın. Her onlara baktığında gözlerinden ne kadar sevdiğin anlaşılıyor Eun. Ve emin ol onlarda bunun farkında. Düşüncelerinin saçma olduğunu fark et diye söylüyorum. Onlar seni, senin sevdiğinden daha fazla seviyorlar. Buna eminim güzelim.
Gözümden yaş geldiğinde gülümseyip, sildi.
- Hadi git artık. Yarın okulun var.
Başımı sallayıp kemerimi çıkardım. Kapıyı açmak için elimi atmıştım ki durdum. Ona döndüğümde anlamazca bana bakıyordu.
- Teşekkür ederim Jungkook.
Dediğimde şaşkınca gülümsedi. Bense hemen arabadan inip eve girdim. Koşarak gelen annemi gördüğümde takmadan odama yöneldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY TEACHER BAY JEON
FanfictionSenin karanlığına ışık tutma görevine geldim. Görevimi tamamlamama izin verir misin? ~~~~~~~~~~ Gerçekte koruyamadığımızı, hikayede korusak adil olur mu?